İstanbul için felaket senaryoları

Güncelleme Tarihi:

İstanbul için felaket senaryoları
Oluşturulma Tarihi: Kasım 15, 1999 00:00

Haberin Devamı

Deprem olursa 36 bin ölü 150 bin yaralı

BOĞAZİÇİ Üniversitesi Kandilli Rasathanesi ve Deprem Araştırma Enstitüsü Müdürü Prof. Dr. Ahmet Mete Işıkara'nın Marmara Denizi'nde iki ‘sismik boşluk’ olduğunu ve burada zamanı belli olmasa da bir deprem beklemek gerektiğini açıklamasından sonra, İstanbul deprem senaryoları yeniden gündeme geldi. Kentin ilçelerinde zemin nasıl, hangi ilçede ne kadar yıkılma olabilir, altyapı şebekesi, köprüler ve otoyollar, Marmara Denizi'nde meydana gelebilecek bir depremde ne olur? Bu soruların yanıtları, TÜBİTAK'ın yayınladığı Bilim ve Teknik Dergisi'nde Boğaziçi Üniversitesi Deprem Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Mustafa Erdik'in yazısında yer aldı. Senaryo deprem, İstanbul nüfusunun binde 4'ünün yaşamını yitireceğini, yüzde 1.6'sının ise hastanede tedavi görecek şekilde yaralanacağını öngörüyor. İstanbul'un nüfusunun 9 milyon olduğu düşünülürse, binde 4'lük can kaybı 36 bin kişinin ölmesi anlamına geliyor. Yüzde 1.6'lık yaralı sayısı da yaklaşık 150 bin kişiyi buluyor. İlçeler bazında beklenen can kaybı ise şöyle;

Avcılar, Küçükçekmece, Bakırköy, Bağcılar, Bahçelievler, Zeytinburnu, Fatih, Kadıköy, Maltepe, Kartal, Pendik ve Adalar'da ‘binde 6’

Bayrampaşa, Eyüp, Beyoğlu, Beşiktaş, Üsküdar ve Ümraniye'de ‘binde 2’

Kağıthane, Sarıyer ve Beykoz'da ‘binde 3’

Prof. Dr. Mustafa Erdik, bu oranların hata payları içerdiğini ve can kaybının daha fazla ya da az olabileceğine dikkat çekiyor.

Prof. Dr. Erdik, İstanbul ve çevresini etkileyecek bir depremin, Türkiye'nin kalkınma çizgisini ve ekonomisini tehdit eden boyutlarda olabileceğinin de gözönüne alınması gerektiğini vurguyor.

AMBARLI DEVRE DIŞI KALIR

İstanbul'un doğalgaz, içme suyu, atık su ve elektrik şebekeleri de senaryoya göre depremden şöyle etkileniyor:

Kentin güneyinde doğalgaz şebekesi her bir kilometrede 2 noktadan hasar görecek.

İçme suyu şebekesinde hasar noktası kilometre başına 4 nokta olacak.

Atıksu şebekesinin kilometre başına hasar noktası ise 8.

Ambarlı Termik Santralı devre dışı kalacak. Dağıtım ve trafo merkezlerinde de yüzde 30 hasar meydana gelecek.

Kentin güneyindeki içme suyu ve pompa istasyonlarının hasar sonucu devre dışı kalabileceğini belirten Prof. Dr. Erdik, Alibeyköy Barajı'nın hasar görmesi sonucu Haliç bölgesinde ani su baskınları olabileceğini de belirtiyor.

Ulaşıma kapanır

Senaryoda, eskiden E-5 olarak adlandırılan, Boğaziçi Köprüsü çevreyolundaki viyadük, alt ve üst geçitlerinde yüzde 5-20 arasında hasar beklenmesi gerektiği belirtiliyor. TEM olarak bilinen Fatih Sultan Mehmet Köprüsü çevre yolunda ise bu oran yüzde 2-10'a düşüyor. Bu olası bir depremde her iki yolda da ulaşımın kesilebileceğini gösteriyor.

