Güncelleme Tarihi:
Çevre Mühendisleri Odası İstanbul Şubesi tarafından organize edilen “Kuraklık sorunu, içme suyundaki koku sorunu ve Sakarya Nehri ve Melen Çayı’ndan su temini sorunları, çözüm önerileri” konulu toplantıda, su sorunu masaya yatırıldı.
2071’e kadar İstanbul’un sigortası olarak gösterilen Melen’in İstanbul’un su sorununu çözmeyeceğinin ortaya çıkması üzerine Sakara’dan Melen hattına su verilmeye başladığına dikkat çeken Çevre Mühendisleri Odası İstanbul Şubesi Su ve Atık Su Komisyonu Üyesi Selahattin Beyaz, sanayi ve atık suların karıştığı Sakarya nehrinen alınan suyun, çeşmelerden akan suyun kalitesini bozduğunu söyledi.
Çevre Mühendisleri İstanbul Şubesi Başkanı Emine Girgin ve Çevre mühendisleri Cevahir Efe Akçelik, Selahattin Beyaz tarafından yapılan ortak açıklamada, İstanbul halkının en temel ihtiyaç maddesi olan suya ulaşamama tehlikesiyle karşı karşıya olduğu belirtilip, İSKİ verilerine göre geçen yıl Temmuz ayında yüzde 74,71 olan barajlardaki doluluk oranının yüzde 20.08’e kadar gerilediği ve İstanbul’un yaklaşık olarak 60 günlük suyu kaldığına dikkat çekildi. Buna göre, Eylül ayı itibari ile yağışların başlamaması durumunda, barajlardaki su tamamıyla bitmiş olacağı için İstanbul susuz kalacak. Açıklamada, çözüm olarak sunulan Melen hattı ile taşınan su miktarı İstanbul’da ihtiyaç duyulan suyun 3’te birini bile karşılayabilecek kapasitede olmadığını savunulup, şu bilgilere yer verildi:
KİŞİ BAŞINA SU TÜKETİMİ GÜNDE 144 LİTRE
Kişisel ihtiyaçların sağlıklı bir şekilde giderilebilmesi için kişi başına su tüketim miktarı günlük 200-250 litre olması beklenirken, 2013 yılında İstanbul’da, şehre verilen su miktarından yüzde 30’luk kayıp düşüldükten sonra kişi başına su tüketim miktarı 144 litre civarında. Bu yıl bu oranın daha düştüğü için, İstanbul’da kişi başına düşen su tüketimi miktarı sağlıklı yaşam için gerekli standartların altında.
SU KAYBI YÜZDE 30
stanbul’da suyun yüzde 30’u kayıp. Yani İstanbul’a verilen günlük 2 milyon .906 bin.160 metreküp suyun 871 bin .850 metreküpü vatandaşa ulaşmadan iletim hatlarındaki kaçaklardan boşa akıyor. Bu kayıp miktarı ise Melen’in en verimli olduğu dönemde günlük alınacak su miktarından ya da Sakarya’dan Melen hattına verilen su miktarından yaklaşık 800 bin metreküp daha fazla. Bu kayıpların diğer ekonomik boyutu yılda ise 1 milyar 270 milyon lira demek.
MELEN’DEN GELEN SU TEMİZ Mİ?
Büyük Melen Çayı’nı besleyen en önemli kol olan Küçük Melen Çayı üzerinde yer alan Düzce Kentsel Atıksu Arıtma Tesisi ile eski ve yeni çöp döküm alanları su kalitesini etkileyen önemli kirlilik kaynakları. Özellikle, hiçbir koruyucu önlem alınmayan vahşi çöp döküm alanlarından kaynaklanan sızıntı suları içerdikleri yoğun kirlilik nedeniyle hem yeraltı, hem de yüzeysel sular için tehdit oluşturuyor. Çöp Sahası sızıntı suları, çeşitli ağır metalleri de bünyesinde barındırıyor. İSKİ su alma noktasına gelene kadar daha temiz kolların katılmasıyla kirlilik seyrelerek daha düşük seviyelere inse de, tamamıyla ortadan kalkması olanaksız. Melen’den alınan su İstanbul’daki içme suyu arıtma tesislerinde arıtmaya tabi tutuluyor. Ancak İSKİ’ye ait mevcut içme suyu arıtma tesisleri organik madde, azot, fosfor, ağır metal gibi kirlilikleri gidermek üzere tasarlanıp işletilmediğinden, buradan gelen su İstanbul halkının sağlığını tehdit ediyor.
