İstanbul'da ötenazi sempozyumu

Güncelleme Tarihi:

İstanbulda ötenazi sempozyumu
Oluşturulma Tarihi: Kasım 09, 2010 15:16

Koç Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Tankut Centel, ötenaziye kişisel ve kurum olarak olumlu baktığını ancak ötenazinin Türkiye'de uygulanmasının ülke koşulları karşısında gerçekçi olamayacağının altını çizerek, “İzin verildiği takdirde sıkı bir devlet denetimi olmalıdır” dedi.

Haberin Devamı

Koç Üniversitesi Hemşirelik Yüksek Okulu toplantı salonunda düzenlenen “Ötenaziye Evet mi, Hayır mı?” sempozyumunda konuşan Centel, ölmeye yardım ve intihara teşvik konularında hasta haklarını anlattı.

Sosyal imkansızlıklar nedeniyle hastaların ölüme kolaylıkla razı olduklarını belirten Centel, tıbbın ilerlemesi sayesinde hastaların acılarının dindirilebildiğini belirtti. Centel, gerekli sağlık ortamlarının sağlanması durumunda hastaların ötenaziyi tercih etmediğini ifade etti.

Centel, devletin sosyal yardım sağlamasının önemini vurgulayarak, Türkiye'deki yatak sayısının yetersiz olduğunu, ağrı dindirici ilaçların düşük kalması nedeniyle hastaların ölüme razı hale geldiğini anlattı. Ötenazinin kavram tanımlama kargaşası olduğunu ifade eden Centel, doktorların, ötenaziyi aktif, pasif ve intihara teşvik alanlarına ayırdığını kaydetti.

Türkiye'deki yasal düzenlemelerde Türk Ceza Kanunu'nda ve Hasta Hakları Yönetmeliği'nde ötenazi ile ilgili hüküm bulunduğunu, ancak bunun yönetmelikle düzenlemenin yeterli olmadığını anlatan Centel, Anayasa'nın yaşama hakkını güvence altına aldığını söyledi.

Centel, “Ötanaziye kişisel ve kurum olarak olumlu bakıyorum, ancak Türkiye'de uygulanması, ülke koşulları karşısında gerçekçi olamayacaktır. Buna izin verildiği takdirde sıkı bir devlet denetimi olmalıdır” dedi.

Ötenazinin, Hollanda ve Belçika'da sınırlı serbestlik çerçevesinde uygulandığını ifade eden Centel, insanların kendi istekleriyle hayatlarına son verdirilmesinde denetimin önemli olduğunu vurguladı.

Koç Üniversitesi Hukuk Fakültesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Bertil Emrah Oder de, ölmenin bir hak olarak tanımlanmasının güç olduğunu belirterek, hukukta insanın yaşama, maddi ve manevi varlığını koruma hakları üzerine çalışıldığını kaydetti.

Oder, dünya nüfusun gittikçe yaşlandığını ve ölümcül hastalıkların arttığını ifade ederek, eskiye oranla ötenazi konusunun günümüzde daha fazla konuşulduğunu anlattı.

İnsanın yaşama hakkının hukukla korunduğunu belirten Oder, özel yaşamın gizliliği ve bireysel özerklikle hastanın kendi isteği doğrultusunda yaşamına son vermeyi isteyebileceğini, ancak bunu ülkenin hukuk düzeninin belirleyeceğini ifade etti.

Aktif ötenazinin Türkiye'de mümkün olamayacağını, pasif ötenazinin ise ölçülü şekilde uygulanabileceğini ifade eden Oder, “1998 Hasta Hakları Yönetmeliğine göre, sağlık müdahalesinde kişinin izni gerekiyor. Yönetmeliğin 24. maddesi ile pasif ötanazi hakkına sahipsiniz, ancak tedavi başladıktan sonra durdurma hakkınız bulunmuyor” diye konuştu.

 

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!