İstanbul'u dinliyorum

Güncelleme Tarihi:

İstanbulu dinliyorum
Oluşturulma Tarihi: Nisan 27, 1999 00:00

Nilgün GEDİKOĞLU
Haberin Devamı

BU OLAYIN TAKİPÇİSİYİZ

Seçimler geçti, kirlilik baki kaldı

Seçimler bitti ama siyasilerin propaganda için yaptıkları kirlilik hala sürüyor ve anlaşılan o ki kolay kolay da geçmeyecek. Gerçi DSP'liler bir ilke imza atarak seçimden sonra kendilerine ait bütün afişleri toplayacakları sözünü verdiler ve bu sözlerini de büyük ölçüde yerine getirdiler ama iş bununla bitmiyor. Çünkü propaganda için yapılan afişleme çalışması sadece iplere dizilen naylon ilanlarla sınırlı değil. Bunun yanında bir de oraya buraya yapıştırılan, sonra bir partinin, bir adayınkinin üzerine diğerininkinin yapıştırıldığı kağıt afişler de var. Ve bunlar aynen, hatta orası burası yırtılmış, daha çirkin bir görünüm kazanmış biçimde, olduğu gibi kaldı.

Camilerde çirkinlik

Üstelik sadece bina duvarlarına, elektrik direklerine, ağaçların üzerine değil, toplumumuzca kutsal olarak kabul edilen cami, yatır ve mezarlık duvarlarına, tarihi değeri olan yapıların, çeşmelerin, vs. üstünde birer çirkinlik abidesi olarak duruyorlar. Kullanılan malzeme kağıt ve tutkal olduğu için de bunların kendi kendine düşmesi ya da temizlenmesi son derece güç.

1930'lara talim

Bu afişlerin bir çoğunun üzerinde de yerel seçimler için bulunmuş tezat sloganlar yer alıyor: 'Daha temiz bir çevre için'; 'Şiir gibi bir İstanbul için'; 'Çöp dağlarını unutma'; vs...

Bu seçimlerde olan oldu. Önemli olan kentimize hizmete talip olan adayların önümüzdeki seçimlerde İstanbul'u daha da çirkinleştirmelerini şimdiden nasıl önleneceği. Kentimizde sıradan vatandaşın şehir içinde nasıl davranması gerektiğine dair bir dizi kural ve bunlara uymadığında karşılaşacağı yaptırımları içeren bir zabıta talimatnamesi var.

Talimatname 1930'larda oluşmuş ve bugün için tuhaf denecek ayrıntılara yer veriyor. Mesela kent içinde canlı tavukların nasıl taşınacağından tutun da (başaşşağı taşınmamalı), meydanlarda azgın atlara binilmemesi gerektiğine, binaların görünen yerlerine sucuk asma yasağından tutun da, ahır sıcaklıklarının en az 12 derece olması gerektiğine kadar. Ancak o günlerin ihtiyaçlarına göre oluşmuş bu kurallar bugün için pek bir anlam taşımıyor.

Buna başka bir yazımızda ayrıntılı olarak değineceğiz. Ancak şunu söylemeliyiz ki en son 1987 yılında Valilik tarafından yeniden tasdik edilen talimatnameye acil olarak seçim kirlilikleri ve buna sebebiyet verenlerle ilgili hükümler konulmalı. 'Kenti güzelleştireceğim' diye ortaya çıkanların İstanbul'a her seçimde verdikleri zararın artık önüne geçilmeli. Büyükşehir yönetiminin ve Vilayet'in bu konuda yapacağı çalışmaları sizlere duyurucağız ve takipçisi olacağız.

ALKIŞLAR

‘Dostluk Rallisi’ dün start aldı

10 yıldır gerçekleştirilen Doğu Akdeniz Yat Rallisi'nin dün Ataköy Marina'dan start alması nedeniyle, önceki gece bir kokteyl verildi. Yarışmacılar zorlu mücadele öncesi biraraya gelerek, gönüllerince eğlendiler.

