Güncelleme Tarihi:
New Orleans'lı caz orkestralarından Brezilyalı samba gruplarına kadar dünyanın çeşitli yerlerinden gelen 400'ü aşkın müzisyen İstanbul'un yaz gecelerini 'caz rengine boyayacak.' Bu yılki festivalin ağır topu Marianne Faithfull. Kızkulesi ve şehir hatları vapurları da festival mekanı oluyor.
İstanbul Kültür Sanat Vakfı tarafından 9. Uluslararası İstanbul Caz Festivali'nde, Cemil Topuzlu Açıkhava Sahnesi, Lütfi Kırdar Kongre ve Sergi Sarayı, Esma Sultan Yalısı, Venue, Babylon ve Roxy'de düzenlenecek konserlerin yanı sıra, festival tarihinde ilk kez Kız Kulesi ve bir şehir hatları vapuru da etkinliklere ev sahipliği yapacak.
Cazın yaşayan en önemli sanatçılarını bir araya getiren büyük projeleri, klasik ve çağdaş cazın en başarılı örneklerini, Latin müziğinin yıldızlarını, caz, elektronik ve modern müzik etkileşimli türleri ve dünya müziğinin en hareketli gruplarını "caz"ın sınırsızlığı ve özgürlüğüyle kucaklayan festival, dans ve görsellik dolu özel projeler, hareketli klüp geceleri ve ücretsiz sokak gösterileriyle tüm İstanbul'u "caz rengine" boyayacak.
NEW ORLEANS'TAN İSTANBUL'A
Festival açılışında gelenek yine bozulmuyor. 5 Temmuz saat 17:00'den itibaren, cazın kalbi New Orleans'tan gelen Coolbone, İstiklal Caddesi'ni turlayacak. New Orleans'ın "marching band" geleneğini hip-hop ve funk gibi özgün türlerle buluşturan Coolbone, 7 Temmuz saat 10.30'da Sirkeci'den kalkan Caz Vapuru'nda bir konser verecek. Anadolu Kavağı'na uzanan Boğaz yolculuğu, sürpriz konuklar ve tur boyunca süren caz coşkusuyla keyifli bir pazar günü yaşatacak.
İstiklal Caddesi'nin 8 Temmuz'da da renkli konukları var. Rio'nun ünlü Samba okulu Mangueira'nın karnaval davulcuları Funk'n Lata. saat 17:00'de İstiklal Caddesi'nde olacak. Geleneksel samba ritmleri ve funk müziğinin enerjisini birleştiren 10 kişilik Funk'n Lata grubunun İstiklal Caddesi turu, Louvre Apartmanı'nın yani festivali düzenleyen İstanbul Kültür Sanat Vakfı binası önünden başlayıp The Marmara Oteli'nin önünde son bulacak.
AÇIKHAVA'NIN TADI BAŞKA
Festivalin vazgeçilmez mekanlarından Harbiye Cemil Topuzlu Açıkhava Sahnesi'ndeki konserler, 8 Temmuz'da "Charlie Parker'ı Anma Gecesi"yle başlıyor. Cazın efsane müzisyenlerinden Charlie Parker'ın müziğine adanan "Birds of a Feather" adlı proje usta davulcu Roy Haynes, saksofoncu Kenny Garrett, trompetçi Nicholas Payton, kontrabasçı Christian McBride ve piyanist Dave Kikoski'yi aya getiriyor.
Açıkhava Sahnesi, 9 Temmuz'da samba ateşiyle tutuşacak. "Brezilya Samba Gecesi" Funk'n Lata ve üç yıl önce festivalde unutulmaz bir konser veren Brezilya'nın en ünlü sanatçısı Daniela Mercury ile unutulmaz bir geceye dönüşecek.
Caza dair bir başka büyük proje de 10 Temmuz gecesi Açıkhava Sahnesi'nde izleyenlerle buluşacak. "Miles Davis ve John Coltrane Anma Gecesi"nde bu iki dev sanatçının günümüz müziğine etkileri bir kez daha gözler önüne serilecek. Miles Davis ve John Coltrane'nin müziğine adanan "Directions in Music" projesine öncülük eden cazın yaşayan efsanesi Herbie Hancock (piyano), Michael Brecker (saksofon) ve Roy Hardgrove (trompet) gibi ustalar üç farklı neslin bakış açısını bir araya getiriyor.
