Ersin ERCAN- Gürkay GÜNDOĞAN/ ZONGULDAK, (DHA)
Oluşturulma Tarihi: Kasım 10, 2010 14:13
ZONGULDAK Karaelmas Üniversitesi (ZKÜ) Jeodezi ve Fotogrametri Mühendisliği Bölümü Afet İzleme ve Araştırma Laboratuvarı’nın, Kuzey Anadolu Fayı’nın Çankırı ile Karabük sınırındaki İsmetpaşa segmenti üzerinde, Küresel Konumlama Sistemi’ne (GPS) dayalı uydu teknolojisiyle yaptığı çalışmalar göre, olası İstanbul depremi 2030-2040’lı yıllarda gerçekleşebilir. Laboratuvar sorumlusu öğretim üyesi Doç.Dr. Hakan Kutoğlu, henüz tedbir için geç kalınmadığını düşündüklerini söyledi.
ZKÜ Jeodezi ve Fotogrametri Mühendisliği Bölümü Afet İzleme ve Araştırma Laboratuarı sorumlusu öğretim üyesi Doç.Dr. Hakan Kutoğlu, bin 200 metre uzunluğundaki Kuzey Anadolu Fayı’nın Çankırı ile Karabük sınırındaki İsmetpaşa Mevkii’nde Küresel Konumlama Sistemi’ne (GPS) dayalı yaptıkları çalışmanın sonuçlandığını açıkladı. Doç.Dr. Kutoğlu, İsmetpaşa segmenti olarak adlandırdıkları bu bölgenin, depreme bağlı olmayan sismik yer değiştirmenin (asismik krip) dünyada nadir olarak izlenen yerlerden birisi olduğunu söyledi. Doç.Dr. Kutoğlu, Kuzey Anadolu Fayı’nın depremsellik açısından bir tansiyon ölçeri gibi değerlendirdikleri İsmetpaşa segmentinin ilk olarak 1950’li yıllarda izlenmeye başlandığını kaydetti.
1999 DEPREMİNE KADAR FAYDAKİ HAREKET HIZI AZALMA EĞİLİMİNDE
1999’daki Marmara ve Düzce depremlerinin ardından bu segmentteki hareketi merak ederek üniversite olarak izlemeye başladıklarını belirten Doç.Dr. Kutoğlu, “Prof.Dr. Oğuz Gündoğdu ile birlikte 2001’den itibaren İsmetpaşa segmentini 6 noktaya kurduğumuz GPS ağı ile izlemeye başladık. 1960’lı yıllarda faydaki depreme bağlı olmayan sismik yer değiştirme hızı 2 santimetre civarında gözlenmiş. Bu, Kuzey Anadolu Fayı’nın yıllık 2.2 santimetrelik hareketine, yer değiştirmesine eş değer bir hareket. Daha sonraki yıllarda faydaki stresin artmasıyla birlikte hareket azalma eğilimi göstermiş. Ta ki 1999’da meydana gelen büyük depreme kadar. Burada bütün gözlemler, faydaki stresin artmasıyla birlikte hareket hızının yavaşladığını gösteriyor. Depremden sonra bizim uydu teknolojiyisle özellikle 2005 ve 2007 yıllarında gerçekleştirdiğimiz gözlemlerde ise stresin boşalmasıyla birlikte hareketin tekrar fayın 2.2 santimetrelik hareketine yaklaşmaya başladığını gösteriyor” diye konuştu.
İSTANBUL DEPREMİ 2030-2040 YILLARI ARASINDA
Dünya literatüründe ‘asismik krip’ denilen depreme bağlı yer değiştirmelerin, deprem öncesinde ve sonrasında hızını değiştirebildiğinin bilindiğini ifade eden Doç.Dr. Kutoğlu şöyle devam etti:
“Bu tabloya göre bizim düşüncemiz; İsmetpaşa segmentindeki bu hareket, 1999 Kocaeli depremine kadar stres nedeniyle azalmış. Şimdi
tekrar bir hızlanma trendinde. Araştırmacılar, olası İstanbul depreminden önce söz konusu segmentin sıkışmaya bağlı olarak hareket hızının tekrar yavaşlaması gerektiğini düşünüyor. Ancak segment henüz sıkışma sürecinde görünmüyor. Böyle bir sıkışma ancak 2030-2040’lı yıllarda mümkün görünüyor. Yani olası İstanbul depremi meydana gelecekse eğer, bu trendin, bu hızın tekrar aşağıya dönmesi gerekiyor. Bütün bir hareketi izlediğimizde de bunun ancak 25-30 yıl kadar bir süre alacağı, bu durumda olası İstanbul depremi gerçekleşecekse bunun 2030 ve 2040’lı yıllara kadar uzanabileceğini gösteriyor.”
TEDBİR İÇİN GEÇ KALINMADIĞINI DÜŞÜNÜYORUZ
Bu bağlamda tedbir alınması için çok geç olmadığını düşündüklerini açıklayan Doç.Dr. Kutoğlu, “Bugünden mühendislik yapılarıyla ve diğer konularla ilgili çalışmalara başlanırsa önümüzde vakit var gibi gözüküyor. Bu nedenle çok geç kalınmadığını düşünüyoruz. Ama bu yanlış bir yargı uyandırmasın. ‘Nasıl olsa daha önümüzde vakit var, acele etmemize gerek yok’ diye bir düşünceye kapılınmaması lazım. Araştırmalarla biz bunu ortaya koymaya çalışıyoruz ama doğanın da ne yapacağı belli olmaz. Bu tamamen bir olasılık. Kesinlik belirtilen bir şey değil” diye konuştu.
TÜBİTAK’ın destek vermemesi nedeniyle bu çalışmayı kendi imkanlarıyla yaptıklarını, 6 noktadaki GPS cihazlarını kazma kürek sallayarak kendilerin kurduklarını belirten Doç.Dr. Kutoğlu, 11 sayfalık makale haline getirdikleri bu çalışmanın da uluslararası bir dergide yayınlandığını sözlerine ekledi.
EE,GG(MÇ/AAA) (FOTOĞRAF)