İstanbul semalarında Atatürk-Gökçen rekabeti

Güncelleme Tarihi:

İstanbul semalarında Atatürk-Gökçen rekabeti
Oluşturulma Tarihi: Aralık 06, 2000 00:00

Haberin Devamı

Pendik-Kurtköy'de yapımı biten Sabiha Gökçen Havalimanı 8 Ocak'ta start veriyor. Havaalanının THY'nin altı adet İstanbul-Ankara-İstanbul seferiyle işletme hayatına başlamasıyla İstanbul semaları, Atatürk ve Sabiha Gökçen Havalimanları arasında yaşanacak rekabete sahne olacak.

Kamuoyunda bilinen ilk adı Kurtköy Havaalanı oldu. Projeyi 1983'te Adnan Kahveci ile birlikte ortaya atan 8. Cumhurbaşkanı Turgut Özal idi. Ancak sonraları proje hemen tüm iktidarlar tarafından benimsendi ve biraz farklı üsluplarda da olsa devam ettirildi.

Projenin ilk haline göre, Ortadoğu'nun en büyük havalimanı, GAP'tan sonra Türkiye Cumhuriyeti'nin en kapsamlı projesi olacaktı. Toplam maliyeti 10 milyar doları buluyordu ve inşaatın 31 Aralık 1999'da bitmesi planlanıyordu. Bittiğinde ABD'deki Silikon Vadisi'ne benzer bir teknoloji üssü sayılabilecekti. İleri Teknoloji Endüstri Parkı (İTEP) olacak tesiste yüksek teknoloji merkezi, havacılık merkezi, endüstri parkları, üniversiteler ve kongre merkezleri bulunucaktı. Havalimanının yıllık yolcu kapasitesi ise yaklaşık 10 milyon kişiyu bulacaktı.

Eleştiriler başlıyor

Projenin ihale aşamasına ilk olarak 14 Kasım 1996'da Tansu Çiller'in başbakanlığı döneminde ulaşıldı. Bu tarihte Çiller ile birlikte Milli Savunma Bakanı Turhan Tayan ve Genelkurmay Başkanı İsmail Hakkı Karadayı'dan oluşan icra kurulu tarafından projenin ihale kararı alındı. Ancak ihale 13 ay boyunca gerçekleştirilemedi. Daha sonra göreve gelen Mesut Yılmaz ile birlikte ikinci kez toplanan İcra Kurulu bir kez daha ihaleye karar verdi. NATO ENF Dairesi tarafından ihale Alarko-Metiş-Eko konsorsiyumuna verildi. 8 Şubat 1998'de de İstanbul'un yeni havalimanının temeli törenle atıldı.

Ancak proje eleştirilmeye de başlandı. İlk tepki dönemin muhalefet partisi DYP'den geldi. DYP'li Ömer Barutçu, iktidarı kendi projelerini çalmakla, üstelik daha yüksek fiyatlara maletmekle suçladı. Aslında projeyi ilk gündeme getiren DYP'ydi. Fakat Mesut Yılmaz'ın Başbakanlığı'nda kurulan 57. Hükümet projeyi biraz farklılaştırarak da olsa sahiplenmiş ve işi bir NATO projesine dönüştürerek devam ettirmişti.

Ardından turizmciler projeye karşı çıkmaya başladı. 10 milyon yolcu kapasitesi olacağı düşünülerek projelendirilen tesisin kentbilim ve turizm açısından rantabl olmayacağını söylediler. Batıya doğru büyüyen bir kentin doğuya zorlanamayacağını, bunun İstanbul turizmine de zarar vereceğini savundular. Bazı köşe yazarları da projenin büyük israf olduğunu yazdılar.

Soruşturma açılıyor

Sonunda iş TBMM gündemine taşındı. 12.5.1998'de DYP'li Ömer Barutçu'nun 59 arkadaşıyla birlikte Başbakan Mesut Yılmaz hakkında soruşturma açılması yönünde verdiği önerge kabul edildi. Önergede Yılmaz, hakkında ‘‘Kurköy ihalesi için hazırlanmış olan protokolü dikkate almadan, ihalenin NATO ENF Dairesi'nce gerçekleştirilmesini sağlayarak, görevini kötüye kullandığı’’ iddiası yer alıyordu.

Bu arada havaalanına bir isim bulundu. Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel ile Başbakan Mesut Yılmaz, GAP uçağı ile İstanbul'daki Enerji Şurası'ndan Balıkesir'e giderken, uçağın tam Kurtköy'ün üzerinde olduğu bir sırada Yılmaz Cumhurbaşkanı'na döndü ve yapılan yeni havalimanına Atatürk'ün manevi kızı, dünyanın ilk kadın pilotu Sabiha Gökçen'in ismini vermek istediklerini söyledi. Demirel, ‘‘İyi düşünmüşsünüz. Yakışır’’ deyince Yılmaz, Ulaştırma Bakanı'na ilgili kararnameyi imzaya açma talimatı verdi. Böylece havaalanının davası bitmeden adı kondu.

