OluÅŸturulma Tarihi: Nisan 19, 2005 00:00
Ä°stanbul'un 115 bin noktasından uydu aracılığıyla düzenli alınan görüntüler, belirli bölgelerde yılda 5-6 santimetreye varan çöküntü olduÄŸunu ortaya koydu.Aralarında Yeni Camii, Ortaköy Camii gibi binaların da bulunduÄŸu çöküntü, özellikle sahil kesiminde ve dere yataklarında odaklanıyor. Çöküntüler, olası bir depremde en çok etkilenecek bölgelerin saptanması açısından da referans niteliÄŸinde.  Uydudan çekilen fotoÄŸraflarda göze çarpan kırmızı alanlar, Ä°stanbul'un çöküntü alanlarını simgeliyor. YerleÅŸim alanlarındaki düşey hareketlerin saptanması amacıyla yürütülen çalışma, çöküntünün hangi bölgelerde odaklandığını gözler önüne seriyor; üstelik milimetrik olarak.  Küçükçekmece-Tuzla-Sarıyer üçgeninde, 1992 -2002 yılları arasında 115 bin noktadan yapılan ölçümler hakkında bilgi veren BoÄŸaziçi Ãœniversitesi Deprem AraÅŸtırma Enstitüsü öğretim üyesi Prof. Dr. Mustafa Aktar, bu konuda şöyle diyor:"Çöküntü, Haliç'in kenarında Yeni Camii mm. bazında iniyor. Haliç kenarına baktığımızda sadece Yeni Camii deÄŸil, bir çok yerde çökme olduÄŸunu görüyoruz. Bu çöküntüler yılda 6 cm.'ye ulaşıyor." ÇÖKÃœNTÃœ BÖLGELERÄ°  Görüntüler uydu -radar yöntemiyle, yerden 800 kilometre uzaktan çekiliyor. Belirlenen noktalardan düzenli olarak alınan fotoÄŸraflar üzerinde ölçüm yapılıyor. Yapılan ölçümlerin sonuçlarına göre çöküntü bölgeleri şöyle:  "Yeni Cami'yi de içine alan Eminönü ile Ortaköy Camii ve çevreleri, Karaköy Rıhtım Caddesi üzerindeki binalar; Ayamama Deresi, Harami Dere ve KurbaÄŸalı Dere çevresi, Tarihi Yarımada'da Haliç ve Haliç'e baÄŸlantılı dere yatakları; KasımpaÅŸa çevresi, Bakırköy - Avcılar arasındaki Küçükçekmece'yi de içine alan sahil ÅŸeridi. SAÄžLAM BÖLGELER  Prof. Dr. Mustafa Aktar, "Ä°stanbul için genelde bakıldığında saÄŸlam zemini olan yerler yüksek yerler, oralarda bir sorun yok. Sorun daha çok kıyılarda, eski dere yataklarında, hatta bazen de yapay olarak uygulanmış yerler" diye konuÅŸuyor. Haliç ve Haramidere gibi noktalardaki çöküntüye büyük ölçüde çevredeki sanayi kuruluÅŸlarının açtığı sondaj kuyuları ve bu kuyulardan çekilen su neden oluyor.  YUMUÅžAK ZEMÄ°N  DiÄŸer bölgelerdeki en büyük problem ise zeminin yumuÅŸaklığı. Bu tablo kentin olası depremde en çok etkilenecek alanlarıyla da birebir örtüşüyor. Yani çöküntünün olduÄŸu alanlar aynı zamanda olası depremde hasarın yoÄŸun olarak beklendiÄŸi bölgeler anlamına geliyor. Türkiye'de 1.5 yıldan bu yana uygulanan yöntemle bir sonraki aÅŸamada metro ve tüp geçiÅŸin bulunduÄŸu güzergah ayrıntılı incelenebilecek ve bu hatlarda bir zemin çökmesi olup olmadığı aydınlığa kavuÅŸacak. Dahası metro kazısının çevrede zemin çökmesine neden olup olmadığı da ortaya konulabilecek.Â
button