Güncelleme Tarihi:
Topbaş, İstanbul'un sorunları ve çözümlerine ilişkin yaptığı açıklamada, “su sorununun” İstanbul'un öncelikleri arasında bulunduğuna işaret ederek, su tedarikleri konusunda yeni çalışmalar içinde olduklarını bildirdi.
İstanbul'un son 70-80 yılın en kurak yılını yaşadığını, kış mevsiminin yaşanmadığına dikkat çeken Topbaş, bütün bunlara rağmen “su kesintisi uygulamak” zorunda kalınmadığını belirtti.
Topbaş, İstanbullular'ın su tasarrufu konusunda büyük hassasiyet gösterdiğini ve bundan dolayı vatandaşlara teşekkür ederek, “Bilinçli tüketici olma, şehirli davranışı koruma adına herkesten ricada bulundum. Su tüketimi yüzde 25'e indi. Hatta bu yarıya bile indirilebilir. Ben deniyorum. Yarıya indirdiğime inanıyorum” dedi.
Kadir Topbaş, göreve geldiğinden beri 200 bin yeni abone olmasına rağmen günlük 2 milyon 350 bin civarındaki tüketimin vatandaşların tasarrufu ile 1 milyon 800 bine düştüğünü ifade etti.
Hiç yağmur yağmasa bile mevcut su rezervinin Kasım ayına kadar yeteceğini vurgulayan Topbaş, barajlardaki doluluk oranının yüzde 22'lere kadar gerilediği için artık herkesin su konusunda daha hassas ve dikkatli davranması gerektiğine işaret etti.
Topbaş, hava sıcaklığının da buharlaşmaya yol açtığını, İstanbul'da sıcakların olduğu dönemde günde 300-400 bin metre küp arasında buharlaşma yaşandığını belirterek, su tedariki için yeni arayışlar, yeni projeler içinde olduklarını söyledi.
MELEN ÇAYI PROJESİ
Bazı bölgelerde su ihtiyacını artezyenlerle gidermeye çalıştıklarını anlatan Topbaş, Melen Çayı Projesi'nin de 20 Ekim 2007 günü saat 17.00 gibi getirilmiş olacağını hatırlattı.
Melen Çayı Projesi'nin birinci etabının devreye alınmasıyla kente günlük 750 bin metre küp su geleceğini ifade eden Topbaş, ancak bunun İstanbul için yeterli olmadığını, kentin ihtiyacının 3'te birini karşılayacağını bildirdi.
İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Kadir Topbaş, İstanbul'un günde normalde 2 milyon 350 bin ton günlük su kullanması gereken bir kent olduğunu ifade ederek, şunları söyledi:
“Başka tedariklerimiz var. Deniz suyu ile ilgili son koordinasyon toplantımızda bir start verdik. Deniz suyuna giriyoruz. Deniz suyundan da istifade etmek, oradan kaynak olarak bir miktar almak için ihale hazırlıklarını yapıyorlar. İçme suyuna onu miks edeceğiz, o seviyeye getireceğiz. Deniz suyunu, içme suyu derecesinde arıtmak suretiyle mevcut sistem içerisine dahil edeceğiz. Birinci etapta 350 bin metre küp/gün gibi deniz suyu için hazırlık yapıyoruz. Günlük tüketim 2,5 milyon metre küpe doğru gittiğine göre, yüzde 12 nispette miks edeceğiz mecbur kalırsak, ki kalıyoruz, bunu gösteriyor.”
Deniz suyundan içilebilir kalitede su elde eden ülkeler olduğunu hatırlatan Topbaş, her suyun içilebilir kaliteye getirilebileceğini, ancak suyun kirliliğine göre maliyetin de büyüdüğüne işaret etti.
Topbaş, her damla suyun çok büyük kıymeti olduğunu, park, bahçe sulamada artezyene yöneldiklerini söyledi.
YAĞMUR SUYU DEPOLANACAK
Kadir Topbaş, artık yağmur sularını depolamak için çalışacaklarını bunun hazırlıklarını yaptıklarını belirterek, “Bu yılı inşallah geçersek, ki geçeceğimize inanıyoruz. Bundan sonra bu sıkıntıyı bu kadar yaşamayız. Tedariklerimizi artıyoruz” diye konuştu.
Atık suların batıda bir kaç kez kullanılabildiğini, Türkiye'de ise kullanılan suyun denize boca edildiğini anlatan Topbaş, “Bundan sonra arıtma tesislerimizi ileri derecede biyolojik yapmak suretiyle bütün suları tekrar geri kazanma çalışmasına giriyoruz” dedi.
