Güncelleme Tarihi:
Gazeteci Uğur Dündar yönetiminde, soruşturmacı gazeteci Nedim Şener”in de katılımıylagerçekleşen Arena programının bu haftaki konuğu olan Zonguldak Karaelmas Üniversitesi Tıp Fakültesi Öğretim Üyesi Doç.Dr. Erdoğan, çocuklara uygulanan taciz ve cinsel saldırı vakaları ile istifa ederek ayrıldığı Adli Tıp Kurumu hakkında çarpıcı açıklamalarda bulundu.
UĞUR DÜNDAR YORUMLUYOR | ||
|
2005 yılında yürürlüğe giren Türk Ceza Yasası'nda tecavüz suçları için 8 yıl hapis cezası öngörüldüğünü söyleyen Erdoğan, bu fiil sonrasında çocuğun ruhsal durumunda bozukluk doğmuşsa cezanın 15 yıla çıktığını bu nedenle Adli Tıp'tan rapor istendiğini söyledi.
Raporlar değişti
Tecavüz mağduru olan çocukların ruhsal durumlarının bozulup bozulmadığını tesbit eden raporların aralarında çocuk psikiyatristibulunmayan Adli Tıp Kurumu 6.İhtisas Kurulu tarafından hazırlandığını söyleyen Erdoğan, B.Ç vakasından sonra atandığı kuruldan daha önce “ruhsal durumda bozukluk yoktur” raporlarının “ruhsal durumda bozukluk tespit edilmiştir” şeklinde değiştirildiğini söyledi.
Erdoğan bu konuda çok çarpıcı bir örnek de verdi:
"Bakıcıya bırakılan bir çocuk dört yaşından sekiz yaşına kadar bakıcının kocası tarafından hem önden hem de arkadan tecavüze uğramış. Çocuk psikiyatrisi uzmanının da bulunduğu bir heyet tarafından, “çocuğun ruhsal durumunda bozukluk oluşmuştur” diye rapor hazırlanmış. Tabii mahkeme dosyayı Ali Tıp'a göndermiş. Düşünebiliyor musunuz, kurul bu dosyada çocuk psikiyatristi raporuna rağmen, "çocuğun ruhsal durumunda bozukluk yoktur" diye yeni bir rapor hazırlamış. Bu “B.Ç” vakasından sonra Adli Tıp'ta çocuk psikiyatristi olmadığı anlaşılınca, mahkeme başkanı dosyayı yeniden göndermeyi tercih etmiş"
"Soru çok anlamsız"
''Taciz ya da tecavüze uğrayan kişinin özellikle de çocukların ruh sağlığı bozulmuş mu bozulmamış mı?'' şeklindeki sorunun "çok anlamsız" olduğunu söyleyen Erdoğan, "en küçük tacize uğrayan çocuğun yaşadığı sarsıntı 10-15 yıl sonra ortaya çıkar. Ve bu çocuklarda mutlaka davranış bozukluğu gözlenir. Bu da ruh sağlığının bozulmasıdır" diye konuştu.
Yüzde 30'u intihara kararlı
Taciz ya da tecavüze uğrayan çocukların yüzde 30'unun intihar etme kararında olduğunu anlatan Erdoğan, "Büyükler taciz ya da tecavüzde suçun karşı tarafta olduğunu biliyor ama saldırıya uğrayan çocuklar suçu kendisinde arıyor. “Ben bir hata yaptım da cezalandırıldım!” diye düşünüyorlar. O yüzden “buradan çıkıp eve gidip intihar edeceğim” diyen çok çocukla karşılaştım. İşte bu durumdaki çocuklara Adli Tıp'tan “ruhsal bozukluk oluşmamıştır” diye raporlar çıkıyordu. Ben gidince raporlar değişmeye başladı. Her bir vakaya 45 dakika ayırıyorduk ve Türkiye genelinden gelen vakaları sıraya koyunca da 1.5 yıl sonrasına gün vermeye başlamıştık." şeklinde konuştu.
Türkiye'de Adli Tıp 6.İhtisas Kurulu'na gelen yıllık vaka sayısının 5 bin olduğunu vurgulayan Doç.Dr. Erdoğan, “Mevcut sistem değişmediği takdirde yakında 5 yıl sonrasına gün verilmeye başlanacak. Yani tecavüze uğrayan kişi beş yıl boyunca tecavüzcüsüyle karşı karşıya gelebilecek demektir. O zamanda zaman aşımı devreye girecek" dedi.
Erdoğan, Adli Tıp Kurumu'ndaki yığılma ve eksikliklerin giderilmesi için üniversitelerde çocuk psikiyatristlerinin görev yaptığı heyetlerin raporlarının mahkemeler tarafından kabul edilmesinin önemli bir adım olacağına dikkat çekti.
Doç.Dr Ayten Erdoğan, bu akşam yayınlanacak Arena'da kısa süre görev yaptığı ve istifa ederek ayrıldığı Adli Tıp Kurumu ile ilgili gözlemlerini de paylaştı. Kurum hakkındaki gözlemlerini istifa dilekçesinde dile getirdiğini söyleyen ve tümünü belgeleyebileceği iddialarının incelenmesini isteyen Erdoğan, şu çarpıcı örneği anlattı:
"Adli Tıp kurumu'nda Gözlem İhtisas Kurulu'nda her türlü suçlu gözlem altında tutuluyor. Bazen bir büstü boyadığı için yargılanan 14 yaşındaki bir çocuk ile azılı bir katil, üç hafta boyunca parmaklıklı aynı odada kalabiliyor. Aynı odada olmasa bile aynı ortamda çay içip yemek diyor. Oysa Avrupa'da gözlemler ev ortamında ve çocuk psikiyatristlerinin gözetiminde yapılıyor."