A.A
Oluşturulma Tarihi: Aralık 29, 2011 11:22
İstanbul Asayiş Şube Müdür Yardımcısı Ali Tuna Coşkun, son 5 yıla bakıldığındaki kentteki cinayet olaylarında gözle görülür bir azalma olduğunu belirterek, “2005 yılında 600 civarında olan cinayet olayları, 2006'da 550'ye, 2007'de 420'ye, 2008'de 345'e, 2009'da 320'ye, 2010 yılında 256'e, bu yıl da 240'a düştü” dedi.
Cinayet ve gasp olaylarından sorumlu İstanbul Asayiş Şube Müdür Yardımcısı Ali Tuna Coşkun, AA muhabirine yaptığı açıklamada, son 5 yıla bakıldığında cinayet olaylarında gözle görülür bir azalma olduğunu söyledi.
Coşkun, şunları kaydetti:
“2005 yılında 600 civarında olan cinayet olayları, 2006'da 550'ye, 2007'de 420'ye, 2008'de 345'e, 2009'da 320'ye, 2010 yılında 256'e, bu yıl da 240'a düştü. Her yıl olay aydınlatma oranımız yüzde 90'nın üzerindedir. Bu yıl da yüzde 94 civarında olayımız aydınlatılmıştır. Bu yıl şüphelilerinin tespit edildiği, ancak yakalama çalışmaları süren 8 olayımız var. Bu yıl 18 faili meçhul olayımız var. Bunları aydınlatma çalışmalarımız da devam ediyor.”
Bu yıl işlenen cinayetlerden küçük yaşta çocukların hem şüpheli hem de maktul olarak karıştığı 3-4 olayın bulunduğunu hatırlatan Coşkun, bu yıl işlenen 240 cinayete ilişkin 535 kişinin şüpheli sıfatıyla gözaltına alındığını, bunların 300'ünün tutuklanarak cezaevine gönderildiğini anlattı.
İkamet içi, ikamet dışı olmak üzere olayların 2'ye ayrıldığını, son 2 yıl içerisinde sokakta işlenen cinayet sayısında çok büyük düşüşler kaydettiklerini belirten Çoşkun, “Bunun da sebebi, ilçelerimizde hizmet veren önleyici hizmet ekiplerinin sayısının son 2 yılda 300'den 900'e çıkartılması oldu. Yine 100-150 civarında olan güven timlerimizdeki personel sayısı 1300'e çıkartıldı. Önleyici hizmet ekiplerimiz, sürekli ilçelerimizde, umuma açık yerlerde, park ve bahçelerde yaptıkları kontroller neticesinde, kavga, husumet ya da alkol sebebiyle işlenebilecek cinayetleri önlenmiş oldu” dedi.
37 kadın cinayetinden 34'ü çözüldü
“Bu yıl aile içi şiddet ya da geçimsizlik nedeniyle meydana gelen kadın cinayeti sayısı 37 oldu. Bunlardan 34'ü çözüldü” diyen Coşkun, şunları kaydetti:
“Diğer 3'ünü aydınlatma çalışmalarımız devam ediyor. İlimizde 2007 yılında 57, 2008'de 46, 2009'da 48, 2010'da 43 kadın cinayeti işlenmişti. Bu cinayetlerden 206'sını aydınlattık. Bunlarla ilgili 185 şüpheli yakalandı. Bu yılki 37 kadın cinayetine ilişkin de 29 şüpheli hakkında yasal işlem yapıldı.”
Kadına karşı şiddet konusundaki mücadelede yeni çalışmaların olduğunu da belirten Coşkun, “Her ilçede kadına karşı şiddet konularıyla ilgilenmek üzere belirli bir personel görevlendirildi. Bu arkadaşların konuyla ilgili eğitimleri tamamlandı. Bu arkadaşlarımız, bir kadın mağdur, eşinden şiddet görmüş, şikayetçi olarak polis merkezine geldiğinde derdini dinleyip, müracaatını alacak. Arkadaşlarımız, kadının koruma talebi ya da sığınma evine yerleştirilmesi tarzında isteği ne ise o doğrultuda hareket edecek” dedi.