Topbaş, Ayamama Deresi'nde bu kapsamda çalışmalar yaptıklarını, ihalenin yapıldığını, inşaat çalışmalarının devam ettiğini bildirdi.
Bunun günde 400 bin metre küp su anlamına geldiğini, bu rakamın Melen'den getirilecek günlük suyun yarısı ettiğini kaydeden Topbaş, atık suların arıtıldığı zaman rahatlıkla sanayide ve bütün sahil bandı sulamalarında kullanabileceğini dile getirdi.
SUYA ZAM
İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Kadir Topbaş, göreve geldiklerinde “suda indirim” yaptığını belirterek, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Suya da bir miktar zam geliyor. Zamdan edineceğimiz kaynakla su tedariki ve arıtmayı, ki çevre kirliliğini ortadan kaldıracak, çevre hassasiyetini ortaya koymak, doğal yaşamı muhafaza etmek ve korumak zorundayız. Yapacağımız zam, 10 metre küp kullananlara dokunmadan, fazla kullananlara bir miktar şeklinde olacak. Kaynak ihtiyacımız var. Kente yaptığımız hizmeti kendi kaynaklarımızından yapıyoruz. Su tedariki için paraya ihtiyaç var. Bollaşınca tekrar indirim yaparız. Eylül Meclis toplantısı için İSKİ'nin teklifi ve hazırlığı var. İSKİ Genel Kurulunda, Meclis'te karar verilecek. Nasıl öngörürlerse? Evlerde 10 metre küpün üstü gibi, altına pek dokunulması taraftarı değilim. Az gelirliler korunmalı. İnşallah geçici olur, tedariklerimiz iyi yaparız, indirimler olur.”
Melen Çayı ile ilgili olarak zaman zaman bir takım şikayetler geldiğini, balık ölümleri ve kirlilikten bahsedildiğini hatırlatan Topbaş, orada bulunan bir sanayi kuruluşunun arıtma tesisini zaman zaman kullanmadığından dolayı bu sıkıntının ortaya çıktığı bilgisini aldığını söyledi.
Topbaş, o tesise müdahale hakkının Çevre ve Orman Bakanlığı'nda olduğunu ifade ederek, durumu onlara ilettiklerini ve bakanlığın denetleme yapacağını bildirdi.
Oradaki kirliliğin İstanbul için bir sıkıntı olmayacağını çünkü her suyunu arıtılabileceğini belirten Topbaş, bu durumun arıtma ile ilgili maliyeti artırabileceğini ifade etti.
'ULAŞIMLA İLGİLİ ÇÖZÜMLERİ BULDUK'
İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Kadir Topbaş, ulaşımla ilgili çözümleri bulduklarını, bununla ilgili inşaatların devam ettiğini belirterek, hızlı bir şekilde bunu bitirmeye ve hedefe ulaşmaya çalıştıklarını söyledi.
Topbaş, metropollerde en büyük sorunun yaşam kargaşası içinde erişim, yani trafik olduğunu ifade ederek, hızla gelişen büyük şehirlerden olan İstanbul'un da en büyük sorununun aynı olduğunu belirtti.
İstanbul'un sorunlarının temelden çözülmesi için kentin tümünü yeniden tasarlayan bir merkez kurduklarını anlatan Topbaş, bu merkezde “Ulaşım Master Planları” başta olmak üzere, kentin ekolojisine ve tarım alanlarına varıncaya kadar bütün gelişme süreçlerini dikkat alan bir proje hazırladıklarını bildirdi.
Topbaş, “Biz ulaşım noktasında yapmakta olduğumuz ve yapacağımız çalışmaları ve hedeflerimizi biliyoruz. Sistemi kurguladık ve başlattık. Başta raylı sistem olmak üzere İstanbul 2012'ye gelindiği zaman İstanbul'da, erişim noktasında ciddi bir mesafe almış olacağız” dedi.
Banliyö dahil raylı sistemin 2012 yılında 250 kilometreye çıkartılacağını ifade eden Topbaş, şu anda 54 kilometre metro ve raylı sistem, 70 kilometre civarında banliyö hattı olduğunu hatırlattı.
Kadir Topbaş, 74 kilometre metro inşaatının devam ettiğini, 44-46 kilometre daha yeni ilavenin de bu yıl itibarıyla ihalelerini hazırlanacağını söyledi.
