İstanbul'u Dinliyorum

Güncelleme Tarihi:

İstanbulu Dinliyorum
Oluşturulma Tarihi: Eylül 23, 1999 00:00

Nilgün GEDİKOĞLU
Haberin Devamı

Boğaz köprüsü zammı ile ilgili tepkiler ‘‘yağıyor’’. Bizi arayan okurlarımız görüşlerini bildiriyorlar. sjözgelimi Sermet Güngör adlı okurumuz, fgeçiş zammının yalnızca özel araç sahiplerini değil, toplu taşımayı kullananlara da yük bindirdiğini belirtti ve OGS için şu öneriyi getirdi: Yalnızca Ziraat Bankası değil, başka bankaların da bu konuda hizmet vermesinin kolaylık olacağını ifade etti.

Deniz Eren payeli adlı okurumuzsa, köprü geçişindeki zammı kabul edip etmemek bir yana, geçişin bedava olması gerektiğini belirtti. Ödediğimiz vergilerle yapılan köprü, maliyetini çoktan çıkarmışken, bedava olması gerekirken, inanılmaz bir zam yapılmasını ciddi bir hata olarak görüyor.

Protesto edelim

E-mail gönderen okurlarımızsa ‘‘zammı protesto edelim’’ diyorlar. Sözgelimi Mehmet Hacıkamiloğlu ve Serdar Çelikörslü adındaki okurlarımız, ‘‘sesimizi Ankara'ya duyurmak için gişeden geçen her aracın 10-15 saniye süreyle kornaya basılarak zammı protesto etmesini öneriyoruz’’ diyorlar.

YÖNETENLERİN DİKKATİNE

Nezaket bu kadar zor mu?

Bir arkadaşım ehliyet almak için gereken sağlık kontrolü için Kadıköy'deki Uzmanlar Tıp Merkezi'ne gidiyor. Çeşitli tıp dallarında sırayla muayene ediliyor. Ve hiç mi hiç memnun kalmıyor. Neden mi? Herşeyden önce ortamı temizlik açısından güvenilir bulmuyor. Kötü bir koku karşılıyormuş içeri gireni. Ardından muayene için kullanılan aletlerden birinden üzerindeki kir nedeniyle tiksindiğini anlattı. Ama genel olarak onu rahatsız eden bir konu daha vardı: Kendisine çok kaba davranıldığını söyledi. Örnek mi: Bir muayene odasına girdiğinde çantasını masanın üzerine koymuş. Doktor ani bir çıkışla‘‘ Çek şunu!’’ diye çıkışmış. Bu yalnızca gördüğü muameleden küçük bir örnek. Arkadaşım, muayene için gelen başka kişilerin de kabalığa maruz kaldğını anlattı.

Arkadaşımın anlattıkları neredeyse eksi dönem korku filmlerini çağrıştırıyor. Hem ortam güvenilir değil, hem de görevliler sözbirliği etmişlercesine anlamsızca kaba bir tutum içindeler.

Diyelim ki orası her zaman tertemiz, diyelim ki çalışan herkes, ama herkes hep nazik, ama ne olmuşsa olmuş o gün bir terslik yaşanmış. Ama işte bu terslik, o gün orada olan için % 100 olumsuzluk demek ve ne yazık ki yanlışlar doğruları götürüyor. Arkadaşım bir daha asla oraya gitmeyeceğini söylüyor. Muhtemelen kendisi gibi o gün kötü muamele gören diğerleri için de durum aynı.

Pek çok hizmet alanında krşılaşılabilecek bir durum bu. Ama yaygın olması tabii ki ‘‘normal’’ ya da kabul edilebilir olduğu anlamına gelmiyor. İş başındaki kişinin bıkkınlık, sıkkınlık, asabiyet veya işini sevmeme gibi özel durumlarını, görev başındayken karşısındakine yansıtmamaya çalışması yalnızca nezaket değil, uygarlık gereğidir. Hele bir de bir kurumu temsil etmesi sözkonusuysa...

YÖNETİLENLERİN DİKKATİNE

İGDAŞ'tan açıklama

13 Eylül tarihinde sütunlarımızda bir okurumuzun İGDAŞ'la ilgili bir şikayetine yer vermiştik. Gaz kaçağı olduğu için 187 Doğalgaz Acil'i aradığını, gelen ekibin yalnızca doğalgazı kestiğini, kaçak onaımıyla ilgilenmediğini belirtmişti.

Bu şikayetin yayınlanması üzerine İGDAŞ'tan bir açıklama geldi. Doğalgaz kullananları aydınlatması bakımından sizlere aktarmakta fayda görüyoruz.

‘‘187 Doğalgaz Acil ekipleri, ariza nöbetçisi değil, 7 gün, 24 saat hizmet veren ‘‘Doğalgaz Acil’’ ekipleridir. Bu ekiplerin işi, sokakta, bina veya daire içinde gaz kaçağı tespit edildiğinde bu kaçağın herhangi bir tehlikeye meydan vermemesi için acil önamlai almaktır. Herhangi bir yerde kaçak tespit edilmişse, bina girişindeki kutuya kadar olan tamirat işleri İGDAŞ tarafından, kutudan sonra bina ve daire içlerindeki tesisat ile ilgili tamirat işleri, tesisatı döşeyen ‘‘yetkili firmalar’’ tarafından yapılmaktadır.

Yetkili firmalar, tesisatı döşemeden önce İGDAŞ'a projelerini onaylatmaktadırlar. Tesisatın proje doğrultusunda yapılmasından sonra gaz açma işlemi, kontroller yapıldıktan sonra İGDAŞ tarafından yapılmaktadır. 187 ekiplerinin, projesini yetkili firmaların çizip, yine onların yaptıkları tesisata müdahale etmek gibi sorumluluk ve yetkileri yoktur. Bununla birlikte tesisata müdahale anlamına gelmeyecek şekilde gaz kaçağının giderilmesi mümkünse işlem yapılmaktadır.

Onarım döşeyici firmaya ait

İGDAŞ'ın teminat alarak yetki verdiği bu firmalar, yaptıkları tesisatın sorumluluklarını da taşırlar. İstanbul'da bugün itibariyle İGDAŞ'ın yetki verdiği 649 firma ve 858 mühendis bulunmaktadır. Abonelerimiz öncelikle tesisatlarını yaptırdıkları firmaya, o firmaya ulaşamıyorlarsa yetkili bir başka firmaya tesisattaki sorunu yaptırabilirler. Okur mektubunda yer aldığı gibi, ‘‘bir tesisat ustasına’’ tamirat yaptırmak doru değildir. Tesisata sadece yetkili firma ve mühendisler müdahale edebilir. Gazı kesilen daireye tamirat işleminden sonra gaz verme işlemi İGDAŞ yetkili personeli tarafından yapılmaktadır.

Ayrıca İGDAŞ'ın her ay 2.5 milyon peşin kestiği bir ‘‘bakım ve onarım’’ ücreti yoktur. İGDAŞ'ın tahsil ettiği ‘‘sabit hizmet bedeli’’, birçok kamu kuruluşunun yaptığı gibi işletme giderlerine binaen alınır. ‘‘Sayaç bakım bedeli’’ ise sayaçların kontrol edilmesi, arızaların tespiti, okunması, arıza bildirim ve ihbarlarının değerlendirilmesi için tahsil edilir. Aynı şekilde bu gibi bedeller şirketimiz tarafından da BOTAŞ'a ödenmektedir.’’

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!