Güncelleme Tarihi:
BU OLAYIN TAKİPÇİSİYİZ
‘Türklerin sadık dostları köpekler’ İstanbul’u felaketlerden mi koruyor acaba?
Yüzyıllardır köpeklerimizle yaşıyoruz
Sokak köpekleri sorunu yüzyılın başından bu yana belediyelerin korkulu rüyası. Belgelerden anlaşıldığına göre İstanbul'da yüzyıllardır birlikte yaşadığımız bu hayvanlar, Osmanlı belediye başkanlarının da başını çok ağrıtmış. '
Sokak köpeklerinden gelen şikayetler birikiyor ve bunları ne yapacağımızı bilmiyoruz. Nilgün Gedikoğlu'yla birlikte şimdilik bulduğumuz geçici çözüm bu şikayetleri yayınlamamak. Çünkü duyurduğumuz her sokak köpeği şikayetinin ertesi günü, hayvanseverlerden iç burkan tepkiler alıyoruz.
Ya zavallı hayvanı 'uyuşturuyoruz' diye oracıkta vurup öldürmüşler, ya zehirleyip bir köşede saatlerce can çekiştirmişler ya da 'kısırlaştıracağız' deyip götürmüşler bir daha hayvancağızı gören olmamış.
Bu konuda en duyarlı davranan, bu işe en büyük bütçeyi ayırıp, kısırlaştırma ve bakım istasyonları kuran Kadıköy, Bakırköy, Beşiktaş, Şişli gibi belediyelere bile tepkiler alıyoruz. Ya köpekleri yakalarken kötü davranmışlar ya da yakalanan hayvanların yirmisi otuzu bir arada daracık bir kafese tıkılmış.
Belediyeler de kuşkusuz bizimle aynı ikilem içindeler. Öylece bıraksalar, insanlar korkuyor; hayvanlar gece havlayıp gürültü yapıyor; çevre ve sağlık açısından tehdit oluşturuyor. Toplayıp hepsini kısırlaştırıp çok iyi bakım evleri kurmak da mümkün ama bu da yol bekleyen, kanalizasyon bekleyen değer seçmenlerin gözünde külfetli ve önceliksiz bir masraf olarak görülebiliyor.
Sonuç ortada. Yüzyıllardır çözemediğimiz bir 'sokak köpeği' sorunuz var. Ve bu, düşünebileceğinizden çok daha eskilere uzanan, sürekli tartışılan bir sorun...
Nereden mi biliyoruz?
Türklerin sadık dostları
Bu konuda tarihi belgeler var. Bunlardan bir kısmı geçmiş yüzyıllarda İstanbul'u ziyaret eden yabancı yazarların yazdıkları. Hemen hemen hepsi kentin sokaklarında gördükleri bu kadar başıboş köpek karşısında şaşırmışlar ve bunu yazdıkları hatıralarda, yazılarda belirtimişler.
Mesela Fransız Yazar Chateubrilland. 1806'da İstanbul'a gelen yazar gözlemlerinde şu sözlere yer vermiş:
‘‘Sokaklarda kadınlara hemen hemen hiç rastlanmaması ve sürü sürü sahipsiz köpekler bu kentin gözüme çarpan başlıca özellikleriydi.’’
Her yabancı gibi İspanyol yazar İbanez de İstanbul köpekleri üzerine çok duruyor, Türklerin batıl bir inançları olduğu söylüyor. İbanez'e göre Türkler Orta Asya'dan birlikte geldiklerini düşünerek Avrupa topraklarındaki varlıklarını bu köpeklere bağlıyorlar. Bir Fransız işadamının, derilerinden yararlanmak amacıyla Türk Hükümeti'nden sokak köpeklerini satın almak istemesinin halkın tepkisiyle karşılaştığını yine İbanez'den öğreniyoruz: ‘‘İstanbul'u fethedenlerin sadık dostlarını öldürmek ha! Olacak iş mi?’’
Sokak köpekleri meselesinin 'halli', bütün belediye başkanlarının başına dert olmuş.
