Güncelleme Tarihi:
Cuma namazı saati için araştırmalar yurt genelinde günün erken saatlerinden itibaren başladı. Öğlen saatlerinin yaklaşmasıyla birlikte İstanbul’da ikamet eden vatandaşlar da ‘cuma namazı saat kaçta?’ sorularını yoğunlaştırdı. İşte, İstanbul başta olmak üzere tüm illerin cuma namazı saatleri…
İstanbul başta olmak üzere tüm illerin namaz saatleri Diyanet İşleri Başkanlığı tarafından açıklandı. Namaz saatleri 7 bölge ve 81 ile göre farklılık gösteriyor. İşte, il il cuma namazı saatleri
CUMA NAMAZI İLLERE GÖRE SAAT KAÇTA KILINACAK?
Diyanet İşleri Başkanlığı’nın 28 Aralık tarihli takvimine göre; cuma namazı bugün Ankara'da 12.56'da, İstanbul'da saat 13.11’de, İzmir'de 13.19’da, Adana'da 12.46’da, Antalya'da 13.05’te, Bursa'da ise 13.11'de kılınacak. Diğer illere ait cuma namazı saatlerini görmek için aşağıdaki linke tıklayınız.
İL İL CUMA NAMAZ VAKİTLERİ İÇİN TIKLAYIN
Cuma namazının hükmü nedir?
Cuma namazı farz-ı ayındır. Farz oluşu Kur’an-ı Kerim, Sünnet ve İcma ile sabittir. Yüce Allah, “Ey inananlar! Cuma günü namaz için çağrı yapıldığında, alışverişi bırakıp hemen Allah’ı anmaya koşun. Eğer bilirseniz bu, sizin için daha hayırlıdır. Namaz kılınınca artık yeryüzüne dağılın ve Allah’ın lütfundan nasibinizi arayın. Allah’ı çok zikredin ki kurtuluşa eresiniz.” (Cum’a, 62/9-10) buyurmaktadır. Hz. Peygamber (s.a.s.) de, “Cuma namazına gitmek, ergenlik çağına ulaşmış her müslüman erkeğe farzdır.” (Ebû Dâvûd, Tahâret, 130; Beyhakî, es-Sünenü’l-Kübrâ, III, 245-246) buyurmuştur. Cuma namazı, Hz. Peygamber (s.a.s.) döneminden günümüze kadar kılınagelmiş ve bunun farz olduğu konusunda herhangi bir farklı görüş ortaya çıkmamıştır.
Cuma hutbesinde yapılan duaya “amin” demek caiz midir?
İslam âlimleri, gerek cuma hakkındaki hadisleri, gerekse Resûlullah’ın (s.a.s.) uygulamasını göz önüne alarak hutbenin esasını teşkil eden rükünler ile sahih bir hutbede uyulması gereken şartları ve hutbenin adabını tespit etmişlerdir (Kâsânî, Bedâiu’s-sanâî, II, 196). Hatip hutbe irad ederken cemaatin konuşmasının doğru olmadığını ifade eden hadisler vardır (Buhârî, Cumua, 36; Müslim, Cumua, 11; Muvatta, Cuma, 6; Ebû Dâvûd. Salât, 237; Tirmizî, Salât, 256; Nesâî, Cumua, 22). Hanefi ve Şâfiîler bu hadislere dayanarak zaruret olmadıkça hutbe esnasında konuşmayı mekruh; Hanbelî ve Mâlikîler haram kabul etmişlerdir (Kâsânî, Bedâiu’s-sanâî, II, 198; Şirbînî, Muğni’l-muhtâc, I, 429-430). Diğer taraftan yine Resûlullah’ın (s.a.s.) uygulamasını göz önüne alan İslam âlimleri hutbede müminlere dua etmenin mendup veya rükün olduğunu söylemişlerdir (Kâsânî, Bedâiu’s-sanâî, II, 196).
Buna göre, hutbenin dinlenmesi, bu esnada başka işlerle uğraşılmaması, konuşulmaması gerekir. Ancak, Hz. Peygamberin (s.a.s.) ismi anıldığında sessizce salavat okunması, hatibin duasına ‘âmin’ denmesi, konuşma olarak değerlendirilmediğinden, bunların yapılmasında bir sakınca yoktur (Bkz. Kâsânî, Bedâiu’s-sanâi’, I, 264; İbn Âbidîn, Reddü’l-muhtâr, III, 35).