Güncelleme Tarihi:
İSTANBUL'UN TARİHİ AHŞAP EVLERİ - FOTO GALERİ
İstanbul’un ahşap evlerle dolu mahallesi Süleymaniye’nin her tarafında yıkımlar yaşanıyor. Sokaklar kırılmış kirişler, moloz yığınları ve kirli kum torbalarıyla kaplanmış durumda.
2010 yılı Avrupa Kültür Başkenti İstanbul, Bizans döneminden kalma Ayasofya ve Sultanahmet Camii gibi büyük taş yapılarıyla tanınıyor. Ancak İstanbul aynı zamanda güçlü bir ahşap geleneğine de ev sahipliği yapıyor; şehirde 20’nci yüzyılda inşa edilen evlerin çoğunluğunu ahşaptan. Ancak bu kültür bugün büyük tehdit altında.
İstanbul Alman Arkeoloji Enstitüsü’nden mimarlık tarihi uzmanı Martin Bachmann, bugün şehirde sadece 250 ahşap binanın ayakta kaldığını söyledi. Zeyrek Camii civarındaki ahşap binalarıyla ünlü üç sokakta son altı yılda 10 yıkım gerçekleştirildiğini söyleyen Bachmann, “Geçmişle karşılaştırıldığında geriye kalanlar hiçbir şey” dedi.
İstanbul Teknik Üniversitesi’nden Profesör Zeynep Ahunbay, şehirde ahşap inşaatının 16’ıncı yüzyılda başladığını söyledi. “1509’da büyük bir deprem yaşandı. Bu dönemden önce inşa edilen binalar karma yapıdaydı ve depreme yeterince dayanıklı değillerdi” dedi. Ahunbay, bugün ayakta kalan birçok binanın 19’uncu yüzyılın sonu ve 20’nci yüzyılın başından kalma olduğunu ifade etti.
Ancak bu yapıların sayıları 20’inci yüzyıl itibariyle azalmaya başladı. Birinci Dünya Savaşı boyunca çıkan yıkıcı yangınlar nedeniyle ahşabın inşaatlarda kullanılması yasaklandı. 1920’lerde ise, yabancı azınlıkların İstanbul’u terk etmeye başlamasıyla ahşap evleri inşa edecek ve bakımını yapabilecek kişilerin sayısı azalmaya başladı.
İkinci Dünya Savaşı’nın ardından, orta sınıfa mensup Türkler de ahşap evlerin yoğunlukta olduğu Zeyrek ve Süleymaniye gibi mahalleleri terk etmeye ve daha modern yerleşim bölgelerine kaymaya başladı. Terk edilen ahşap evlere de kırsal kesimden gelen ve bu tür binalara nasıl bakım yapılacağını bilmeyen fakir göçmenler yerleşti.
Yıllar geçtikçe ahşap evlerin sayıları azalmaya devam etti; bazıları yıkıldı, bazıları yangınlarla yok oldu, bazıları da bakımsızlıktan çöktü. Bugün ayakta kalan ahşap evlerin büyük bir çoğunluğu son derece yıpranmış durumda.
UNESCO KARAR VERECEK
Uluslararası Anıtlar ve Sit Alanları Konseyi üyesi Emine Erdoğmuş, ahşap evlerin Avrupa standartlarındaki kanunlarla korunduğunu ancak kuralların sık sık ihlal edildiğini ifade etti.
Ancak ahşap evler hakkındaki endişeler sadece Türkiye’de mevcut değil. Birleşmiş Milletler Eğitim, Bilim ve Kültür Örgütü (UNESCO) Dünya Miras Komitesi, 1985’de kurulan İstanbul Dünya Mirası Alanı’nın tehlike altındaki yerler listesine eklenip eklenmemesi konusunda karar verecek.
Hala ayakta kalan ahşap evlerin büyük bir çoğunluğunun bulunduğu Fatih Belediyesi’nin belediye başkanı Mustafa Demir, geçmişte restorasyon adı altında evlerin yıkılarak yerlerine beton binalar dikildiğini, ardından bu binaların ahşap malzemeyle kaplandığını hatırlattı.
Bu metodun artık yasak olduğunu belirten Demir, pek çok kimsenin özel mülkiyet kapsamındaki binalar için kamu fonlarının harcanmasını istemediğini dile getirdi.
Bu olumsuzluklara rağmen bazı açılardan gelişme sağlandığını söylemek de mümkün. İstanbul Büyükşehir Belediyesi, 2006 yılında Koruma, Uygulama ve Denetleme Başkanlığı’nı (KUDEB) kurdu. KUDEB mühendislerinden Demet Sürücü, şu ana kadar 55 evi tamir ettiklerini söyledi.