Yat rallisi, etap boyunca 111 yatın katılımıyla gerçekleştirilecek. Ataköy Marina'dan dün yola çıkan yatçılar, Türkiye’nin Akdeniz sahillerini dolaştıktan sonra KKTC, Suriye, Lübnan, İsrail, Mısır limanlarına uğrayacaklar. Kokteylde konuşan Ataköy Marina ve Yat İşletmeleri Yönetim Kurulu Başkanı ve Genel Müdürü Sedat Altunay, amatör denizcilerin katıldığı rallinin, Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel'in himayesi altında denizlerde geleneksel dostluk şenliği halinde sürdüğünü söyledi.

Umut Çocukları mum sergisi

Geçtiğimiz yıl hizmete giren Bakırköy belediyesi Umut Çocukları Evi'nde kalan sokak çocuklarının el emekleriyle meydana getirdikleri mum sergisi pazar günü Galleria-Printemps önünde açıldı. 9 Mayıs'a kadar açık olacak serginin açılışına Bakırköy Belediye Başkanı Ahmet Bahadırlı ve Sokak çocukları Gönüllüleri Derneği Başkanı Yusuf Kılca birlikte katıldılar.

YÖNETENLERİN DİKKATİNE

Minibüste soygun

YENİBOSNA-BAKIRKÖY

Bize arayan bir okurumuz, Yenibosna-Bakırköy minibüs hattında, kendisinin deyişiyle ‘‘adet’’ haline gelmiş bir olay anlattı: ‘‘Bu minibüs hattında 3-6 kişi türedi, sıkışıklıktan yararlanarak kadınların çantalarını, cüzdanlarını çalıyorlar. Aslında bu hatta minibüs sayısı az, eğer minibüs seferleri arttırılırsa, bu kişiler böyle davranmaya uygun bir ortam bulamayacaklar. Geçenlerde cüzdanımı kaptırdım. Üstelik bu yalnızca benim başıma gelen bir şey değil. Bu minibüslerde çok sık yaşanan bir olay.’’

Kulübenin etrafını ördüler

Yenimahalle, Mehmet Silivrili Caddesi'nden bize mektupla ulaşan bir okurumuz, semt sakinlerinin yoğun olarak kullandığı bir telefon kulübesinden artık yararlanamadıklarından yakınmış. Sözkonusu genel telefon Soydaş Sitesi'ndeki bakkalın yanındaymış. Numarası (212) 727 14 01. Fakat bu telefon kulübesinin bulunduğu yer seçim hengamesinde briketle örülüp meyhane haline getirilmiş. Okurlarımızın Türk Telekom'dan isteği artık yararlanamadıkları bu telefonun daha müsait bir yere taşınması.

Sorunlara duyarsız kalınıyor

FATİH

Edirnekapı, Kasım Günani Mahallesi sakinlerinin bir şikayeti var. Geçen hafta su sorunu yaşamışlar. Mahalle sakinleri adına faks gönderen okurumuz (20 Nisan tarihli), üç gündür sularının akmadığını belirterek şunları söylüyor:‘‘Yetkililer ilgisiz, telefonlarımıza cevap alamadığımız gibi, memurların alaycı ve aşağılayıcı davranışlarına maruz kalıyoruz.’’

Ne telefon, ne kablolu TV

BEYLİKDÜZÜ

Büyükşehir konutları sakinlerinin önemli bir isteği var: Herşeyden önce haberleşme sorunuyla karşı karşıyalar. Hala telefon bağlanmamış. Yetkililere sorulduğunda kutu olmadığı yanıtını alıyorlarmış. Haberleşme ancak cep telefonları aracılığı ile mümkünmüş. Bölge sakinleri, ayrıca kablolu TV hizmetinden de yararlanmak istiyorlar.

Yönetenlerin dikkatine...

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!