Bakırköy'ün yarısı yıkılır

İstanbul'un ilçelerinde, çok katlı, orta yükseklikte bulunan binaların bir daha kullanılamayacak şekilde hasar görme yüzdeleri şöyle;

Avcılar, Küçükçekmece, Bakırköy, Bağcılar, Bahçelievler, Zeytinburnu, Fatih, Kadıköy, Maltepe, Kartal, Pendik ve Adalar'da ‘yüzde 50’

Bayrampaşa, Eyüp, Beyoğlu, Beşiktaş, Üsküdar ve Ümraniye'de ‘yüzde 22’

Kağıthane, Sarıyer ve Beykoz'da ‘yüzde 9’

Marmara için 2 olasılık

BOĞAZİÇİ Üniversitesi Kandilli Rasathanesi ve Deprem Araştırma Enstitüsü'nde dün basın açıklaması yapan Doç. Dr. Ali Pınar ve Dr. Doğan Kalafat, Marmara Denizi'nde meydana gelebilecek bir deprem için iki olasılık bulunduğunu belirttiler. Pınar ve Kalafat'ın verdiği bilgiye göre bu iki olasılık şöyle:

Marmara Denizi'nde iki ‘sismik boşluk’ 6.0-6.5 büyüklüğünde depremlerle ayrı ayrı kırılabilir.

İzmit Körfezi-Şarköy arasındaki bütün fay, ‘7’den biraz büyük' tek depremle de kırılabilir.

BİRİNCİ OLASILIK: Eğer Marmara Denizi'ndeki faylar ayrı ayrı kırılırsa, bunların büyüklüğü 6.0-6.5'i geçmez. Yani çok büyük depremler olmaz.

İKİNCİ OLASILIK: İzmit-Şarköy arasındaki tüm faylar tek bir depremle kırılırsa, şiddeti 7'yi geçer. Ancak böyle bir depremin tekrarlama aralığı 1300 yıldır. Marmara Denizi'nde 7'nin üzerindeki son deprem 1912'de Şarköy-Mürefte'de meydana geldi.

Dr. Kalafat, küçük depremlerin Marmara'daki stresi azaltmayacağını belirtti, ‘‘Büyük bir depremde İstanbul'da sahildeki binalar nasıl etkilenir?’’ sorusuna da ‘‘Sağlam zeminde bulunan, sağlam binalar depremi ayakta atlatabilir’’ yanıtını verdi. Dr. Kalafat, zaman konusunda bir şey söylemesinin de mümkün olmadığını belirtti. İki uzman, 12 Kasım Düzce depreminin artçılarının Doğu'ya kaydığını söylediler. Bu verilerin Akyazı yakınlarında bir deprem beklentisi yarattığı ancak Marmara Denizi'ndeki olası bir deprem riskini azaltmadığı vurgulandı.

Sismik 1'in verileri yetersiz

17 AĞUSTOS depremi sonrasında MTA Sismik 1 gemisi ile Marmara'da yapılan sismik araştırmaları yöneten İstanbul Teknik Üniversitesi Maden Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Naci Görür, somut bir araştırmaya dayanmayan tahminlerin kehanetten öteye geçemeyeceğini söyledi. Salı günü bir basın toplantısı ile halkı aydınlatacak bilgiler vereceklerini söyleyen Prof. Görür, Marmara'da yapılan sismik araştırmaların sonuçlarının değerlendirildiğini ancak bu değerlendirmenin henüz tamamlanmadığını söyledi. 10 gün içinde körfezle ilgili sonuçların alınacağını, ardından Batı Marmara ile ilgili bilgilerin değerlendirilmesine başlanacağını belirten Prof. Naci Görür, ‘‘Düşündüğümüz ayrıntıda bilgi toplayamadığımızı görüyoruz. Eski bir gemi ve eski ekipmanlarla yeterince derine inemedik. Elde ettiğimiz verilerin yetersiz olduğu ortaya çıkıyor. Veri olmadan tahmin olmaz. Fransız Bilimler Enstitüsü ile ortak bir çalışma başlatıyoruz. Fakat unutulmamalı ki, deprem araştırması nesiller boyu süren bir iştir’’ dedi.



Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!