İşte beni uyandıran meleğim

MENAJER Aydan Baştuğ, kızları 15 yaşındaki Deran ve 11 yaşındaki Hande’yle Kınalıada’da bir yakınlarını ziyaret ettikten sonra plaja gitti. Denizden çıkıp güneşlenirken plajda bir gürültü koptu. Plajdaki herkes denizden çıkarılan bir delikanlının başına toplanmıştı. Kendinden geçen bu genç erkek, nefes almakta zorluk çekiyordu ve gözbebekleri de kaymıştı.

22 yaşındaki garson Mehmet Demir, halasının oğlu Bilal Yıldırım’la aynı gün adaya yüzmeye gitmişti. İyi yüzme bilen Bilal’le birlikte denize girdi. Ancak Mehmet Demir hiç yüzme bilmiyordu. 50 metre sonra, boyunu aşan suda batıp çıkmaya başladı. ‘İmdat’ diye bağıracak kadar bile suyun üstünde kalamıyordu. Yardımına kuzeni koştu. Kendinden geçmiş olan Mehmet’i boynundan kavrayıp kıyıya çıkardı.

HAYAT VEREN SESLENİŞ

Kumsala yatırılan Mehmet yaşamla ölüm arasında gidip gelirken gördüğü bir hayal onu kendine getirdi. Yeşil bir alanda yürürken arkasından gelen bir kadın sesi, ‘Sen fazla yürüyorsun, yavaşla’ diye sesleniyordu. Bu sırada Mehmet uçuruma yuvarlandı. Kayalıkların arasında bulduğu bir ağaç köküne tutundu. Arkasından gelen beyazlar içindeki kadın, onu elinden yakalayarak, ‘Yaşamalısın güzel delikanlı. Yaşarsan sana buz gibi bir bira ısmarlayacağıma söz veriyorum. Henüz çok gençsin. Seni sevenler var’ diye haykırıyordu.

Oysa aynı dakikalarda başına toplananlar arasındaki Aydan Baştuğ, elini sımsıkı tuttuğu Mehmet’e aslında, tamı tamına aynı kelimeleri söyleyerek, onun bilincini açık tutmaya çalışıyordu. Mehmet yarım saat sonra gelen jet ambulansla Kartal Devlet Hastanesi’ne kaldırılırken yolda gözlerini açtı. Doktorlar, eğer onunla konuşulup bilinci açık tutulmasaydı Mehmet’in hastaneye gelene kadar ölmüş olacağını söyledi.

ADAYA BİR HASTANE YAPILMALI

Akciğerlerine su dolan Mehmet, 1 gün yoğun bakımda kaldıktan sonra kendine gelebildi. İlk ziyaretçisi, kendinde olmadığı için plajda yüzünü hiç görmediği, rüyasında kendisini uçurumdan çeken kadının ta kendisiydi.

Aydan Baştuğ, 23 Temmuz’da ‘üçüncü evladım’ dediği Mehmet’i hayata döndürmüştü. Şimdi anne-oğul gibiler. Aydan Baştuğ, bira sözünü de zatürree başlangıcı teşhisi koyulan Mehmet iyileştiği zaman yerine getirecek.

Yüzme bilmediği halde denize giren Mehmet, ‘Benim için çok iyi bir ders oldu. Bilinçsizliğimi neredeyse canımla ödeyecektim. Ölüm uykumdan meleğim uyandırdı. Korkumun üzerine gidip, özel yüzme dersleri alacağım. Denizin şakası olmadığını anladım’ diyor.

Aydan Baştuğ ise adada tam teşekküllü bir hastane olmamasına hayıflanıyor. Turizme açık bir yere hastane yapılmamasını sorumsuzluk olarak niteleyen Aydan Baştuğ, ‘Jet ambulans gelmeseydi Mehmet şu an yaşamıyor olurdu. Adada özellikle sıcak yaz günlerinde kalp krizi geçiren çok oluyor. Yakın zamanda da 11 yaşındaki bir çocuk bisikletten düşmüş. Hemen müdahale edilemediği için de yaşamını yitirmiş’ diye konuştu.

Mehmet için bir şiir yazdı

AYDAN Baştuğ, genç bir insanın gözleri önünde ölmek üzere olmasından çok fazla etkilendiğini söylüyor. Olayı, Mehmet’in ellerini sımsıkı tutarak anlatırken gözlerinden yaşlar süzülen Aydan Baştuğ, Mehmet’e yazdığı bir şiiri okudu. Baştuğ’un, ‘Henüz çok gençsin, ölmemelisin’ adını verdiği ve yaşadıklarını saniye saniye anlatan şiir şöyle:

‘Canından can mı gidiyor. Aç gözlerini ne olur! Bedenin ondan mı titriyor. Konuş benimle ne olur! Siyah üzüm gözlerin toprak olmasın, verme izin. Bırakmam ellerini. Bırakma ellerimi. Tutun hayata yaşamalısın. Henüz çok gençsin. Hayatla ölüm arasında o keskin çizgide dönmelisin hayata gücünle. Henüz çok gençsin, buracıkta bu sahilde ölmemelisin. Sen bir uçurumdan aşağı düşerken, ruhun belki de son nefesini verecekken, ellerini tuttum sımsıkı. Sahil haykırışlarımla sanırsın ağladı. Yaşama gücünle hoşgeldin hayata.’