Güncelleme Tarihi:
Lise öğrencisi Çağla Tuğaltay, 5 Haziran 2000’de, İstanbul Şişli’deki evlerinde kimliği belirsiz bir kişi tarafından boğazı kesilerek öldürüldü. Cesedi bulunduğunda iç çamaşırı çıkartılmıştı. Adli Tıp Kurumu raporuna göre tecavüze uğramamıştı. Kapıda zorlanma izi yoktu. Katil kanlı ellerini mutfaktaki lavaboda yıkamıştı. Soruşturma kapsamında yaklaşık 70 kişinin ifadesi alındı. Cinayetten 14 yıl sonra ise Çağla’nın tırnakları arasında katilin DNA izi bulundu. Bu iz 102 kişiden alınan DNA örnekleriyle karşılaştırılsa da sonuç çıkmadı.
KAPICININ KAN ÖRNEĞİ ALINDI
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’nca yürütülen soruşturma kapsamında geçtiğimiz günlerde, cinayetin işlendiği tarihte apartman görevlisi olan kişinin ifadesi alındı. 57 yaşındaki apartman görevlisinin kan örneği de alınarak Çağla’nın sol elinin tırnak içindeki deri kalıntıları ve bina girişinde tespit edilen kan örneği ile DNA eşleşmesi olup olmadığının incelenmesi için Adli Tıp Kurumu’na gönderildi. Soruşturmayı yürüten İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı Faili Meçhul Suçlar Bürosu ise suç faili olduğu düşünülen kişilerin ifade alma işlemleri ve incelemeler (kan örnekleri, DNA incelemesi ve parmak izi incelemesi gibi) devam ettiği gerekçesiyle, TCK’nın 67. maddesi gereğince zamanaşımını durdurdu.
TANIDIKLAR ÜZERİNDE DURULUYOR
Zamanaşımını durduran savcılık, Çağla Tuğaltay’ın alt komşusunun “Çağla ayaklarını vura vura yürüdüğü için evden çıktığını ve eve geldiğini anlardım. Olay günü Çağla eve geldi. Kapı çaldı ve biriyle konuşmaya başladı. Tanıdık biri olduğunu düşündüm, emindim çünkü o ses tonuyla konuşuyorlardı. Ancak ne konuştuklarını duymadım” ifadesini de dikkate alarak, kapının zorlanmamış olmasından dolayı şüphelinin tanıdık biri ve erkek olduğu ihtimalini değerlendiriyor.
Ayrıca şüphelinin DNA örneğinin de emniyetin DNA havuzunda olduğu ve sürekli burada DNA taraması yapıldığı, ancak şüphelinin bulunması için kan örneğinin alınmasını gerektirecek bir olaya karışması gerektiği belirtildi.
‘KATİLİN YAKALANACAĞINA İNANIYORUM’
Zamanaşımı süresinin durdurulduğunu öğrenen anne Gülnur Tuğaltay, şöyle konuştu: “Ben katilin de yakalanacağı haberinin geleceğine inanıyorum. Son 24 saat kala böyle bir haberin gelmesi bize umut oldu. Bunun yasalaştırılmasını, sürenin kalkmasını istiyorum. Cinayetin süresi olmaz, zamanaşımı olmaz diye düşünüyorum. Bundan sonra da ben ve benim gibi anneler umutlarını kaybetmesinler.”
DNA’LAR ŞÜPHELİLERLE UYUŞMADI AMA...
Delil yetersizliğine vurgu yapan dosyanın avukatı Cengiz Suyabatmaz ise şu değerlendirmeleri yaptı: “Bu olayda kamera kaydı yok, görgü şahidi yok. Bir kişi apartmana giriyor, cinayeti işliyor, çıkıyor gidiyor. Ne mahallede ne apartmanda ‘Şüpheli bir kişi gördüm’ diyen yok. Sadece bir kan var, aydınlatmayı yakarken failin elindeki kan bulaşmış, bir de Çağla’nın tırnaklarında doku örneği var. Bunları şüphelenilen kişilerin DNA’larıyla karşılaştırdılar ama uyuşmadı.”
HÜRRİYET DUYURMUŞTU
Hürriyet olarak, Gülnur Tuğaltay’ın canice öldürülen kızı Çağla’nın dramını duyurmuştuk. Haberden sonra olaya kayıtsız kalmayıp harekete geçen savcılık zamanaşımını durdurdu.