Güncelleme Tarihi:
Beşiktaş'tan Sarıyer'e kadar uzanan, Kuruçeşme, Arnavutköy ve Bebek sahiline demirleyen tekneler doğal doku ve görünüme set çekiyor. Boğaz keyfi yerine tekne manzarası izlemek zorunda kalan çevre halkı ve İstanbullular ise durumdan şikayetçi ederken, teknelerin çevreyi ve denizi kirlettiğini öne sürüyor.
İstanbul Büyükşehir Belediyesi ise bu durumu düzeltmek için harekete geçtiğini açıkladı. Ancak işgaliye parası ödemeyen ve kaçak konumda bulunan teknelerde birinin sahibi Ziya Ahlat ise, "Biz aşağı yukarı 30 senedir buradayız. Kaçak değiliz. Bir defa adresimiz belli, saatimiz var. Saatten elektrik alıyoruz. Burası bir adres. Bu saate bir fatura geliyor. Biz bu faturayı ödüyoruz. Suyumuz var. Suya fatura geliyor. Biz burada kaçak olsak suyumuzu, elektriğimizi bağlamazlar. Burada saatler, abone oluyoruz, müracaat ediyoruz, adres veriyoruz" diyor.
"BİZ BURADA KAÇAK OLSAK SUYUMUZU, ELEKTRİĞİMİZİ BAĞLAMAZLAR"
Tekne sahibi kaptan Ziya Ahlat, “Daha önce Beşiktaş Belediyesi tarafından 'A1-2-3-4, B1-2-3' gibi bir harita yapmışlardı. Biz o haritanın içinde o zamanlar müracaat ettik, 'Biz Ayşe Sultan Yalısı'nın karşısında 8 numaradayız' deyince burası olduğu çıktı. Biz hepimiz gittik, burada gördüklerinizin hepsinin adresleri belli bize fatura geliyor. Biz Beşiktaş Belediyesi'ne buranın yer kirasını ödüyorduk, ondan soran birileri şikayet ettiler Büyükşehir Belediyesine. Büyükşehir 'bundan sonra bana vereceksiniz' diye devreye girdi, bir esinti yaptılar oldu 8-10 sene. Burada zaten teknenin enine boyuna ölçüyorsunuz ona göre bir fiyat çıkıyor, veririz öyle bir şey olursa. Kira vermiyoruz, gelen giden soran da yok ama şakır şakır elektrik parasını ödüyoruz" dedi.
Tekne sahibi Murat Endem, "Bizim durumumuzda bir şey yok, bu tekneler yıllardan beri burada. Hepsi bugüne kadar nasıl durduysa burada, bundan sonra da duracak yani bu kadar tekneyi buradan böyle bir anda götürüp nereye atacaksınız? Burada herkesin her şeyi var, elektrik saatleri var, elektrik saatleri var herkesin, hepsi ödeniyor bir şekilde. Faturalar tekne sahiplerine geliyor, ödeniyor. Kaçakmış falan öyle bir şey asla söz konusu değil" diye konuştu.
“DENİZİ GÖREMİYORUZ, ETRAFI DA KİRLETİYORLAR"
Bebek'te yaşayan Tanya Şirin, “Vatandaşla deniz arasına bir şey girmemeli, birebir yakın olmalıyız denize. Çevre kirliliği de oluyor, kirlilikte oluyor. Her tarafımız denizle çevrili ama son derece kısıtlı" diye konuştu. Bir diğer Bebek sakini Erman Kürkçü, "Çok kapatıyorlar. Denizi göremiyoruz. Etrafı da kirletiyorlar. Kıyıya bakın hep artık dolu. Nerede eski boğaz. Görüntüyü engelliyor" dedi.
Eşi ile birlikte Bebek Sahili'nde oturan Gülcan Aytekin, "Buradan bir 45 sene evvel denize girerdi. Ama şu hale bak şimdi denizi görmüyoruz, çok rahatsızız. Biz zannediyorduk kaçak değil, bunlardan vergi alınıyor, işgaliye alınıyor zannediyorduk ama değilmiş" diye konuştu.
Eşi Cevat Aytekin ise “Boğazı göremiyoruz, biz buna her zaman karşıyız, zabıtalara söylüyoruz, mahallemizin muhtarına söylüyoruz ama maalesef bugüne kadar bir girişim görmedik. Şimdi belediye diyorlar, belediye bunlara neden elektrik ve su veriyor? Vermesinler. Milli Emlak'ın olduğunu söylediler, Milli Emlak ve belediye arasında bir mutabakat sağlanmalı. Bunların kaldırılması lazım. Hisar'dan sonra yok. Bebek, Arnavutköy, Kuruçeşme… Ben 45 senedir burada oturuyorum. Deterjanlarla tekneleri yıkıyorlar, boğazda balık kalmadı görüyorsunuz. Biz 10 sene evvel boğazda 20'li çapari atardık 18-16 balık gelirdi. Şimdi istavritler bile parmak kadar. Boğazı o kadar kirlettiler ki; ne balığımız kaldı, ne bir şeyimiz" değerlendirmesinde bulundu.