Polisin çalışma şekli
Cinayet Büro Amirliği ekiplerinin, Olay Yeri İnceleme Şube Müdürlüğü, Kriminal Polis Laboratuvarı ve Adli Tıp Kurumu ile birlikte çalıştığını anlatan Coşkun, şöyle konuştu:
“Cinayet olayı meydana geldiği zaman öncelikle Olay Yeri İnceleme Şube Müdürlüğü ekipleri gider, gerekli çalışmaları yapar. Delil toplamasını bitirdikten sonra Cinayet Büro Amirliği personelimiz içeriye girer, kendi açısından bakar. Başta parmak izi ya da şüphelinin bırakmış olduğu bir DNA, bu içmiş olduğu bir bardakta bıraktığı tükürükten tutun, kendi boğuşma esnasında maktulden kalabilecek tırnak içindeki bir DNA, saçından düşmüş bir saç teli, bir kepek, bunların hepsine maddi delil diyoruz. Olay yeri inceleme personelimiz bu delilleri topladıktan sonra kendi inceleyeceklerini kendi biriminde diğer bulguları ise Adli Tıp Kurumuna ya da Polis Kriminal Laboratuvarına gönderir. Bu esnada cinayet bürosu personelimiz de şahsın kimliği ile ilgili, ne iş yapar, kimle oturur, kimle kalkar, herhangi bir problemi, bir sıkıntısı, birisiyle ilgili bir husumeti var mı bunun gibi şahsı tanımaya çalışır. Yine olay mahallini gören sokak çalışması dediğimiz, kamera çalışmaları ve görgü tanıklarının ifadesine başvurur.
Cinayetlerin çoğu kez kavga neticesi, alkol ya da daha önceden aralarında olan bir husumetten veya alacak-verecek meselesi nedeniyle işlendiği görülüyor. Bir cinayet olayın çözümlenmesinde şüpheli ile maktul arasında bir illiyet bağının olması daha da işimizi kolaylaştırır. Ancak bir anlık gelişmiş olan trafikte ya da hiç tanımadığı adamla bir anlık yolda tartışma neticesinde meydana gelmiş cinayet olaylarının çözümlenmesi tabii ki diğer olaylara göre daha zor oluyor.
Faili meçhul cinayet olaylarının çözümlenmesi olayın yapısı ile ilgili, olay yerindeki delillerin muhafaza edilmesi bizim için çok önemli. Elimizde ne kadar done varsa bizim işimiz o kadar kolay oluyor. Teknik çalışmalarla şüpheliye bir şekilde ulaşılmaya çalışılıyor. Zaten kusursuz cinayet yoktur. Mutlak surette şüpheli şahıs girmiş olduğu ortamda bir iz, bir delil bırakır ya da bulunduğu ortamdan bir iz veya delili alarak olay yerinden ayrılır.”
Yaşanan ilginç olay
Önceki yıllarda çok ilginç bir olay yaşandığını belirten Coşkun, şöyle konuştu:
“Beyoğlu'nda 14 yaşında bir kız çocuğu, kendi evinin çatı katında bıçaklanmış vaziyette ölü bulundu. Maktulenin akşam saatlerinde çöp atmak için evinden çıktığını ve o saatten sonra da bir daha geri gelmediğini ailesi bize söyledi. Olay yerinden kan numuneleri alınıyor. Olay yerinde kızın kanının haricinde ayrı bir erkek kanı var. Merdivenlerden inerken de damlama şeklinde kanlar var. Kızın bir amcasının da kanını almıştık. O kan ona oturdu ama o adamın cinayeti işleyecek bir durumu yok. Yine çalışmaları devam ettirdik. Oraya gelen tüpçülerden, bir kere bile gelmiş adama kadar. En sonunda kızın tırnak içinde başka bir bulgu, DNA da vardı. Tırnak içindeki bulgu ile bu kan ayrı ayrı insanlara aitti. Tırnak içindeki bulgu, en üst katta oturana komşuluğa gelen bir tane çocuğa ait çıktı. Çocuğu da aldık, çocuk da suçunu itiraf etti. O kan da amcasının kanıydı. O kan da şöyle oluyor. Olayı amcasına
haber verince, adam koşarak çatı arasına çıkıyor. Olayı görünce duvarları yumrukluyor, eli kanıyor, kanı düşüyor oraya. İlk anda pat diye bu adamı alsak, adam derdini anlatamaz yani.”
Cinayet Büro Amirliği personelinin sürekli hizmet içi eğitimle kendisini yenilediğini de belirten Coşkun, “Asayiş Daire Başkanlığımız bünyesinde yapılan yurt dışındaki çeşitli ülkelerde de cinayet olayları, çözme teknikleri ile de arkadaşlarımız eğitimci olarak görevlendiriliyor. Cinayet büromuzda 150 personel ve 40'a yakın ekibimizle hizmet veriyoruz” dedi.