İstanbul’da şaibe var gidelim millete

MİLLETİMİZ OYUNU BOZDU

“Akla hayale gelmeyecek saldırılara maruz kaldık. Balkanlardan Ortadoğu’ya şimdi de Güney Amerika’ya kadar dünyanın pek çok yerinde oynanan bir oyun, ülkemizde de sahnelenmeye çalışıldı. Hamdolsun, milletimiz bu tezgahı gördü. Birliğine, beraberliğine, kardeşliğine sımsıkı sahip çıkarak oyunu bozdu. Siyaset mühendisliği, toplum mühendisliği, diplomasi mühendisliği, hatta terör mühendisliği gayretleri sonuç vermeyince, doğrudan milletimizin birliğine, beraberliğine saldırmaya başladılar. Türkiye’nin ve demokrasimizin en büyük gücü olan seçimleri, milletimizin sandıktan çıkan iradesini tartışma konusu yaparak, birliğimizin çimentosunu çatlatma, demirleri kırma hesabı yapıyorlar. Şimdi buradan bir kez daha ilan ediyorum. Biz hiçbir zaman milletin üzerinde bir irade tanımadık, tanımayacağız. Milletimizin iradesine olan saygımız sebebiyle, seçim süreçlerini yakından takip ediyoruz. Sandıktan çıkan her oy yerini bulacaktır. Bunun için çalışıyoruz. Bütün çabamız milletin oyunun kıymetini, millete iadedir. Usulsüzlüklerle, yolsuzluklarla 31 Mart’ı kurban etmek istemiyoruz.

YSK’YI TEHDİT EDİYORLAR

Çıkmış bakıyorsunuz ki, ana muhalefetin birkaç temsilcisi ne diyorlar? Çok enteresandır. Kime diyorlar? YSK’ya. ‘Kızılay’a çıkamazsınız’ diyorlar. Tehdit ediyorlar. Anayasa’nın 138’inci maddesine, bu tamamen aykırıdır. Bırakın bu şekilde bir uyarıyı, ‘imada dahi bulunamazsınız’ der Anayasa’nın 138’inci maddesi. Ben burada bir şeye üzülüyorum. YSK’nın sayın başkanı kendilerine yapılan bu tehdit karşısında şu ana kadar niçin acaba bir yazılı açıklama yapmak suretiyle, ‘siz nasıl olur da bizi tehdit edersiniz’ demiyor.

BUGÜNE KADAR SUSTUM

İstanbul’da, Ankara’da seçimler yapılmıştır. Biz Ankara’ya herhangi bir itirazda, ileri derecede bir yüklenme yapmadık. Ama İstanbul’da ‘binde’lerle oynanan bir oyun var. Yolsuzluklar var. Bütün bu yolsuzluklar karşısında, ben bir genel başkan olarak halkımın iradesini, halkımın oyunun arkasını takip etmek, onun sonucunu kovalamak zorundayım. Düşünebiliyor musunuz? 28 binden 13 bine kadar bu sayımlarda oylar düşüyorsa, burada bir yolsuzluğun olduğu apaçık ortadayken, yani bunu kovalamayalım mı? Bunu takip etmeyelim mi? Vatandaşım bana şunu söylüyor, ‘başkanım’ diyor, ‘bu seçim yenilenmeli.’ Dünyanın birçok yerinde, öyle ki yarım puan, bir puanla olduğu yerlerde bile seçimler yenilenmiştir. Niye? Gönüller huzur bulacak. 1963’te, 1999’da, ülkemizde buna benzer kararları YSK almıştır. Hele hele burası İstanbul. Bu bir kasaba değil. Bir ilçe değil, bir belde değil. Bakın ben bugüne kadar konuşmadım. Hep sustum ama diğerleri konuştu. ‘Ve vurun abalıya’ dediler, vurdular. Ama artık yetti.