Nihai hedef olarak ulaşım master planlarında İstanbul'da banliyö dahil 560 kilometre raylı sistemi öngördüklerini dile getiren Topbaş, sözlerine şöyle devam etti:
“2012'de raylı sistemde ciddi mesafe ile deniz ulaşımında da zaten gelişmekte olan sistemi daha da büyüterek, kara yolları ve tünel yollarla İstanbullular'ı rahatlatmayı hedefliyoruz. Bu şu demektir. Silivri'den çıkan bir insan, arzu ettiği takdirde metro ile Beykoz'a, Sarıyer'e veya Olimpiyat Stadı'na gidebilecek. Biz artık ulaşımla ilgili çözümleri bulduk. Bununla ilgili gayretlerimiz, inşaatlarımız devam ediyor. Artık ağırlıklı bunun üzerinde durmamız gerekmiyor. Hızlı bir şekilde bunu bitirmeye ve hedefe ulaşmaya çalışıyoruz.”
Topbaş, son 3,5 yıla yakın zamanda kentin trafiğine 600 bin ilave araba katılmasına rağmen, trafiğin 3-4 yıl öncesinden daha kötü durumda olmadığını ifade etti.
Kadir Topbaş, 126 kavşak ve yol düzenlemesi yaptıklarını, 100'e yakınının devam ettiğini, İstanbul tarihinde ilk kez toplamda 160 kilometre tünel yol yapıldığını belirterek, bunlar bittikçe rahatlamanın da hissedildiğine dikkat çekti.
E-5 Karayolunda metro nitelikli otobüs sistemi olan “metrobüs” kurma çalışmalarının da yürütüldüğünü anımsatan Topbaş, “Büyükçekmece'den itibaren gelen trafikle özellikle Avcılar noktasındaki yolcuları alacak. Şimdilik Topkapı'ya getirecek. Daha sonra devam edecek, Mecidiyeköy ve köprüyü geçerek Göztepe'ye gelecek. Yani tercihli yolda metroda gidiyormuş gibi konforlu rahat yolculuk yapılacak” dedi.
Topbaş, metrodaki rahatlığı hissedenlerin artık araçlarını kullanmadıklarını dile getirerek, Levent Metrosunu Çayırbaşı'na kadar uzattıklarını, Sarıyer'e yakın noktaya kadar götürüleceğini, aynı zamanda Olimpiyat Stadı ve İkitelli'yi rahatlatacak metroyu da gelecek yıl sonuna kadar bitirmeyi hedeflediklerini bildirdi.
DEPREM VE KENTSEL DÖNÜŞÜM
Topbaş, masadaki öncelikli konular arasında ulaşımın yanı sıra İstanbul'u sağlıklı yaşam kenti haline getirmek, yaşayan insanların mutlu olabilecekleri ve gelecek nesillerin daha iyi yaşayabilecekleri alt yapı, fiziki ortam, sportif alanlar gibi tesisler kurmak olduğunu söyledi.
Sağlıklı şehir, sağlıklı nesiller ve yaşanabilir çevre ve su ile ilgili adımların atıldığını, bunların hızlanarak devam ettirildiğini anlatan Topbaş, İstanbul için öncelikli diğer konunun “deprem ve kentsel dönüşüm” olduğunu vurguladı.
Topbaş, İstanbul'un yenilenmesi, deprem riskini minimize edecek tedbirlerin alınması konusunda yapılan çalışmaların kendileri göreve gelene kadar tespit, öngörü, zemin etütleri gibi daha çok evrak boyutunda olduğunu, fiili bir adımın resmen atılmamış olduğunu ileri sürdü.
Göreve geldiklerinden bu yana kaldırdıkları gecekondu ve naklettikleri yerlerin sayısının küçümsenemeyecek boyutta olduğuna dikkat çeken Topbaş, Ayazma bölgesinde ve Tepeüstü'nde bin 460 gecekonduyu kaldırdıklarını söyledi.
Topbaş, TOKİ ve Küçükçekmece Belediyesi ile ortaklaşa bir çalışma yaptıklarını ifade ederek, Bezirganbahçe'de yapılan 2 bin 640 konut içerisine bunu taşımaya başladıklarını ifade etti.
Kadir Topbaş, “Artık Mahmut Bey gişelerin sağ tarafına baktığınız zaman oradaki gecekondular yok. Veya biraz daha gişeleri geçtikten sonra Olimpiyat Stadı'na baktığınızda vadinin yamaçlarındaki gecekondular kalktı. Bu ciddi bir dönüşüm. Bunlar lokal olarak devam ediyor. Aynı zamanda bunlar deprem riski taşıyan yapılardı” diye konuştu.
