A.A
Oluşturulma Tarihi: Kasım 12, 2011 10:02
Beyaz Saray bünyesindeki Ulusal Bilim ve Teknoloji Konseyi Çevre ve Doğal Kaynaklar Komitesi üyesi ve Smithsonian Enstitüsü kıdemli danışmanı Dr. Leonard Hirsch, İstanbul'da kısa vadede büyük bir deprem olasılığına çok ihtimal vermediğini söyledi.
Görevlerinin yanı sıra, BM Biyolojik Çeşitlilik Sözleşmesi kapsamında ABD'yi temsilen aktif rol da alan Dr. Hirsch, Van depremi dolayısıyla Türk halkına bağsağlığı dileklerinde bulundu. Hirsch, Türkiye'nin çok güçlü deprem bölgesinde yer aldığından her an depremlere hazırlıklı olması gerektiğine dikkati çekti.
Hirsch, yeryüzündeki iklim değişiklikleri, tarım, doğal kaynaklar ve felaketleri izleme konusunda uluslararası çapta işbirliği yapılmasına yönelik bir sistem üzerinde çalıştıkları belirterek, bu tarz işbirliklerinin ülkelere ve dünyaya ciddi katkılar sağlayacağını kaydetti.
Van depremi uydu görüntülerinde uluslararası işbirliği
Hirsch, Van depremi örneğini vererek, deprem sonrasında ABD, AB, Japonya ve Brezilya gibi ülkelerin uzay ajanslarının her birinin Van civarının deprem öncesi ve sonrası uydu fotoğrafını topladıklarını ve bunu Türk hükümetiyle paylaştıklarını anlattı.
Yaklaşık 800 fotoğrafın gönderildiğini ifade eden Hirsch, “Fotoğrafların analizi zaman istiyor, birbirleriyle eşleştirmeniz lazım, ama Türk bilimadamları çok uzman ve alanlarında çok iyiler” dedi. Hirsch, Türk hükümeti ve Avrupa Uzay Ajansı'nın öncülüğüyle yapılan bu işbirliğinin devam eden bir süreç olduğunu dile getirdi.
“Dünyada depremler artmadı”
Hirsch, son zamanlarda sıkça deprem haberlerinin duyuluyor olmasının dünyanın yer kabuğunda hareketlenmenin arttığı anlamına mı geldiği sorusu üzerine, “Aslında son birkaç yılda yeryüzünün hareketinde artış olmadı ama haberciliğin gelişmesiyle olayları daha çok duyuyoruz ama bu depremlerin arttığı anlamına gelmiyor” dedi.
Bunun yanında dünyada nüfusun artması, kıyı alanlarına ve toprak zemininin sağlam olmadığı bölgelere yerleşimin sıklaşmasıyla depremlerden etkilenen insan sayısının artmasının da bu algıda etkili olduğunu ifade eden Hirsch, depremleri önceden tahmin etmenin mümkün olmadığını ama burada nereye ve nasıl bina yapıldığına dikkat etmenin önemli olduğunu kaydetti.
“Kısa vadede İstanbul'da büyük bir deprem beklemem”
Hirsch, depremin öngörülemez olmasına rağmen, büyük bir depremin meydana geldiği bölgelerde kısa vadede yeni büyük depremlerin pek görülmediğini söyledi.
Gölcük depremini hatırlatan Hirsch, “10 yıl öncesinde büyük bir depremin meydana geldiği bir bölgede, yer kabuğunda rahatlama olduğundan genelde kısa vadede çok büyük bir deprem beklenmez, belki küçük depremler olabilir. Tabi ki depremleri öngörmemiz mümkün değil ama aynı yerde (İstanbul'da) kısa zamanda bir deprem olacağı kaygısı duymam ben” dedi.
Yine de bunun insanlarda rahatlamaya yol açmaması gerektiğini ifade eden Hirsch, “Binaların restorasyonu iyi yapılmalı, yeni binalar depreme dayanıklı olmalı ve üstün teknolojiler kullanılmalı. İstanbul'da çok güzel tarihi eserler var. Bazı yerler görüyoruz büyük depremler oluyor ama hasarlar küçük kalıyor. Yani hasarı yapan aslında depremlerden ziyade bizleriz. Nasıl ve nereye bina yaptığımız, temelinin ne kadar depreme dayanıklı olduğu önemli” diye konuştu.