İGDAŞ'ın yayınladığı ekoloji kitapları dizisinden 'Eski İstanbul'da Sosyal Hayat ve Çevre' adlı bir kitap var. Kitabın son bölümlerinde Tasvir-i Efkar Gazetesi'na yazılmış bir yazıya yer verilmiş.
Katliamdan sonra işgal
Tarih Teşrinisani 335. Miladi takvime göre 1919, Cihan Harbi kaybedilmiş ve yakın zamanda İstanbul işgal edilecektir. Şehremaneti'nin (belediye) köpeklerin itlafı (öldürülmesi, telef edilmesi) için aldığı karar (soyadı kanunu henüz çıkmadığı için) Ahmet adlı bir hayvansever tarafından protesto ediliyor.
Sizi güncel bir şikayetle değil de kendisi muhtemelen şimdi merhum olmuş, yüzyılımızın başındaki bir Türk hayvanseverin, Ahmet Bey'in gazeteye yazdığı bu sözleriyle başbaşa bırakıyoruz. Ahmet Bey, sanki yazının yazılmasından bir süre sonra meydana gelecek İstanbul'un işgali olayını 'Türklerin sadık doslarının' katledilmesine bağlıyor:
‘‘...Bu hayvanların katli için araya taraya birkaç sebep buldular. Sokak ortasında çiftleştikleri için naşi-i ahlak-ı umumiyeyi ifsat ederlermiş, hastalık neşrederlermiş, kudururlarmış. Ahlaki ifsat edecek o kadar çok ve mütenevvi (çeşitli) şeyler zahir oldu ki köpeklere bu hususta meydan kalmadı...
‘Din elden gidiyor’
Geçen defaki itlaftan her nasılsa kurtulup da kalabilen köpek sayısı zaten azdır. Bunlardan ne isterler anlaşılmıyor. Yoksa geçen defa olduğu gibi başımızda başka bir afet mi dolaşıyor? Tecrübe edilmiştir ki ne zaman bu hayvanlara dokunulsa ardından bir bela hazırdır.
Hayvanların zehirlenerek ötede beride düşüp saatlerce çabalamasını gören bir mümin zerre kadar merhameti olan bir insan, bu hale nasıl tahammül eder de, failine lanet okuyan olmaz? Bu millette hiç ruh, hiç maneviyat kalmadı mı? Dinsizliğe, dinsizlere neden bu kadar meydan veriliyor!’’
Yazının ardından devrin şeyhülislamı ‘İslam bütün mahlukata zulmü yasaklar’ fetvasını yayınlar. Şimdi sokaklarımızda işte şeyhülislamın bu fetvasıyla paçayı kurtaran köpeklerin torunları geziniyor.
Savaş ÖZBEY
KAÇAK KATA İZİN VERMEYELİM
ÜSKÜDAR
Üsküdar, Ahmet Çelebi Mahallesi, Kaptan Paşa Sokak, Derya Apartmanı'nın (No.6) teras katına kaçak inşaat yapıldığını belirten sokak sakinleri, yetkililerin konuyla ilgilenmesini istiyor.
BAĞCILAR
Bağcılar'dan arayan bir okurumuz, Yıldıztepe Mahallesi, No.30/4 Sokak'ta yeni binaların yapıldığını, normalde beş kat olması gerekirken, yedi katlı olarak inşa edildiklerini bildirdi.
GÜLTEPE
Gültepe, Talatpaşa Caddesi, Nurdoğan Sokak'ta 5 katlı olması gereken bir bina inşaatında sekizinci kata çıkıldığı belirtilerek ilgililerin dikkati çekiliyor.
FATİH
Fatih, Sinanpaşa Mahallesi, Gelebevi Sokak ile Hattat İzzet Sokak'ın kesiştiği noktada 7 katlı bir binanın yapıldığı belirtilerek, normalde bölgede altı katlı olan binalara da sonradan yedinci katların eklendiği bildirildi.