Güncelleme Tarihi:
CADDEBOSTAN
Bir çöp kutusu lütfen
Caddebostan'dan arayan bir okurumuz, Caddebostan Migros'un arkasındaki park ve yürüyüş parkurunun iki eksikliğini dile getirdi. Herşeyden önce lambaların kırılması yüzünden aydınlatma sorunu var. İkinci sorun da, uzun yürüyüş yolunda tek bir çöp kutusunun olmaması.
SULTANBEYLİ
Otobüsler çok yetersiz kalıyor
Sultanbeyli'de oturan ve Kaynarca'da çalışmakta olan bir okurumuz, İETT otobüslerinin Sultanbeyli'ye yetersiz kaldığından şikayetçi. Ayrıca var olan seferlerin de zaman zaman aksadığını belirten okurumuz kendisi gibi pekçok kişinin çok olumsuz koşullarda, sıkışık bir şekilde işe gidip gelmek zorunda kaldığını söylüyor.
MODA
Güvenlikte boşluk var
Telefonla bizi arayan bir okurumuz, Moda'da yaklaşık 250 araç kapasiteli üç açık otogarajı bulunduğunu ancak güvenlik açısından endişeleri olduğunu anlattı. Dediğine göre geceleri aydınlatma sistemi yetersizliğinden zifiri karanlık oluyormuş, gece bekçisi de uyuyormuş. Güvenlik açısından önlem alınması gerektiğini söyleyen okurumuz, yetkililerin ilgisini istiyor.
YÖNETENLERİN DİKKATİNE
Zihinler neden yasaklara endeksli?
Ulusça kendimize kötü davranmaya, daha azına gönül indirmeye niye razı oluyoruz? En küçük bir aksaklıkta iletişim kurma yerine iletişimi kesme neden çözüm olarak görülüyor? Hizmet sürecinde neden insan değil, kurum önemli oluyor?
Bize faks gönderen emekli bir doktor okurumuz, havaların soğuk olduğu günlerden birinde Florence Nightingale Hastanesi'ne telefon ederek randevu almak istediğinde karşılaştığı durumu anlatmış. Okurumuz 68 yaşında bir emekli doktor. Kalp hastası ve by-pass ameliyatı geçirmiş. Dragos'taki evinden arayarak randevu istiyor. Ancak kardioloji kliniği sekreterliğinden kendisine telefonla randevu sisteminin yasaklandığı söylenmiş. Önerisi randevu için okurumuzun bizzat başvuruda bulunması. Gerekçe, telefonla alınan randevulara gelinmiyor olması. Okurumuz, rahatsız olduğunu, Dragos'tan sırf randevu almak için oraya gitmesinin hem zor, hem de sakıncalı olduğunu söyleyerek orada daha önce muayene ve tedavi olduğu için dosyasının bulunduğunu belirtiyor. Ama isteği ve çok yerinde olan, aslında idarecilerin düşünmesi gereken bir konudaki mantıklı önerisi kendi deyişiyle 'pek de nazikçe olmayan bir şekilde' reddedilmiş. Diğer bütün kliniklerde de 'emir' üzerine telefonla randevu sisteminin 'yasaklandığını' hayret ve üzüntüyle öğrenmiş. Şöyle devam etmiş okurumuz faks metninde: ...‘‘Böyle uygar ve çok gerekli bir metodun yasaklanmasında herhalde geçerli nedenleri vardır. Zannediyorum kolayca alınan randevuların kullanılmaması bir gerekçe olabilir. O zaman bunun çaresi yasaklamaktan geçmiyor Örneğin randevu isteyenden muayene ücretini belli bir hesaba yatırıp dekont fakslanabilir. Emekliler içinse emekli cüzdanları kullanılabilir. İdarecilik çözüm üretme sanatıdır. yasaklama değil..’’
Daha iyi bir çözüm
Şimdi, bilgsayar aracılığı ile sinema biletlerinin alınabildiği bir zaman ve ortamda sağlık sektöründe, bir hastanın sağlığına dokunacak bir yöntemle randevu almaya mecbur bırakılmasının bırakın hizmet anlayışını, tıbba aykırı olmadığını kim söyleyebilir? Uygarlık bilincinin basit teknolojik olanakları bireylere maksimum düzeyde sunmak yerine yasaklamakla bağdaştığını kim savunabilir?
Okurumuza hak veriyorum: İdarecilik çözüm üretme sanatıdır. Ve bir tıp mezunu olarak naçizane görüşüm: Hiçbir hasta tıbben kayıt ya da arşiv departmanındaki bir dosyadan ibaret değildir. Ve tedavi hastılığı değil, hastayı tedavi etmektir.