İstanbul Baro Başkanı'ndan hükümete ve muhalefete ağır suçlama

İlk Kurşun Gazetesi Denizli Temsilciliği tarafından Çatalçeşme Oda Tiyatrosu’nda düzenlenen konferansa İstanbul Barosu Başkanı Doç. Ümit Kocasakal, CHP’nin tutuklu milletvekili gazeteci Mustafa Balbay’ın babası Fevzi Balbay, annesi Melek Balbay ile davetliler katıldı. Saygı duruşu ve İstiklal Marşı’nın ardından konuşmak için kürsüye yönelen Doç. Ümit Kocasakal, önce Balbay’ın annesi ve babasının elini öptü. Doç. Ümit Kocasakal, yaklaşık bir saat süren konuşmasında hükümeti icraatlarından dolayı eleştirdi.

"DONDURMADAN BAŞKA BİŞEY YALAMAYACAKSIN"

Kimsenin başlarına silah dayamamasına rağmen CHP’nin ’Arkadaşlarımız meclise gelmedikçe, yemin etmeyeceğiz’ sözlerini hatırlatan Doç. Ümit Kocasakal, "Bunu anlıyorum. Ancak, demeyebilirdiniz. Bir kere dediyseniz, sonuna kadar arkasında durmak zorundasınız. Bu namus borcunuz. Başbakan, ’Tükürdüklerini yalayacaklar’ dedi. O kadar korktum ki, içimde bir şeyler cız etti. ’Ne olur haksız çıkayım’ dedim. Fakat, maalesef haklı çıktık. O yüzden de bu konudaki tavsiyem şudur. Hayatta dondurmadan başka hiç bir şey yalamayacaksınız. Bu kadar basit"

"İNŞALLAH ASKERLİK BEDELSİZ DEĞİLDİR"

CHP’nin ordu ile ilgili tavrını da eleştiren Kocasakal, "Bu ordu meydan dayağı yiyor. Galiba bu orduyu dövmek oy kazandırıyor deyip, iki tane de ben vurayım diyor. Size ne bedelliden falan filan" dedi. Şu anda Türkiye’de bedelli askerliği siyasi iktidarın kendisinin yaptığını ileri süren Kocasakal, "Birilerinin bedelli askerliğini yapıyor. İnşallah bedellidir, bedelsiz değildir" dedi.

Bugün Türkiye’de özel görevli Beşiktaş mahkemelerinin artık birer yargı mercii olmadığını iddia eden Doç. Ümit Kocasakal, "Kimse bunları mahkeme olarak zannetmesin. Oradakileri hakim, savcı olarak düşünmesin. Bunlar, bu parti devletinin muhalifleri ortadan kaldırmasının, görünürde şekli meşruiyet kazandırma vasıtalarından ibarettir. Bugün bunların tek bir işleri var. Dinleme, yakalama ve tutuklama mercileri bunlar. Bu cesareti kimden alıyorlar. Bu Adalet Bakanlığı’nın bir uzantısına dönüştürülmüş Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu’ndan alıyorlar bu gücü. Onlar cesaret veriyor. Tahliye kararı veren tüm hakimleri alıp göndereceksiniz, yüksek yargıda yaptığınız atamalardaki, sanki hepsi bir organizmaymış gibi, tek bir yerden talimat alıyormuş gibi, 160 hakim aynı yönde oy kullanacak. Nerde kaldı bağımsız yargı. Benim dediğim ileri faşizm budur" dedi.

"BENDE ÇANAKKALE’DE ŞEHİT OLANLARDAN ÖZÜR DİLİYORUM"

Dersim tartışmalarına da değinen, Atatürk’ün kurduğu partide olup, Atatürk’ün katliamcı ilan edilemeyeceğini belirten Kocasakal, "Bu vahimdir. Ama en az bunun kadar ve bundan vahimi, Atatürk’ün koltuğunda oturup da, buna sesini çıkarmamaktır. Hatta bir adım öteye gidip, özür dilemek yetmez, ayrıca sürgündekileri de unutmayın, topraklarını da iade edin deyip, bir misli ileriye götürmektir. Gelin o zaman Vahdettin’den, İngilizlerden, Fransızlardan özür diliyorum. Başbakanımız çıksın, Yunanlılar’a yaptığım için mezalim için özür dilesin. Anzaklar’dan, İngilizler’den özür dilesin. İş bu noktaya geldi. Ben kendi adıma özür dilemek istiyorum. Ben gelinen bu nokta sebebiyle, Çanakkale’de 15 yaşında şehit düşmüş çocuklardan, Kurtuluş Savaşı’nda şehit düşenlerden, bütün şehitlerimizden, Mustafa Kemal ve silah arkadaşlarından kendi adıma özür diliyorum" dedi.