Kurtköy Havaalanı komisyonu, CHP, FP ve DYP'li milletvekillerinin oylarıyla Mesut Yılmaz'ın Yüce Divan'a sevkedilmesine karar verdi. Ancak o dönemki komisyon başkanı DSP'li Necati Albay, sonucu TBMM Başkanlığı'na bildirmeyince, araya seçim girip yeni meclis oluştuğundan dosya rafta kaldı. Fakat Kurtköy işi Mesut Yılmaz'ın peşini bırakacak gibi durmuyordu. 21. dönem TBMM, Sabiha Gökçen Havaalanı için yapılan ihalede usülsüzlük yapıldığı iddiasının araştırılması için Mesut Yılmaz hakkında yeniden bir araştırma komisyonu kurulmasına karar verdi.

Kim işletecek sorusu

Kurtköy inşaatı hızla sona yaklaşırken, 21. dönem TBMM'de Mesut Yılmaz hakkında kurulan soruşturma komisyonu da çalışmalarını tamamladı. 59. Hükümette bir kabine değişikliği yapılacağı sırada hükümete girmesi gündeme gelen Mesut Yılmaz'ın bunun için önündeki soruşturma engellerinden sıyrılması gerekiyordu. Araştırma komisyonu 24.5.2000'de sonuç oylamasına geçti. Yılmaz, DSP, MHP ve ANAP'lı üyeler sayesinde 5'e karşı 9 oyla aklandı. Şimdiki soru havaalanını kimin işleteceği idi. Ulaştırma Bakanlığı'nın, dolayısıyla Devlet Hava Meydanları İşletmesi'nin kontrolünde değildi. Bu yüzden farklı bir işletme sistemi oluşturulması gerekiyordu. İşletme için yerli yabancı birçok firmaya teklifler götürüldü ama hiçbir firma bu işi üstlenmek istemedi. Sonunda bu iş için Savunma Sanayii Müsteşarlığı'na bağlı Havaalanı İşletme ve Havacılık Endüstri AŞ (HEAŞ) adında bir şirket kuruldu ve havaalanının işletme hakkı bu firmaya devredildi. Firmanın Basın ve Halkla İlişkiler Müdürü Rauf Gerz, işletme konusunda kendilerine güvendiklerini söylerken, devlet sübvansiyonuna da ihtiyaçları olmadığını belirtti.

Son durum

Bugün Sabiha Gökçen Havaalanı'na harcanan para yaklaşık 550 milyon dolar civarında. Önümüzdeki ay faaliyete geçmesi planlanıyor. Yıllık yolcu kapasitesi şimdilik üç milyon. Yakında inşaatına başlanacak yeni dış hatlar terminali ile birlikte toplam kapasite 10 milyona çıkacak. İç hatlarda kapasite şu an için 500 bin. Toplam 655 hektar üzerinde kurulu alanda üç kilometre uzunluğunda, 45 metre genişliğinde iniş-kalkış ve taksi yolu olmak üzere iki pist var. Açılışla birlikte THY altı İstanbul-Ankara-İstanbul seferini buradan yapmaya başlayacak. Apronu 55 uçağın park edebileceği şekilde yapılan havaalanı THY'nin 10 iç hat noktası ile Alman ve Rus charter şirketleri, kargo ve hac organizasyonlarına hizmet verecek.

Rekabete devlet karışmamalı

Atatürk Havalimanı Dış Hatlar Terminali'nin inşaatını üstlenen ve 2003 yılına kadar işletcisi olan Tepe-Akfen-VİE konsorsiyumu, Sabiha Gökçen Havalimanı'na temkinli yaklaşıyor. TAV Murahhas Üyesi Sani Şener, ‘‘İstanbul için iç hatlarda kullanabileceği bir havaalanı olabilir. Atatürk Havaalanı'dan çok küçük. Bizim onlarla tatlı bir rekabet yaşayacağımızı umuyorum. Ama fiyatların eşit olması çok önemli. Biz yap-işlet-devret projesiyiz. Orasını ise devlet yaptı ama işleten özel şirket. Devlet Kurtköy'ü sübvanse ederse bizim sıkıntılarımız olur. Serbest piyasa koşullarında sürecek bir rekabetten ise asla çekinmeyiz. Zaten DHMİ'nin anlaşma uyarınca bize verdiği dört milyon yolcu garantisi var. Yolcu öbür tarafa kaçarsa biz bu garantiyi kullanırız’’ diyor.

HAVAALANI İÇİN NELER YAPILDI?

Yaklaşık 550 milyon dolar para harcandı.

Yıllık yolcu kapasitesi şimdilik üç milyon.

Dış hatlar terminali inşaatı yeni başlıyor.

Tamamlandığında toplam kapasite 10 milyona çıkacak.

Toplam 655 hektar üzerinde kurulu.

Alanda üç kilometre uzunluğunda, 45 metre genişliğinde iniş-kalkış ve taksi yolu olmak üzere iki pist var.

Açılışla birlikte THY altı İstanbul-Ankara-İstanbul seferini buradan yapmaya başlayacak.

Apronu 55 uçağın park edebileceği şekilde yapıldı.

Havaalanı THY'nin 10 iç hat noktası ile Alman ve Rus charter şirketleri, kargo ve hac organizasyonlarına hizmet verecek.

Havalanının işletmesini Savunma Sanayii Müsteşarlığı'na bağlı Havaalanı İşletme ve Havacılık Endüstri AŞ. (HEAŞ) adında kurulan bir şirket üstlendi.

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!