İstanbul, Paris'ten sonra yaşayacağım ikinci kent

Güncelleme Tarihi:

İstanbul, Paristen sonra yaşayacağım ikinci kent
Oluşturulma Tarihi: Kasım 08, 2000 00:00

Haberin Devamı

Adler'in mücevher koleksiyonu için İstanbul'a gelen Fransız sinemasının dünyaca ünlü yıldızı Catherine Deneuve, tarihi kente hayran kaldı. Deneuve, Sultanahmet Camii'ni ‘‘büyüleyiciydi’’ diyerek tek kelimeyle tanıttı.

O bir star. Mekána girişiyle, duruşuyla, gülüşüyle kameraya poz verişiyle gerçek bir star. Parıltılar saçan ve ‘‘İşte ben buradayım’’ diyen bir star...

Fransız oyuncu Catherine Deneuve'den söz ediyorum. Deneuve, merkezi Cenevre'de olan ünlü kuyumcu Adler'in İstanbul'da sunacağı koleksiyon için burada. Catherine Deneuve ile, Adler'in Türk sosyetesini ağırladığı Sellam lokantasında karşılaşıyorum. Daha doğrusu ışıltısına kapılıp bara kadar onu izliyorum. Barda yan yana konuşuyoruz. Ona Türk sinema izleyicisinin kendisini ne kadar sevdiğini, tanıdığım birçok Türk erkeğinin kendisine taptığını anlatıyorum. Yalan da değil... Bir zamanlar Hürriyet Dış Haber Servisi'nin şefliğini yapmış olan Ahmet Altan, kendi masasının tam arkasında onun siyah beyaz bir resmini yapıştırdığını inkar edemez!

‘‘Gündüz Güzeli’’nin, ‘‘Son Metro’’nun, ‘‘Cinayet Yeri’’nin, ‘‘Afrikalı’’nın ve daha aklıma gelmeyen nice filmin oyuncusu komplimanlardan hoşnut. Gülüyor. İstanbul'a cumartesi günü gelmiş. Her nasılsa gelişi basının fazla dikkatini çekmiyor. Bundan memnun çünkü gazeteci ve kameralardan son derece rahatsız oluyor.

SULTANAHMET'TE EZAN

Ayasofya, Yerebatan Sarayı ve Sultanahmet'i gezmiş. Sultanahmet'e tam ezan saatinde girmiş ve ayrılmak istememiş oradan. ‘‘Büyüleyiciydi’’ diyor. Topkapı ve özellikle Harem Dairesi'ne bayılmış. Kapalıçarşı’da gezmiş, esnafa imza dağıtmış. Etiler'de Namlı'da kebap yemiş. Pek beğenmiş. ‘‘İstanbul Paris'ten sonra yaşayabileceğim ikinci kent’’ diyor, ‘‘İnsanlar içten, doğal. Belli ki kendilerini fazla sıkmadan canları istedikleri gibi yaşıyorlar.’’

GİZEMLİ VE MESAFELİ

Konuşurken güzel. Susarken güzel. Çocuklarının babaları, büyük bir aşk yaşadığı Marcello Mastroianni ve Roger Vadim'i kaybetmenin hüznü yüzüne çökmüş mü diye bakıyorum. Hayır. Gizemli ve mesafeli olduğu bir gerçek, ama gözlerinde hınzır bakışlar da yakalamak mümkün.

Oturduğu masada sahnedeki fasıl heyetinin melodisine bir an kendisini kaptırıp zarif kollarıyla rakkese hareketleri yapıyor. Ne var ki, klasik Türk müziği biraz sonra canını sıkmış olacak ki, masadakilerle rahat konuşamadığından şikayet ediyor. Sahnedeki fasıl heyeti ‘‘Altın Kızlar’’ divanın talebi üzerine programlarını yarıda kesiyorlar.

DUFOUR'UN BAKIŞLARI

Hülya Avşar sahneye çıktığında yanında oturan Sakıp Sabancı ile birlikte tempo tutuyor. Adler'in mücevherlerini takmış olan Hülya Avşar, her zamanki doğallığıyla Deneuve'e olan hayranlığını belirtiyor.

Catherine Deneuve'ün Sellam'a birlikte geldiği erkek, Parisli modacı yakın arkadaşı Gilles Dufour. Dufour gözlerini Hülya Avşar'dan alamıyor. Hatta gözlüksüz geldiği halde Hülya Avşar'ı izlemek için gözlüklerini taktığı dikkatimi çekiyor.

Arkadaşının bakışlarını hissettim

Hülya Avşar, Catherine Deneuve'ün erkek arkadaşı Gilles Dufour'un kendisine hayran kaldığını bakışlarından anladığını, ama ünlü yıldızın kendisine soğuk davranmasına anlam veremediğini söyledi. Hülya Avşar, şunları söyledi: ‘‘Catherine Deneuve, hayran olduğum sanatçılardan biri. Ona İngilizce olarak bol bol iltifatlarda bulundum. Ama o nedense bana soğuk davrandı ve Fransızca cevap verdi. ’’

Yanındaki arkadaşı Hülya’dan gözlerini ayıramadı

Catherine Deneuve'ün İstanbul'a birlikte geldiği Parisli modacı Gilles Dufour, gece boyunca Avşar'dan gözlerini ayıramadı. Dikkatlerin, her zamanki esprileriyle neşe saçan Hülya Avşar'da toplanması Diva'nın ne kadar hoşuna gitti, bilinmez.

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!