Festival seyircisinin çok iyi tanıdığı Norveçli Jan Garbarek 11 Temmuz'da bir kez daha İStanbullu müzikseverlerle buluşuyor.
Festival, 12 Temmuz'da cazda iki farklı yaklaşımı aynı gecede sunarak, gerçek bir "Caz - Fusion" gecesi yaşatacak. Misafir sanatçı Mounir Troudi'nin katılımıyla Eric Truffaz Ladyland Quartet'in ardından, modern cazın rotasını çizen öncülerden, davul ve vurmalı çalgılar ustası Billy Cobham "The Art of Five" projesiyle konser verecek.
Bir başka renkli Açıkhava gecesi 13 Temmuz'da. Eğitmenliği yürüttüğü atölye çalışmalarıyla 100 öğrenciden oluşan bir ritm-perküsyon grubu kuran usta sanatçı Okay Temiz, bu büyük ekiple coşkulu bir perküsyon gösterisi sergileyecek. Ardından sahneyi devralacak Calle 54 ise Latin Caz'ın önde gelen müzisyenlerinin hayatlarını konu alan ve 20. Uluslararası İstanbul Film Festivali'nde de gösterilen aynı adlı müzikal - belgeselin turne projesi. Bu projeyle Chano Dominguez Sextet, Paquito D'Rivera ve Bebo Valdes gibi ustalar Latin Cazı'yla dopdolu bir konser verecek.
Bu yılki festivalin ağır topu Marianne Faithfull, 15 Temmuz'da İstanbullu müzikseverleri ilk kez selamlayacak. 60'lı yıllarda başladığı çalkantılı kariyerini bu yıl çıkardığı muhteşem bir albümle yeniden doruğa taşıyan Faithfull, "Broken English" ve "Strange Weather" gibi unutulmaz kayıtlarla modern müziğin kilometre taşları arasında sayılıyor.
Taraf De Haïdouks ve ünü sınırlarımızı aşan Laço Tayfa Big Band'in aynı sahneyi paylaşacağı 18 Temmuz gecesinde Balkan Müziğine dair bir müzik cümbüşü Açıkhava Tiyatrosunda yankılanacak. Laço Tayfa'nın ardından konser verecek Taraf De Haïdouks 20 ve 78 yaş arası 12 müzisyeni bir araya getiriyor. Bu topluluk, esprili, enerjik ve coşkulu hayat tarzlarını müziklerine de yansıtıyor.
LÜTFİ KIRDAR KONGRE VE SERGİ SARAYI'NDA CAZ ATEŞİ
Festival Lütfi Kırdar Kongre ve Sergi Sarayı, Anadolu Oditoryum'unda cazın seçkin müzisyenleri ve klasik müzikle cazın yakınlaştığı projeleri izleyicilere sunacak. Charlie Haden ve Pat Metheny "Missouri Sky Duets" projesiyle, 14 Temmuz'da, 1996 yılında yayınladıkları "Beyond The Missouri Sky" adlı duo albümlerine tekrar hayat verecekler.
Piyanist Fazıl Say ise 15 Temmuz'da Stravinsky'nin "La Sacre du Printemps" (Bahar Ayini) eseriyle karşımızda. Dört el için bestelenen bu yapıtı seslendirirken programlı bir piyano kullanacak sanatçı, konserin diğer yarısında ise caz doğaçlamalarını seslendirecek.
Piyanist, besteci ve şef kimlikleriyle Afro-Cuban caz sahnesinin en parlak sanatçılarından biri olan Gonzalo Rubalcaba liderliğindeki Gonzalo Rubalcaba Trio, 16 Temmuz'da "Küba Cazı Gecesi"nde müzikseverlerle buluşuyor.
17 Temmuz'da caz sahnesinde nadir rastlanan özel projelerden biri daha İstanbul Caz Festivali'ne konuk oluyor. İki dev piyanist-besteci Chick Corea ve Gonzalo Rubalcaba festivale özel bir yapımla bir araya gelecek. İki piyanonun büyülü diyalogu bu iki ustanın ellerinde hayat bulacak.
