Güncelleme Tarihi:
Kahramanmaraş Pazarcık ve Elbistan depremlerinde, enkazlardan çıkartılan yaralı depremzedelerin bir kısmı uçaklarla İstanbul'a sevk ediliyor. Bazı depremzedelerin tedavisi Başakşehir Çam ve Sakura Şehir Hastanesi'nde devam ediyor. Yetkililer şu ana kadar 155 yaralının hastaneye ulaştığını bildirdi. Depremzedeler, gün içinde aralıklarla havalimanından ambulanslarla hastaneye getirilirken, bazı depremzedelerin ise kendi imkanlarıyla hastaneye ulaştığı görüldü.
79 YAŞINDAKİ EŞİ İÇİN GÖZYAŞI DÖKTÜ
Başakşehir Çam ve Sakura Şehir Hastanesi'ne Antakya'dan gelen 79 yaşındaki Zekiye Belkıs Üneş'in de tedavisine devam edildi. Antakya'da 3'üncü kattaki dairesinde depreme yakalanan, 8 saat enkaz altında kalan Zekiye Belkıs Üneş'in eşi Yusuf Üneş, hastanede gözyaşlarına hakim olamadı. Eşinin oğlu tarafından enkazdan çıkarıldığını söyleyen Yusuf Üneş, "Altımızda iki kat yerle bir oldu. Alt katlarda 8 kişi vardı, hepsi hayatını kaybetti. Ben eşimi sırtıma alıp zorla indirdim. Oğlum İskenderun'dan geldi, kurtardı bizi. Sırtına aldı annesini, enkazın yıkıntının altından sürükleyerek çıkardı. Antakya'da taş üstünde taş kalmamış. Diğer akrabalarımızdan bir grup var, 4 günden beri çalışıyorlar. Binanın 8'inci katındakilere 4 gündür ulaşamadılar. En azından cenazelere yetişebilsek, ölenlerin enkazda kalmadıklarını bilsek, emin oluruz. Şimdi hiçbir şeye yetişemedik" dedi.
"İMDAT DİYE BAĞIRMAK İSTEDİM AMA HER YER ÇÖKMÜŞ"
Deprem anını anlatan Üneş, "İlk gerçekleşen depremde evimiz sarsılmaya başladı, eşim yatak odasına gelip uzandığında sallanmaya başladık. Her taraftan üzerimize parçalar dökülmeye başladı. Parçalar dökülürken, yatağın yan kısmına, yere yatmasını söyledim. Yatamayacağını söyledi. Sonunda yan tarafa düştü, ben de yatağın diğer tarafına düştüm. O sırada üzerimize büyük bir dolap devrildi. Aşağı doğru çökmeyi hissetmeye başladık. Bina sola doğru devrildi, komşu apartmana yaslandığını anladık. O anlarda koşup balkona, 'imdat' diye bağırmaya çıktım fakat, kim duyacak, her yer çökmüş, merdivenler yıkılmış. Bina üst üste çökmüş, üçüncü kata balkondan yürüyerek çıktı çocuklarımız. Sonradan yetişip geldiler. Oğlum annesini sırtladı, enkazda bulunduğu yerden çıkardı. Aşağıda arabaya indirdik, etrafımız yağmur, soğuk. Bakın üstümüzde hiçbir şeyimiz yok, ne kimlik, ne elbise, ne para hepsi evde kaldı. Çocuklar aldı bizi, öylece geldik. Evimiz şimdi çökmüş vaziyette, yana doğru yatıyor altta bir iki kat çökük vaziyette" diye konuştu.