SAKARYA’DAKI ATIK, MELEN’E KARIŞIYOR
Melen Çayı’nda su seviyesinin düşmesi üzerine, Sakarya Nehrinden İstanbul’a taşınıyor. Ankara, Eskişehir, Sakarya ve 824 km boyunca nehir kenarında bulunan ilçeler atıksularını arıtarak, kimi ilçeler ve organize sanayi bölgeleri ise arıtmadan doğrudan Sakarya nehrine veriyor, İSKİ evsel, endüstriyel ve tarım kaynaklı kirleticilere maruz kalmış bu suları çekerek İstanbul’a aktarıyor.
İSKİ ŞEBEKE SUYUNDAKİ KOKUNUN NEDENİ
Son dönemde yaşanan koku problemi üzerine İSKİ’nin yaptığı “Koku şikayeti gelen bölgelerde Türk Standartları ve uluslararası standartlar çerçevesinde yapılan analiz ve incelemeler neticesinde suyun kullanılabilirliğine engel olacak herhangi bir veriye rastlanmamıştır” şeklindeki açıklamanın tatmin edici olmadığını belirten uzmanlar, İSKİ’nin hiçbir analiz sonuçlarını kamuoyu ile paylaşılmadığına dikkat çekip, “İstanbul’da kullanılan suyun analizi uluslar arası bir kuruluşa yaptırılsın” önerisinde bulundular.
Çevre Mühendisi Cevahir Efe Akçelik, yaptığı açıklama metninde, “Sıcaklığın artması ve su çekilen kotun düşmesi etkisi ile su içerisinde kokuya neden olan organik maddelerin artması, aynı zamanda kanserojen etkiye sahip THM bileşiklerinin de oluşması riskini barındırmakta. Klorlama işlemi öncesinde su içinde bulunan organik maddelerin arıtılmamış olması, kanserojen olarak bilinen klorlu organik bileşiklerin oluşması ile sonuçlanabilir” uyarısında bulunup şöyle dedi: “Bu tesislerin organik madde giderimi yapacak şekilde modifiye edilmesi şarttır, aksi halde İstanbul’da şebeke suyunun sağlık standartlarını sağlaması mümkün olmayacaktır. Mevcut tesisler ile organik kirliliğe sahip suların arıtılmaya çalışılması, İstanbul’da halkı sağlığını tehlikeye atmaktadır.”
NE YAPILMALI?
TMMOB Çevre Mühendisleri Odası, kamuoyuna deklare ettikleri açıklamada, suyla ilgili çözüm önerilerini ise şöyle sıraladı.
İstanbul için acil ekosistem koruma planı yapılmalı, bu plan dahilinde, göze çarpan her toprak parçası rant uğruna inşaata açılmaktan vazgeçilmeli. DSİ’i verilerine göre,su kaynaklarının 2030 yılına kadar tahrip edilmeden aktarılması durumunda., 2030 yılında artan nüfusa oranla Türkiye’de kişi başına düşen su miktarının bin .519 metreküpten bin metreküpe gerileyecek. O nedenle su havzalarına zarar verecek olan her türlü plan ve projeden vazgeçilmeli. Doğal kaynaklar dikkate alınarak nüfus artışı azaltılmalı; gerçekçi veriler ve bilimsel çalışmalarla desteklenen 50 - 100 yıllık su hesapları yapılmalı, İstanbul halkı günlük su hesaplarına, sağlıksız su kullanımına mahkum edilmemelidir.
Şebeke su kayıpları en aza indirilmelidir. Halkın cebinden çıkan su paraları uzak bölgelerden kirli suların taşınması için değil kayıpların önlenmesi gibi daha makul yatırımlar için kullanılmalı.
Orman alanları, su havzalarını yok edecek, yer altı suyu kaynaklarını tüketecek Terkos, Darlık gibi su havzalarına büyük zararlar verecek olan 3.Köprü, 3.Havalimanı gibi rant projelerinden derhal vazgeçmeli.
Sanayi tesislerinde temiz üretim ve atık su geri kazanımı uygulamaları, binalarda gri su projelerinin hayata geçmesi için mevzuatta gerekli değişiklik yapılmalı.
İstanbul’a verilen şebeke sularından numuneler alınmış ayrıca THM değerleri de öğrenilmek üzere yurtdışına gönderilmiştir. İlk sonuçlar en kısa zamanda elimize ulaşacak çıkan sonuçlara göre yetkililer hakkında suç duyurusunda bulunacağımızı kamuoyu ile paylaşıyoruz.”