Ülkemiz cazının en üretken besteci-piyanistlerinden Kerem Görsev yepyeni projesi "Existence"in ilk konserini 19 Temmuz'da festival kapsamında gerçekleştirecek. Bu projede ünlü viyolonsel sanatçısı Reyent Bölükbaşı ile işbirliği yapan Görsev caz ve klasik müzik formlarını bir potada eriten yeni bestelerini seslendirecek.
ESMA SULTAN'DE DENİZE KARŞI CAZ KEYFİ
Bu yıl The Marmara Esma Sultan Yalısı, Latin müziği ve dansları ile renklenen büyülü gecelere ev sahipliği yapacak. 8 Temmuz'daki "Tango Gecesi"nde Arjantinli altı müzisyen, bir şarkıcı ve üç dansçıdan oluşan Tango Azul projesiyle izleyicilerin de dansa katılacağı uzun soluklu bir gece yaşanacak.
Salsa Geceleri'nin ilki 16 Temmuz'da. Geçen yılki festivale de konuk olan Oscar D'Leon bir kez daha İstanbul'da.
Bir akşam sonra yani 17 Temmuz'daki "Salsa Gecesi"nde ise özgün stili ve olağanüstü sesiyle bir başka salsa efsanesi ilk kez İstanbul'da olacak: Jose Alberto "El Canario" .
MASLAK VENUE YENİ MEKANLARDAN
İstanbul Caz Festivali bu yıl ilk kez Venue'de konserler gerçekleştirecek. Caz, hip-hop ve elektronik müzik etkileşimli müzikleriyle modern müziğin kilometre taşlarından üç farklı grubu ağırlayacak konserler, Venue'nin açık hava bölümünde gerçekleşecek.
Son yılların en parlak asit caz ve groove etkileşimli dans grubu Morcheeba yakında ülkemizde de yayınlanacak "Charango" albümünün turnesi kapsamında 5 Temmuz'da İstanbul'da olacak.
12 Temmuz'da ise İngiltere'den çıkan en başarılı hip hop grubu olarak nitelendirilen ve çıkardıkları dört albüm, onlarca single, remix çalışmaları, DJ Kicks serisi için hazırladıkları mix albüm ve Connected, Step it Up, Ground Level gibi unutulmaz hitlerle hem popüler müzik dinleyicisinin hem de dans müziği severlerin gözdesi haline gelen Stereo Mc's bir konser verecek.
Breakbeat ve hip hop türlerinin en büyük gruplarından İngiliz, The Freestylers'ın DJ'leri Mat Cantor ve Aston Harvey, Stereo Mc's konserinden sonra geceye devam edecek. Çıkışlarını unutulmaz hit parçaları Cantaloop ile gerçekleştiren Us3 13 Temmuz'da festivale konuk oluyor. Canlı caz doğaçlamaları, elektronik sample'lar, drum'n bass ve jazz-dance çizgisiyle, caz etkileşimli müziğin kilometre taşlarından biri olduğunu kanıtlıyan Us3 son albümleri "An Ordinary Day In An Unusual Place" in turnesi kapsamında İstanbul'da olacak.
BABYLON'DA ETNİK TINILAR
Festival'in bir diğer vazgeçilmez mekanı Babylon, dünya müziği, çağdaş ve standart caz, rock ve etnik etkileşimli eklektik müzikler ile birbirinden farklı bir çok türe kucak açacak.
Hint müziği ve sanatının geleneklerini içtenlikle yansıtan Maharaja, dans, ritim ve görsellik dolu performanslarıyla 5 ve 6 Temmuz geceleri Babylon'da olacak.
Güçlü sesi ve büyüleyici güzelliğiyle caz sahnesinin en heyecan verici yeni sanatçılarından biri olarak kabul edilen Jane Monheit, 9 Temmuz'da Babylon'da.
Şilili caz vokalisti Claudia Acuña, 10 Temmuz'da, Amerika'nın klasik pop ezgilerinden, Güney Amerika şarkılarına uzanan, enerji dolu performansıyla dinleyicileri büyüleyecek.