ZEYTİNBURNU ÖRNEĞİ
Kentsel dönüşüm konusunda en somut örneğin Zeytinburnu Sümer Mahallesi'nde başlattıkları çalışma olduğunu vurgulayan Topbaş, orada oturanları mağdur etmeden bulundukları yerde tekrar yaşatmak üzere hazırlanan proje çalışmasının bitirildiğini,şimdi fiili olarak eyleme geçtiklerini bildirdi.
Topbaş, şu bilgileri verdi:
“Bir model ortaya çıkarmak istiyoruz. Orada bir özellik daha var. Kendi kendine yeten modern bir şehir parçası oluşturmak ve aynı zamanda kentin sera etkisini ortadan kaldırmaya destek verecek, çevreci yapı anlamında yapılarını çevreci boyutta düşünen, çatılarını bahçe haline getirdiğimiz bir proje uygulamasına giriyoruz burada. Çatılar bahçe şeklinde olacak. Yağmur sularının tekrar depolanma imkanı olabilen bir proje. Bölgeye farklı imaj getirecek. Bu modellemeyi daha sonra İstanbul'un değişik yerlerine yaymayı hedefliyoruz.”
İstanbul'da insanların bugüne kadar kendi becerileri ile yol gösterme olmadan kendilerine başlarını sokacakları yerler yaptıklarını anlatan Topbaş, plansızlık sonucu ortaya çıkan bu yapılara son verilmesi ve bu yanlışın bundan sonra yapılmaması için çalıştıklarını söyledi.
Topbaş, KİPTAŞ marifetiyle 19 bin civarında konut yaptıklarını, bunları satışlarının sürdüğünü belirterek, bunun devam edeceğini, 20 bin konutun daha sırada olduğunu ifade etti.
Topbaş, İstanbul'da güneşi sadece öğle vakti tepeye çıktığında yarım saat gören sokaklar olduğunun altını çizerek, bir yerleşim alanında okullar, hastaneler, kültür merkezleri, sportif ve sosyal alanlar ve meydanlar olması gerektiğine işaret etti.
Sağlıklı şehir, nesiller ve çevre ile ilgili TEMA Vakfı ile çalıştıklarını dile getiren Topbaş, karşılıklı gruplar oluşturup çalışmaları paralel götüreceklerini belirtti.
2010 AVRUPA KÜLTÜR BAŞKENTİ
İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Kadir Topbaş, İstanbul 2010 Avrupa Kültür Başkenti ile ilgili çalışmalarda ciddi mesafeler aldıklarını ve bu çalışmaları hızlandırdıklarını da belirterek, “Bundan sonraki süreçte İstanbullular'ın da buna katılmasını arzu edeceğiz. Herkesin kendi boyutunda çevresinde bölgesinde, bir kültürel temizliğe, çevre temizliğine ve güzelliğine kentimize yakışır tarzda bir hazırlığın oluşmasını arzu etmekteyiz” dedi.
Kadir Topbaş, yeni müze ve sanat aktivite alanları ilave ederek tarihi eserler ve sivil Türk mimarinin örneklerini restore ederek anıtsal yapıları güncelleştirmek ve yorgunluklarını gidermeye çalıştıklarını belirterek, “İstanbul, tarih açısından Avrupa'nın değil, dünyanın bir çeyiz sandığı. Ciddi bir kültürel deneyime sahip” diye konuştu.
Bunun yansıması olarak turizmde ciddi bir artış yaşandığını, yıllık 7 milyonlara doğru gidildiğini, nitelikli iş gücünün oluştuğunu, hizmet sektörünün geliştiğini ve kentin sanayi kentinden finans, hizmet, turizm ve kongre şehri haline gelmekte olduğunu ifade eden Topbaş, şöyle konuştu:
“Yaşanan, güzelleşen, kendini hissettiren ve giderek cazibe merkezi haline gelen bu şehre yurttaşlar olarak hepimiz katkıda bulunmalıyız. Birileri yapacak bitirecek diye beklemek yerine herkes bir yerde katkıda bulunmalı. En azından kente olumsuzluk eklememek lazım. Yanlış yapılar yapmamak, yanlış davranış biçimleri ortaya koymamak lazım. Bu kentin bir medeniyet kenti olduğunu ve İstanbulluların da medeni insanlar olduğunu göstermemiz gerekiyor.”