Güncelleme Tarihi:
BU OLAYIN TAKİPÇİSİYİZ
İ.Ü. Mühendislik Fakültesi Dekanı Reşat Adak, hasarlı okulu açmamakta kararlı
Veliler Dekanı destekliyor
Dün gazetemizin manşetinden duyurduğumuz haberimizle ilgili İstanbul Üniversitesi öğrenci ve velilerinden yoğun tepki alıyoruz. Haberimizde üniversite rektörlüğünün depremde hasar gören Mühendislik Fakültesi'ni eğitime açmak istediği ancak Fakülte Dekanı Reşat Adak'ın buna karşı çıktığı yer alıyordu. Dekan Adak'ın 'ağır hasarlı ve tehlikeli' olduğu gerekçesiyle Rektör Kemal Alemdaroğlu ile restleşmesine fakültenin öğrenci ve velileri destek veriyor.
İsimleri bizde saklı olan veliler fakültenin bu haliyle açılmasına karşı çıkıyor. Okurlarımızdan bir velinin ise ilginç bir uyarısı var:
‘‘Çocuklarımızı rektörlüğün istediği gibi okula göndersek bile bu çocuklar hasarı ortada olan binalara girmeyecektir. Bu kez de toplu eylem yapıyor gibi polisle karşı karşıya kalacaklar. Rektör Bey çocuklarımızı polise dövdürmek mi istiyor? Lütfen medya olarak bu olayın üstüne gidin.’’
Okurumuz endişesinde haklı. İstanbul Üniversitesi'nde kaynayan yetki kazanında, görev süresi dolan ve kulaktan kulağa 25 Ekim'de rektörlükçe görevden alınacağı söylenen Dekan Reşat Adak'la birlikte öğrenciler de kaynıyor. Eğitimin başlamasından hemen önce hem veliler, hem öğrenciler, hem de öğretim görevliler son derece gergin.
Bu konudaki gelişmeleri sizlere duyuracağız; çünkü bu olayın takipçisiyiz.
Eğlence yerlerinde başlatılan 'Satanist avı' tedirginlik yaratıyor
Müzikseverler tedirgin
Hafta içinde ardarda patlak veren 'Satanist dehşeti' olayları öncelikle İstanbul'da güvenlik güçlerini alarma geçirdi. Yetkililer benzer olayların yaşanmaması için gerekli önlemleri almaya çalışıyor, bunun için öncelikle eğlence yerlerine operasyonlar düzenliyor.
Bu operasyonlar sırasında da öncelikle Akmar Pasajı, 45'lik, Kemancı gibi rock müzik sevenlerin gittiği yerler seçiliyor. Kimlik taramaları, soruşturmalar yapılıyor; gözaltılar gerçekleşiyor.
Ancak bütün bu çalışmalardan buralara giden müşteri kitlesi tedirgin. Her an bir baskınla gözaltına alınabilme korkusu gençler arasında huzursuzluk yaratıyor. Herkes satanistleri konuşuyor ve polis tarafından potansiyel satanist olarak görülmekten son derece rahatsız.
45'lik Bar'ın müdavimlerinden bir genç endişesini dile getiriyor: ‘‘Polislerin insanların yaşamını korumak için gayretlerini anlıyorum. Ben uzun saçlıyım ve keçi sakalım var. Ama satanist falan değilim. Buraya gelmeden önce tereddüt ettim, ya gözaltına alınırsam diye. Anlamıyorum, insanların neye inanıp neye inanmadığını tipine bakarak nasıl anlayabilirler ki?
Hem birisi satanist bile olsa, bence bu, suçlu olduğu anlamına gelmemeli. Bu ülkede herkes istediğine inanma özgürlüğüne sahip olmalı.’’
Böylesine önemli bir konuda çalışma yapan polis mamur ve amirlerinin iş psikolojilerini anlamak son derece kolay. Yeni olaylara meydan vermemek için en küçük olasılıkları bile değerlendirme gereği duyuyorlar. Ancak anlaşılan o ki, müzik dinleyip eğlenmeye giden gençlerin psikolojilerini de anlamak durumundalar. Bu da işlerini bir kat daha güçleştiriyor.
Savaş ÖZBEY
YÖNETENLERİN DİKKATİNE
Bilin bakalım yığılan molozlar kime ait?
HALKALI
Halkalı toplu Konut sakinlerinden bir faks aldık. Park ve Bahçeler Müdürlüğü, konut bölgesine bitişik yol üzerinde yaklaşık 6 ay önce bir bina inşa etmiş. Bahçe yapılırken çıkan molozlarsa, duvarlarının dışına, konutlara ait ağaçlandırılmış yeşil alana yığılmış. Toplu Konut sakinleri, bahçede düzenleme yapıldığını, çiçeklendirildiğini ancak yığılan molozların çevreyi kirlettiğini belirterek gerekli temizliğin yapılmasını istiyor.