Yöneten: İhsan Yılmaz
Oluşturulma Tarihi: Ağustos 27, 2010 00:00
Ece ve Ayşe Ege kardeşlerin İstanbul’un tarihi ve toplumsal dokusundaki zıtlıklardan esinlenerek hazırladığı 26 tasarım, Arik Levy’nin büyük boyutlu ağaç gövdelerinden oluşan enstalasyonu ve Yerebatan Sarnıcı’nın doğal sesleri eşliğinde İstanbul Contrast sergisinde yeniden hayat buldu.
Cansu ÇAMLIBEL
TÜRK-İsrail ilişkilerini kopma noktasına getiren Mavi Marmara baskınının ardından iki ülkenin tasarımcılarını buluşturan ilk ortak proje Dice Kayek ile İsrailli Arik Levy’den geldi. Ece ve Ayşe Ege kardeşlerin İstanbul’un tarihi ve toplumsal dokusundaki zıtlıklardan esinlenerek hazırladığı 26 tasarım, Arik Levy’nin büyük boyutlu ağaç gövdelerinden oluşan enstalasyonu ve Yerebatan Sarnıcı’nın doğal sesleri eşliğinde İstanbul Contrast sergisinde yeniden hayat buldu. Aynı koleksiyonu Paris Moda Haftası’nda ve Fransa’daki Türk mevsimi etkinlikleri sırasında sergileyen Dice Kayek’in İstanbul Kültür Başkenti Ajansı’nın katkılarıyla Türkiye’ye taşıdığı sergiyi farklı kılan ise İsrailli tasarımcı Arik Levy’nin mekan tasarımı. İstanbul Modern’de bugün başlayan sergi için hazırlanan katologdaki kısa metinlerin altında Elif Şafak’ın imzası var.
Çelişkiler yumağıSergi girişinde ziyaretçileri Şafak’ın “çelişkiler yumağı” olarak nitelendirdiği yedi tepeli şehre dair yazısı karşılıyor. Ece ve Ayşe Ege kendileri gibi Paris’te yaşayan Arik Levy ile birlikte projenin startını vermelerinden kısa bir süre sonra 9 Türkün ölümü ile sonuçlanan Mavi Marmara baskını yaşandı. Ekip, olayın ilk günlerinde iki ülke arasında yükselen tanisyon nedeni ile kısa süreli bir tedirginlik yaşasa da pes etmedi. Baskından sonra, ‘Kendimi evimde hissediyorum’ dediği İstanbul’a gelmenin artık zor olacağını düşünen İsrailli Levy, ilk günlerdeki psikolojinin atlatılmasından memnun.
İstanbul gibi ‘zamansız’ECE Ege, moda tasarımlarının klasik defile yerine müzede sergilenmesi sayesinde koleksiyonların sezon kısıtlamasından kurtularak diğer sanat ürünleri gibi zamansız bir nitelik kazandığına dikkat çekiyor ve şöyle diyor: “Türbanlı bir kız ile seksi dar kıyafetleri içindeki bir genç kızın kol kola ahenk içinde yürüdüğü bir şehir İstanbul. Birbirine tamamen zıt olduğunu düşündüğünüz her şey İstanbul içinde harmoni içinde yaşıyor. Mimari olarak da kültürel olarak da toplumsal olarak da. Nasıl İstanbul zamansızsa sonsuza kadar var olacaksa biz de tasarımlarımızın zamansız olmasını istedik. Bu koleksiyon sezonluk değil, zaman ve mekan kısıtlaması yok. Bütün dünyayı dolaşabilir. Bizim İstanbul’umuz Sao Paolo’ya da Tokyo’ya da gidebilir.”
