Güncelleme Tarihi:
Küratör olarak ses getiren pek çok sergiye de imza atan David Elliot, İstanbul Modern'in teklifini kabul etmesinde en büyük etkenin İstanbul'un dinamik sanat ortamı olduğunu söylüyor. Önümüzdeki yıllarda İstanbul'un dünyanın önde gelen çağdaş sanat merkezlerinden biri olacağını da ileri süren Elliot ile projelerini konuştuk.
Son görevinizi Tokyo'daki Mori Sanat Müzesi'ydi ve İstanbul Modern'e transfer oldunuz. Oradaki misyonunuzu tamamladığınızı düşündüğünüz için mi kabul etttiniz İstanbul Modern ile çalışmayı?
- Müzelerden ayrılırken ya da bir diğerinin teklifini kabul ederken yapacağımı yapmış, vaad ettiğim şeyleri gerçekleştirmiş oluyorum. Her yeni yerin bir takım zorlukları oluyor, bu da işin bana cazip gelen yanı. Önceden koyduğum bir hedef vardır, mesela o müzeyi sanatsal ve finansal olarak belli bir noktaya getirmek. Orada daha fazla kalsaydım yapacağım şey daha fazla sergi açmak olacaktı, o kadar. Yedi yıldan daha fazla Tokyo'da kalmayı zaten düşünmüyordum. Oranın kurulma aşamasında bulundum ve üç yıl aktif olarak çalışmasını sağladım. Bu süre zarfında yapacağımızı söylediğimiz sergileri gerçekleştirdik. İstanbul'un teklifini kabul etmeme gelirsek. İstanbul şu anda çağdaş sanat bakımından çok canlı bir kent. Bu beni çeken cazibe noklarından bir tanesi.
Projelerinizi gerçekleştirmek için İstanbul'a ne kadar zaman tanıyorsunuz?
-İki aşamalı bir kontratım var ve toplam beş yıl ediyor. İstenilen hedeflere ulaşmak için zaten gerekli olan süredir bu da. Türk sanatının Osmanlı öncesi dönemi hakkında pek bir fikrim yok ama 90'lardan günümüze kadarki sanat ve sanatçıları daha bilgiliyim. Özellikle Rene Block'un küratörlüğünü yaptığı bienal sayesinde çağdaş sanat dünyasının burada ne kadar dinamik olduğunu gördüm. Yurt dışındaki pek çok yerde de çağdaş Türk sanatının yüksek kalitede olduğunu görme fırsatım da oldu. Ama İstanbul Modern'de David Elliot imzasını görmek için iki üç yıl beklemek gerekiyor.
İstanbul Modern'in sürekli koleksiyonunu gördünüz, ne düşünüyorsunuz?
-Müze sadece iki yaşında ve çok genç. O yüzden koleksiyon da tam anlamıyla formüle edilmemiş durumda. Üzerinde çalışma yapılması gerekiyor. Öncelikle daha genç sanatçıların bu koleksiyona katılması lazım. Türk resminin gelişim çizgisini tam anlamıyla verebilmek için Osmanlı dönemi ve erken Cumhuriyet dönemine ait eserlerin de alınması gerekiyor. Ama o dönemi dahil etmek ne yazık ki çok kolay değil, eserlerin çok yüksek fiyatlara satılması ve az bulunması gibi nedenlerle. Tabii bunu gerçekleştirmek için diğer kurumların, İstanbul Resim Heykel Müzesi ve özel koleksiyonerlerin yardımı gerekli. Bir yerde Türk sanatının gelişimini ve öyküsünü çok daha kapsamlı bir şekilde göstermek isteğimiz.
ÖNCE TEMELLERİ SAĞLAMLAŞTIRIP BİR SANAT POLİTİKASI OLUŞTURACAĞIM
İstanbul Modern için hedefleriniz, projeleriniz neler?
-Önce temellerini sağlamlaştırmak ve bir sanat politikası oluşturmak. Modern ve çağdaş sanatı öne çıkartarak o yaratımın nasıl yapıldığını, nelerle ilgilendiğini anlatabilmek. Her müze kendini bulunduğu yerle konumlar. Bu müze de İstanbul'da ve kendine o gözle bakabilmeli. Yurt dışına da o İstanbul enerjisini taşıyabilmeli. Sadece Türkiye'yle sınırlı kalmamak, Osmanlı mirasına sahip çıkıp o coğrafyada ve Türki cumhuriyetlerde üretilen sanatla da ilgilenmek. Yani burayı bölgenin de merkezi haline getirmek. Bu coğrafyadan çıkan çok önemli sanatçılar, mimarlar var. Onlara bir platform yaratabilirsek hem eserleri sergilenir hem de eserleri koleksiyonlara girebilir. Eminim bu bölge önümüzdeki on-onbeş yıl içinde çok daha önem kazanacak.
-Küratörlüğünü üstlendiğiniz sergilerde politik bir tavır öne çıkıyor. Müzelerde bu tavrı korumak ne kadar olanaklı?
-Hayatım boyunca politik bir müze yönetmedim, sanat müzelerini yönettim. Bence sanat her zaman politikanın üstünde ve çok daha güçlü olmalıdır. Yani sanat, gücüyle politikayı bastırmalıdır. Sanırım bu da politik bir cevap oldu.
