Güncelleme Tarihi:
Son James Bond'u seyrederseniz, İstanbul'un büyük bir tehlike atlattığını öğreneceksiniz.
Eğer kraliçenin sadık ajanı nükleer bombanın patlamasını önlemeseydi İstanbul havaya uçacaktı.
Bond filmlerinin on dokuzuncusu, gerilim, aksiyon ve casusluk filmlerinin yeni bir klasiği. Kraliçenin gözü pek, yakışıklı ve bilcümle teknoloji harikalarıyla donanmış ajanı Bond'un bütün filmlerinde mutlaka uluslararası bir konu vardır.
Soğuk savaş dönemlerinde Sovyetlerle paylaşırdı kozunu. Ya da sarı tehlike Çin'le.
Ya şimdi...
Türki cumhuriyetlerinin boru hattıyla meşgul.
Gene şer kuvvetleri bir takım oyunlarla dünyaya hakim olmak istiyorlar ama buna müsaade edilmiyor.
Herhalde Baku-Ceyhan hattının önemini gözden kaçıracak değil.
Evet son Bond filminin konusu petrol boru hattı. Azeri kökenli petrol kralının kızı kendini kaçıran teröriste aşık olursa ne olur dersiniz. İçindeki kötülük, aşkı sayesinde ortaya çıkar ve teröristle işbirliği yaparak dünyaya sahip olmanın peşine düşer. Önce babasını yokeder, arkasından üzerindeki şüpheleri yokedecek oyunlara başlar. Bu oyunlar sayesende hem Bond'dan kurtulacak, hem de dünyaya sahip olacaktır.
Nasıl mı?
İstanbul Boğazı'nda nükleer bir denizaltı patlatarak ve bütün kenti yokederek. O sayede petrol gemileri Boğaz'dan geçemeyecek ve onun boru hattı Batı'nın tek umudu olacaktır.
Sonunun söylenmesinde sakınca görülmeyen tek film heralde James Bond'dur. Hadi ben de size büyük bir sır vereyim ve filmin sonunu söyleyeyim.
James Bond bütün bunların önüne geçiyor ve İstanbul'u kurtarıyor.
Pierce Brosnan, Sean Connery'den sonra sanırım gedikli Bond oldu. Sinema yaşamında Bond'luktan emekli olacağa benzer.