BUNLAR 657 DEĞİL

Çok açık net. Memur noktasında; sandıkta memur değil de bankadaki sözleşmeli işçiler o sandıklarda görevlendirilirse, bunun üzerinde hâlâ neyi düşünüyoruz? Maalesef, 4, 5 tane bankanın işçileri sandıklarda görevlendiriliyor. Peki ne diyorlar? Diyorlar ki, ‘bunu bizden kaymakamlar istedi.’ İsteyebilir. Eğer kaymakam böyle bir yanlış yapmışsa sen bu yanlışı uygulamak zorunda değilsin. Bu yanlışa da hak vermek durumunda değilsin. Çünkü yasa ortada. Ne diyor yasa? Memur diyor. Yani 657. Bunlar 657 değil. Bunlar bankada çalışan bir işçi. Şimdi bunları kabul mu edelim? Bunların verdikleri kararlara eyvallah mı diyelim? Bizim şu anda buradaki gayretimiz, sadece YSK’nın bu şaibeyi ortadan kaldıracak, milli iradeye bu zemini hazırlamaktır. Ortada bir şaibe var. Ortada bir yolsuzluk var. Bu yolsuzluğun, bu şaibenin ortadan kaldırılması hem YSK’yı aklayacaktır, hem de milletimizin gönlü ferah hale gelecektir.”

‘ADİL BİR KARAR BEKLİYORUZ’

Bizim hayatımız, desteğini ve gücünü milletten almayan vesayetle mücadeleyle geçmiştir. Böyle bir müktesebata sahip Tayyip Erdoğan’ın hakkı olmaya bir seçimi almak için çalıştığını iddia etmek bize yapılmış en büyük bühtandır. Her şey ortada. Zaten İstanbullu 39 ilçenin 25 tanesini bize vermiş. İş daha buradan kopuyor zaten. İBB Meclisi’nin kahir ekseriyeti aynı şekilde, partimin üyelerine verilmiş. Biz burada YSK’nın vereceği kararı bekliyoruz. Bütün belgeler, bilgiler, evraklar her şey kendilerine teslim edildi. Temenni ediyorum ki, adil bir kararla, bakın bizde tehdit yok, her ne kadar onlar ‘Kızılay’a çıkamazsınız’ diyorlarsa da biz haşa böyle bir şey demedik. Kızılay herkesindir, tüm milletindir. Ne yaparlarsa yapsınlar. Biz adil bir karar, adil bir netice bekliyoruz. Biz sadece milli iradesine sahip çıkmanın çabası içerisindeyiz. Biz sadece milli iradenin gasp edilmesine engel olmaya çalışıyoruz. Yaptığımız iş budur. AK Parti’yi hukuki haklarını kullandığı için suçlayanların, geçmişte sandıktan çıkan iradenin bizatihi kendisine, nasıl savaş açtıklarını çok iyi hatırlıyoruz. Tarihleri boşunca milletle, milletin değerleriyle milletin iradesiyle kavga edenlerin bugün suskunluk içerisine girmelerinin gerisindeki stratejiyi de, o stratejinin sahiplerini de biz çok iyi biliyoruz. Biz milletimizin, hakkı, hukuku, değerleri, iradesi söz konusu olduğunda yedi düvele karşı koymaktan çekinmedik ki, bunların karşısında tereddüte düşelim.

BU MESELE BİR BEKA MESELESİDİR

Ülkenin hiçbir meselesiyle en küçük bir tespitleri, teklifleri, projeleri olmayanları allayıp, pullayıp millete umut olarak pazarlayanların taktiği çökmeye mahkumdur. CHP’nin gerçek yüzünü milletten saklamaya, CHP’yi milletten kaçırmaya; CHP’nin faşist zihniyetini perdelemeye hiç kimsenin gücü yetmeyecektir. Yine söylüyorum. Bu mesele bir beka meselesidir. 31 Mart seçimlerinin sonuçları üzerinden yeni hayaller kuruyorlar. Cumhur ittifakı yüzde 52 almıştır beyler. Cumhur ittifakı yeni dönemin lokomotifi ve istikrarın güvencesi olmayı sürdürecektir. Cumhur ittifakı üzerinde birçok spekülasyona girmek isteyenlere de sesleniyorum. Boşuna uğraşmayın. Siz, bizim ittifakımızı bozamayacaksınız. Bizler Cumhur ittifakı olarak başta sayın Bahçeli olmak üzere el ele vererek şu ana kadar nasıl geldiysek, bundan sonra da aynı kararlılıkla yolumuza devam edeceğiz.