O gemide yanlış bir film çekildi ARİK Levy, açılıştan önceki buluşmamızda, hem Mavi Marmara baskınına dair samimi duygularını hem de hem mekansal tasarımının felsefesini şöyle anlattı:
“Son 10 yıldır her yaz Türkiye’ye gelen bir insanın bir sabah uyanıp ‘Aslında orası kötü bir ülke’ demesi için hiçbir sebep yok. Hem İsrail’de hem de Türkiye’de insanlar manipüle ediliyor. Empoze edilenler doğru değil. Mavi Marmara olayı adeta büyük bir
film prodüksiyonu gibiydi. Yanlış bir film nasıl yapılırın örneğiydi adeta. Bana sanki orada yaşananlar daha sonra başlatılacak kampanyalar için bahane olarak kullanıldı gibi geliyor. Sonuçta haksızlığa uğrayan o gemideki insanlar ve Gazze’deki insanlar oldu yine.
Sergi dışarıdakinin anti-tezi
İstanbul’un kendisi o kadar güçlü ki zaten bir tasarımcı olarak onunla rekabete giremezsiniz. Bu nedenle de bu tür bir sergiyi yapmanın en makul yolu İstanbul imgelerini metaforik bir şekilde anlatmaktı. Zaten bu sergiye gelen insanlar İstanbul’un içinden geçerek geliyor. Dolayısıyla içerde dışarıdaki manzaranın aynısını yaratmak yerine anti-tezini yarattık. Bu nedenle de aynılık değil zıtlık kavramı üzerinden yola çıktım. Şehrin yüzlerce yerinde modern bir kule ile bir caminin tezatını yakalayabilirsiniz.”
Selçuklu mirasına İhsan YILMAZ/AHLAT
CUMHURBAŞKANI Abdullah Gül’ün geçen yıl yaptığı ziyaret sonrasında Ahlat’ı himayesi altına almasının ardından “Selçuklu Bölgesi Kültür Temalı Gelişme ve Eylem Planı” hazırlandı. Plana göre turizmin çeşitlendirilmesi, teşvik düzenlemeleri, tarihi ve kültürel mirasın korunması amaçlanıyor ve çalışma Ahlat, Adilcevaz, Tatvan, Malazgirt ve Erciş bölgesini kapsıyor.
Cumhurbaşkanlığı Genel Sekreteri Mustafa İsen yapılacak çalışmaları planlamak için önceki gün Bitlis’teydi.
İsen, Cumhurbaşkanı Gül’ün geçen yıl bölgeyi ziyaretinin ardından Ahlat’ın tarihi, kültürel ve doğal varlıklarını korumak için himayesi altına aldığını hatırlattı. İsen şunları söyledi: “Bölge bir turizm destinasyonu olarak ele alınacak ve Ahlat, Orta Asya ve Ortadoğu’yu birbirine bağlayan kavşakta yer alması nedeniyle geçmişte önemli bir medeniyet merkezi oldu. Bu mirasın ortaya çıkarılıp, korunması ve tanıtılması gerekiyor. Yapacağımız çalışmalarla Ahlat önümüzdeki yıllarda dünya mirası listesine girecektir. Böylece görünürlülüğü artacaktır.”
Ahlat Selçuklu Mezarlığı’nı ziyaret eden İsen’e, mezarlık ve yapılan kazı çalışmaları hakkında bilgi verildi. Gazi Üniversitesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Cemile Nakış Karamağaralı, mezar taşlarındaki bilgilerle Ahlat’ın tarihine dönük önemli bulgulara ulaşıldığı kaydetti.
Allianoi için son karar: ‘Gömün’
İZMİR’in Bergama İlçesi’nde bulunan Allianoi Antik Kenti’nin Yortanlı Baraj suları altında kalmasının önünde engel kalmadı. İzmir 2 No’lu Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kurulu, antik kentin ‘siltli kille’ doldurulmak yerine ‘kumla’ doldurulduktan sonra baraj sularının altında kalmasına izin verdi.
Turan GÜLTEKİN/DHA
Hekate’nin altın rozeti bulunduMİTOLOJİDE yeraltı dünyasında hükmü geçen ve cennet ile cehennemin kapısında beklediğine inanılan tanrıça Hekate’nin altın rozeti, Lagina Antik Kenti’nde süren kazı çalışmalarında bulundu. Konya Selçuk Üniversitesi tarafından sürdürülen kazıda bulunan eserler Turgut Kazı Evi’nde koruma altına alındı.
Cavit YILDIRIM / DHA