Güncelleme Tarihi:
Edinilen bilgiye göre, Üskaya, 15 Temmuz günü saat 23.00 sıralarında, darbe girişimi sonrasında tutuklanan ve Türk Silahlı Kuvvetlerinden (TSK) çıkarılan eski Güvercinlik Kara Havacılık Okul Komutanı Tuğgeneral Ünsal Coşkun'un, helikopter pilotu Özcan Karacan'a, Genelkurmay Başkanlığı çevresindeki tepe lambalı bütün araçların helikopterlerle vurulmasını emrettiğini bildirdi.
Üskaya, daha sonra Coşkun ile Yarbay Mehmet Şahin'in, "Zırhlı Birlikler Okulu'ndaki tankların zamanında çıkmadığı, Ankara'nın İstanbul'a göre faaliyete geç başladığı, İstanbul'un faaliyete erken başlayarak koordinasyonu bozduğu"nu konuştuklarını aktardı.
İkili arasında, "Hava Kuvvetlerinde işler iyi gidiyor. En iyi uyum ve en çabuk reaksiyonu havacılar veriyor" konuşmalarının geçtiğini anlatan Üskaya, Coşkun ve Şahin'in Gölbaşı'na helikopterlerle personel taşınması, MİT ve Ankara Emniyet Müdürlüğünün ateş altına alınması, uçak ve helikopter pilotları arasında telsiz irtibatı için kodlama yapılması ve 1-2 helikopterin hasar almasından bahsettiklerini ifade etti.
Üskaya, ilerleyen saatlerde Ünsal Coşkun'un, hasar alan helikopterleri takviye için özellikle Doğu Anadolu'daki koordinatörlerle konuşmak istediğini de kaydetti.
Üskaya'nın ifadesinde bahsettiği Coşkun, 27 Temmuz tarihli "Olağanüstü Hal Kapsamında Alınması Gereken Tedbirler ile Bazı Kurum ve Kuruluşlara Dair Düzenleme Yapılması Hakkında Kararname" kapsamında TSK'dan çıkarılmış, askeri rütbesi de alınmıştı.
Darbe girişimi kapsamında tutuklanan Coşkun, Ankara Batı Cumhuriyet Başsavcılığınca alınan ifadesinde, "Darbe olduğunu bilmiyordum ve emir komuta zincirinde bana verilen emirleri yerine getirdim. Kara Kuvvetleri ve Genelkurmaydan listeyi teyit ettim ve bu doğrultuda emirlere uymaya başladım. Ben kimseyi alıkoymadım ve kaçırmadım. Akıncı Üssü'ne de kimseyi götürmedim." şeklindeki görüşlerini paylaşmıştı. Coşkun, "Kanunsuz emre neden uydun?" sorusu üzerine susma hakkını kullanmak istediği yanıtını vermişti.