İşte aile içi şiddet çilesi

Güncelleme Tarihi:

İşte aile içi şiddet çilesi
Oluşturulma Tarihi: Eylül 15, 2009 00:00

Hürriyet’in “Aile içi şiddete son” kampanyası, beşinci yılını tamamlamak üzere.

Haberin Devamı

Yayınlar, eğitimler, konferanslar, 13 ünlü kadın sesinin bir araya geldiği Güldünya Şarkıları albümü ve konseri, Türkiye’nin ilk ve tek 7 gün 24 saat hizmet veren
Acil Yardım Hattı, kampanyanın kilometretaşları. Ve yine Hürriyet Hakkımızdır tren etkinlikleri var.

Koca vagon boydan boya “Aile içi şiddete son” diyor, “arayın, sessiz kalmayın” diyerek 0212 656 96 96 numaralı telefonu veriyor. Peki o telefonu arayarak şiddet gördüğü için başvuruda bulunanların başına neler geliyor? Her zaman ve her yerde huzur içinde koruma altına alınabiliyorlar mı? İşte bu soruların cevapları, şimdi trende aranıyor.

Geçen yaz trenle dolaşırken, 43 şehirde, mağdur ya da yetkili, katılmak isteyen herkesle şiddet üzerine eğitimler yapmıştık. Ancak kısa bir süre sonra farkettik ki, çoğu şehirde şiddetle ilgili çalışmalar yapan kurumların birbirinden pek haberi yok! Gözümüzün önünde aynı şehrin bir derneği ile bir devlet kurumunın yetkilisi tanışıp, birbirlerine kartvizit verdi kaç kez. Biz de tren en azından tanışmalarını sağladı diye sevindik. Ancak bu hoş bir durum değil tabii; kurumların birbirinden habersiz olması ya da iletişim güçlüğü yaşaması, çalışmaların bir sisteme oturmamasına neden oluyor ve mağdur dayak yemekle kalmayıp, başvuru sürecinde de yeniden mağdur edilebiliyor.

Eğitim gibi işbirliği de şart

Bu yüzden Neşe Hacısalihoğlu bu yıl eğitimler için yeni bir program geliştirdi; ziyaret ettiğimiz şehirlerde aile içi şiddet mağdurları için çalışması gereken tüm kurumların yetkilileriyle uygulamak üzere, “Kurumlararası İşbirliği Eğitimi”ni hazırladı. Şimdi her şehirde, öncelikle mağdurla en fazla temas halinde olan emniyet, jandarma, sosyal hizmetler, belediye, sivil toplum kuruluşları, baro, sosyal yardımlaşma vakıfları, milli eğitim ve nüfus müdürlükleri gibi kurumlar ve üniversitelerin temsilcileri trenin konferans vagonunda buluşuyor.

Hacısalioğlu bir çile iple başlıyor işe. İpin ucu, mağdurun dayak yediği an. Sonra ilk başvuruyu yaptığı karakolun yetkilisine geçiyor, oradan hastaneye, sığınma evine, arada milli eğitime, nüfus müdürlüğüne, adliyeye... Bir süre sonra ortaya kocaman bir örümcek ağı çıkıyor. Bu ağ, mağdurun dayak yediği andan kendine yeni bir hayat kurana kadar geçtiği yolları temsil ediyor. Katılımcılara, aslında bu yolun ne kadar karmaşık ve zorlu olduğunu gösteriyor. Bir kurum yetkilisi aynı anda, mağdurun kendisi dışında başka hangi kurumlarla iletişime geçtiğini, kısaca “ne çileler çektiğini” görüyor.

Sonuç gerçekten çarpıcı: Mağdur rolünü üstlenen yetkili bir anda “Kendimi daha mağdur olmuş hissettim” diyebiliyor ya da “Ben vazgeçtim, umutsuzluğa kapıldım” diyenler var. Maalesef bu çileler içinde, tıpkı gerçek hayatta olduğu gibi, kendini en rahat hisseden, şiddet gösteren rolündeki kişi oluyor. Diğer herkes bir şeyler yapmak için debelenirken, o duruyor, herhangi bir baskı hissetmiyor; gazeteci deyimiyle “elini kolunu sallayarak geziyor.”
Yöneticiler listeyi görmeli
Çalışma sonunda, bu konuda kim yoğun çalışıyor, kim kime fazladan iş yüklüyor, hangi kurum hangi kuruma daha fazla destek olabilir ve en önemlisi ağın iplerini azaltmak için neler yapılabilir gibi konularda tartışılıyor. Neşe Hacısalioğlu onlara, mağdurun Hürriyet Aile İçi Şiddet Acil Yardım Hattı’nı aradıktan sonra neler hissettiğini, endişelerini ve yardım istemesini zorlaştıran nedenleri anlatıyor. Kurum temsilcileri de kendi yaşadıkları konusunda içlerini döküyor. Yaşadıkları olumsuz duygularla başa çıkma yollarından da söz ediliyor. Sonuçta o şehirde şiddetle mücadelenin güçlü ve zayıf yanları, engel ve desteklerin neler olduğu, daha fazla neler yapabileceği üzerine uzun bir liste yapılıyor.
Gerisi bu listenin gereklerini yerine getirecek yöneticilere kalıyor.

Haberin Devamı

Şiddet eğitimi ilköğretim müfredatına alınmalı

Haberin Devamı

BU güne kadar İzmir’de iki, Aydın, Denizli ve Burdur’da birer çalışma yapan Hacısalihoğlu: “Genelde katılımcılar donanımlı ve bir şeyler yapmaya istekli. En büyük eksikliğin kurumlararası koordinasyon ve iletişim eksikliği olduğunu söylüyorlar. Şehrin tüm kurumlarla koordineli çalışan bir aile içi şiddet komisyonunun olması gerektiğini belirtiyorlar. Tüm gruplar en çok üzerinde durduğu öneri, bu eğitimin ilkokuldan itibaren müfredata eklenmesi” diyor. Tabii mağdur ve şiddet gösterene psikolojik destek verecek birimlerin oluşturulması da çok önemli. Ayrıca mağdura verilen meslek kurslarının işe yaraması için onlara iş bulacak kurumlarla ortak çalışmak gerekiyor. Belediyelerden daha duyarlı olması bekleniyor. Hacısalioğlu’na göre en çok dile getirilen güçlük ise mağdurla yoğun olarak çalışanlardaki “tükenmişlik sendromu.” Çünkü meslek yaşamları boyunca travmayla çalışmalarına rağmen herhangi bir sağaltım çalışmasından geçirilmiyorlar. Ve bu durumu istemedikleri halde işlerine yansıtıyorlar.

Haberin Devamı

BUGÜN ISPARTA’DAYIZ YARIN UŞAK’TAYIZ

HÜRRİYET TRENİ’NDEN ISPARTA’YA HEDİYE

Yarın Hürriyet alan tüm Ispartalılara Hürriyet Hakkımızdır Treni kalemi ve puzzle’ı, “Kırmızı Bisiklet” ve “Yörüklerden Unutulmuş Masallar” dergileri hediye. Ayrıca 15-24 Eylül tarihleri arasında Hürriyet’in logosunu tarihiyle birlikte kesip (10 adet) başbayiye getiren herkese Marvi Hammer İngilizce Eğitim Seti (10 VCD).

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!