2002 yılında çıkan "A Strange Place for Snow" ile şimdiden büyük ses getiren Esbjörn Svensson, melodik, etkileyici müziği ve usta tekniği ile genç kuşağın Keith Jarrett'i olarak nitelendiriliyor. Esbjörn Svensson Trio konseri 11 Temmuz'da Babylon'da.
Afro-beat'in genç ve dinamik topluluğu Antibalas kalabalık müzisyen kadrosuyla unutulmaz bir canlı müzik tecrübesi yaşatacak. Grup 12 ve 13 Temmuz'daki konserlerinde temposu hiç düşmeyen müziği ve sahne performansıyla Afrika ritimleri, funk ve cazın ateşli bir karışımını sunacak.
İngiltere'nin soul, rock ve caz divası olarak nitelendirilen Sarah Jane Morris, karakteristik sesi ve büyüleyici yorumuyla rock, soul ve pop tarihinin unutulmaz klasiklerini kendine özgü üslubuyla yeniden yorumlayacak. Leonard Cohen, Marvin Gaye ve Nick Cave gibi ustaların parçalarına dumanlı sesiyle yeniden hayat veren bu usta şarkıcı İstanbul'da ilk kez 17 Temmuz'da konser verecek.
Norveçli Mari Boine, vokal tekniği ve büyüleyici şarkılarıyla dünya müziğinin en etkileyici sanatçılarından biri. Kendini sürekli yenileyen müziği dünyaca ünlü Dj ve yapımcıların da dikkatini çekti ve sanatçı 2001 yılında Jazzland şirketinden bir remix albüm yayınladı. Illumination, Mark De Clive-Lowe ve Nils Petter Molvær gibi ustaların elinde tekrar şekillenen atmosferik müziği, Norveç'in ünlü caz etkileşimli electronica ve downtempo sahnesinde de ses getiren sanatçı 18 Temmuz'da Babylon'da.
19 ve 20 Temmuz'da Mexico City'den çıkan yeni cevherler Los De Abajo Babylon'da olacak. 2002 yılında yeni albümleri "Cybertropic Chilango Power"i yayımlayan bu enerjik topluluk, mambo ve merenge ritimleri ile hip hop ve punk'ın başkaldırısını birleştiriyor, müzik manifestolarını kıpır kıpır perküsyonlar ve kuvvetli nefesli partisyonları ile dile getiriyor.
ROXY CAZ ÜLKESİ OLACAK
Roxy ise müzikseverlere caz klüplerinin ruhunu yaşatacak. 5 Temmuz'da Ali Perret ve a-trippin', 6 Temmuz'da Cengiz Baysal Grubu ve 9 Temmuz'da Donovan Mixon Quartet konserleri Roxy'de gerçekleşecek. 10 ve 11 Temmuz gecelerinde Dj'lik maharetini cazın deneysel uçlarıyla birleştirmeyi başaran pikap cambazı Dj Logic, Dj Logic's Project Logic adlı projesiyle Roxy'de olacak. Elektronik samplingler, caz doğaçlamaları ve usta müzisyenlerin canlı performanslarıyla renklenen konserde bir de sürpriz sanatçı var; 80'lerin efsanevi pop grubu Living Color'un gitaristi Vernon Reid.
12 Temmuz gecesi Roxy'de Avrupa Caz Festivalleri Birliği - Genç Yetenekler Değişim Programı kapsamında Avrupa turnesi desteklenen Martin Reiter Trio'yu izleyeceğiz.
13 Temmuz'da, Le Petit Orchestra Roxy'de bir konser verecek. Yıldızı parlamaya aday bu topluluk Fransızlara özgü pop ve rock anlayışını, Manu Chao benzeri eklektik bir yaklaşımla harmanlıyor. Esprili vokalleri ve sahne enerjisiyle Le Petit Orchestra keşfedilmeye değer.
Usta caz müzisyeni Önder Focan'ın "Standart À La Turc" projesiyle Türkçe popüler müziğinin klasikleşmeye aday parçalarını caz yorumuyla seslendirerek oldukça özgün bir çalışmaya imza atıyor. Focan Quintet'in festival kapsamındaki konseri Kız Kulesi'nde gerçekleşecek.