Klasik resim sanatında İslam dininin getirdiği yasaklar yüzünden Türk sanatı Batı'ya göre hayli geri kalmıştı. Güncel sanat yapan sanatçılarımızın düzeyi hakkın ne düşünüyorsunuz?
-Çağdaş sanat üretimi yapan pek çok genç sanatçı var. Gerçeğin pek çok yönüyle ilgileniyorlar, göç, yoksulluk gibi önemli konularla ilgileniyorlar. Türkiye şu anda çok çok ilginç bir konumda. Türkiye'deki yeni jenerasyon yurt dışında çok iyi bilinmesine rağmen burada o kadar tanınmıyor. Bu da İstanbul Modern için çok iyi bir olanak. Çünkü onları burada da tanıtma imkanı olacak.
Türkiye'de ya da dünyada, benim sanatçım dediğiniz kimseler var mı?
- Hayır, hayır. Hiç kimse bana sahip olamaz, hiç kimse de bir sanatçıyı sahiplenemez. Kimenin birbirine saygısı kalmaz o zaman.
Küratör olarak konseptinizi, gördüğünüz eserlere göre mi yaparsınız ya da konsepti önceden belirleyip eser mi sipariş edersiniz?
-Her ikisi de geçerli. Çünkü bazı sanatçıların çalışmaları sizde bir fikir oluşturur, bazan da verdiğiniz fikre çok iyi uyum sağlarlar. Sipariş yaptığınızda bazen neyle karşılaşacağınız da belli olmaz ve iş çok pahallıya çıkabilir.
SERGİ AÇILIŞLARINI KAÇIRMIYORUM
Yaklaşık iki aydır İstanbul'dasınız. İstanbul hakkında buraya gelmeden önceki düşüncenizle iki ay sonrası arasında bir fark oluştu mu?
-Sanatsal açıdan düşündüğüm ile gerçek arasında bir fark yok ama çok daha fazla görmem gereken sanatçı ve onların eserleri var. Onun dışında şehrin ritmi Tokyo'dan da çok farklı ve ona uymaya çalışıyorum. İstanbul Modern'in ritmini de buna uydurmaya çalışacağım.
Sanatçılarla tanışmak için hangi ortamlara giriyorsunuz?
-Sergi açılışlarının kaçırmamaya çalışıyorum, önümüzdeki aylarda da stüdyo ziyaretlerine başlayacağım.
Türkiye'de resim yapan generaller de var. Bir gün darbe olsa ve ellerinde eserleriyle gelip onları burada sergilemek isteseler ne cevap verirdiniz?
-Silahlarını ve apoletlerini dışarıda bırakmalarını.
MORİ SANAT MÜZESİ'Nİ DÜNYANIN ÖNDE GELEN SANAT MERKEZİ HALİNE GETİRDİ
İstanbul Modern Sanat Müzesi'nin müze müdürlüğüne atanan sanat tarihçisi, küratör ve müze müdürü David Elliott Ocak 2007'de göreve başladı. Tokyo'daki Mori Sanat Müzesi'nin kurucu üyesi olan David Elliott, İngiltere'nin Oxford şehrindeki Modern Sanat Müzesi'nin müdürlüğünü (1976-1996) daha sonra İsveç'in Stockholm kentindeki Modern Museet'nin müdürlüğü (Ulusal Modern ve Çağdaş Sanat Müzesi, 1996-2001) yaptı. 1998-2004 yılları arasında CIMAM (Modern ve Çağdaş Sanat Müzeleri Uluslararası Müzeler Konseyi Uluslararası Komitesi) başkanı olarak görev aldı.
David Elliott, son beş yıldır Tokyo'daki Mori Sanat Müzesi'nin kurulması ve kapılarını sanatseverlere açması için çalışmalar yürütüyordu. 2003 yılında açılan, çağdaş sanat, mimari ve tasarım eserleri, özellikle de Japon ve Doğu Asya sanat ve mimarisi üzerinde yoğunlaşan Mori Sanat Müzesi, kısa bir sürede dünyanın önde gelen sanat merkezlerinden biri haline geldi. Beş milyonun üzerinde ziyaretçiye ev sahipliği yapan müzenin bazı sergileri şu anda tüm dünyada sanatseverlerle buluşuyor.
1949 yılında İngiltere'nin Prestbury şehrinde doğan Elliott, Durham Üniversitesi'nde modern tarih, Londra Üniversitesi'nin Courtauld Sanat Okulu'nda ise sanat tarihi eğitimi aldı. Elliott, sanat ve kültür alanında küratör, hoca, okutman, yayıncı, editör ve yazar olarak çalıştı. Kariyeri boyunca, çağdaş sanat ve sanatla kültür arasındaki ilişki üzerine odaklandı. Özellikle, Almanya, Rusya, Sovyetler Birliği ve Batı ülkeleri dışındaki dünyanın avangard sanatı, fotoğrafçılığı ve filmleri üzerinde çalıştı. 1980'li yılların başlarından itibaren, sürekli olarak, çağdaş sanat programlarına Batı sanatı dışından unsurlar katan küratörlerden biri oldu. Bu konular hakkında ve daha genel olarak, modern sanatın ve müzelerin günümüzdeki rolü ve işlevi hakkında birçok kitap yazdı ve katalog hazırladı.