Yağışlarla yüzü gülen İstanbul için yeni soru: Barajlar taşar mı?

Güncelleme Tarihi:

Yağışlarla yüzü gülen İstanbul için yeni soru: Barajlar taşar mı
Oluşturulma Tarihi: Mart 24, 2022 15:46

Kuraklık korkusu yaşayan İstanbul'da son kar yağışları yüzleri güldürdü. Şehrin su ihtiyacını karşılayan 10 barajın sekizinde doluluk yüzde 95'in üstüne yükseldi. Ancak bu kez de 'barajların taşma ihtimali' ortaya çıktı. Peki İstanbul'da 'baraj taşkını' olabilir mi? İşte uzmanının ağzından şehrin su karnesi ve barajların akıbeti...

Haberin Devamı

Son zamanlardaki yoğun kar yağışı, İstanbul'a su sağlayan barajların doluluk oranını önemli ölçüde artırdı. Ancak bu artış, bazı barajların tam kapasiteye ulaşmasına neden oldu. Durum böyle olunca da 'taşkın' ihtimali gündeme oturdu. Geçtiğimiz günlerde İSKİ de dere ve baraj havzalarında yaşanması muhtemel taşkınlara karşı 'önlem' çağrısında bulundu. 

Peki, İstanbul için su bu kadar önemliyken, barajların taşma riski var mı? Eski Devlet Su İşleri Genel Müdürlüğü Yöneticisi ve Su Politikaları Derneği Başkanı Dursun Yıldız, Hürriyet.com.tr’nin sorularını yanıtladı.

Dursun Yıldız; doluluk oranı artmakta olan barajlardaki suyun, kontrollü bir şekilde boşaltılmasıyla taşkın oluşma ihtimalinin en aza indirilebileceğini söyledi ancak ''Yapılan uyarıda, bazı yerlerdeki suyun, baraj gölündeki en yüksek seviyeye çıktığına ve bunu da önleyebilecek bir mekanizmanın kalmadığına işaret ediliyor’’ dedi.

Haberin Devamı

İŞTE RİSKLİ BÖLGELER

Baraj gölündeki suyun kontrolsüz bir şekilde aniden dere yatağına bırakılması sonucu taşkınlar oluşabileceğini söyleyen Yıldız, "Ömerli Barajı’ndan dolayı Riva deresi, Darlık Barajı’ndan dolayı Şile Pot deresi, Alibeyköy Barajı’ndan dolayı Alibeyköy deresi, Elmalı Barajı'ndan dolayı da Göksu deresi’’ şekilde sıralama yaparak risk bulunan bölgeleri açıkladı.

HANGİ DURUMDA RİSK AZALIR?

Suyun hem az olduğu hem de fazla olduğu dönemlerde canlılara zarar vermeden veya en az zarar verecek şekilde yönetilmesi gerektiğini hatırlatan Dursun Yıldız, gerekli önlemlerin önceden belirlenmiş olması gerektiğini söyledi.

Yıldız, ''Aşırı yağışlı dönemlerde İstanbul’daki baraj göllerine giren suyun miktarı ölçümle bulunur. Barajda seviye yükselmeye devam ediyorsa bu suyun bir bölümü baraj kapakları yavaş yavaş açılarak veya dipsavak dediğimiz su boşaltma sistemi kullanılarak, kontrollü bir şekilde barajın akış aşağısındaki nehir yatağına bırakılır. Bu durumda baraj taşmaz'' dedi ve şöyle devam etti:

-- Ancak yapılan uyarıda bazı barajların taşacağından söz ediliyor. Bunun olmaması için barajlarda dipsavak ve dolusavak gibi su boşaltma yapıları mevcut. Bunlar kullanılarak baraj gölüne gelen taşkın suyunun yönetimi yapılır. Baraj gölüne giren taşkın suyu bir plan dahilinde ve gerektiği kadar boşaltılarak suyun israf edilmesi de önlenmiş olur. Buna taşkın öteleme çalışması denir.

Haberin Devamı

-- Baraj göllerindeki işletme çalışması, baraj gölüne giren fazla suların tehlike yaratmayacak kadarının kaybedilmeden güvenli bir şekilde baraj gölünde tutulmasına yöneliktir. Suyun tutulamayan miktarı ise nehir yatağına bırakılır. Bir işletme çalışması yapılmadan gereksiz şekilde boşaltılan su kaybedilmiş su olarak düşünülebilir. Ancak Kazandere Barajı ve Istrancalar‘daki beş baraj gibi bazı yerlerden boşaltılan suyun, nehir yatağından denize boşalma imkanı var. Bu durumda taşkın riski azalır.

Yağışlarla yüzü gülen İstanbul için yeni soru: Barajlar taşar mı

DAHA ÖNCE BARAJ TAŞMASI YAŞANDI MI?

İstanbul’daki barajların ortalama doluluk seviyelerinin bugünkünden daha yüksek olduğu dönemlerin yaşandığını ve suyun bırakıldığı zamanların olduğunu açıklayan Yıldız, ‘’Ancak hiçbir zaman taşma gibi bir olay yaşanmadı’’ dedi.

Haberin Devamı

İstanbul’daki barajların şu anki genel doluluk oranı geçen yılki oranın üstünde… 24 Mart itibarı ile doluluk yüzde 89’da… Peki bunu nasıl yorumlamak gerekiyor? Önümüzdeki yaz ayı dahil İstanbul’un su sıkıntısı çekmeyeceğini söyleyebilir miyiz?

2012'de ortalama doluluk oranının yüzde 93, 2015'te de yüzde 95 olduğunu belirten Yıldız, ''Ancak bugünkü durumda bazı barajların tamamen dolduğu görülüyor. Önümüzdeki hafta beklenen yağmur ve kar erimeleriyle bu barajlara daha da fazla suyun geleceği tahmin ediliyor. Bu durum taşkın riskini artırıyor'' dedi. 

Yıldız'a göre; bu oranlarla İstanbul, bu sene su sıkıntısı yaşamayacak.

İstanbul’da su temininin enerji maliyeti yüksek. Bu nedenle enerjiden tasarruf edebilmek için hangi barajların depolarının öncelikle kullanılacağı belirlenmeli. Diğer barajlardan sular kontrollü şekilde, nehir yatağı çevresine zarar vermeden boşaltılmaya çalışılmalıdır.

Dursun Yıldız

Megakentin nüfusu 20 milyona dayandı. Uzmanlar, her fırsatta su tasarrufu çağrısında bulunurken bir yandan da İstanbul'un nüfusu artıyor.

Haberin Devamı

Mevcut su kaynaklarının 25-30 milyon nüfuslu bir İstanbul'u kaldıramayacağını belirten Yıldız, ''İstanbul’a su temininde daha bugünden 'toplumcu gerçekçi bir su talebi yönetimi anlayışına geçilmeli. Arıtılmış atık su kullanımı ve yağmur suyu hasadı pilot bölgelerden başlayarak yaygınlaştırılmalı. Akıllı şehir konsepti içinde akıllı su yönetimi için gerekli teknolojik altyapı ve insan kaynağı şimdiden oluşturulmalı'' diyerek önerilerde bulundu. 

Beni endişelendiren şey; su yönetimi bugünden hazırlık yapmazsa artan baskıları ve iklim değişikliğinin oluşturacağı belirsizlikleri yönetmekte çok zorlanır. Su yönetimi ile enerji, gıda ve çevre arasındaki bağlantı arttı. Aksamalar yaşamın birçok alanındaki sorunları tetikler. Bu da sosyal, ekonomik ve ekolojik dengelerin bozulmasına neden olur.

Dursun Yıldız

Su kaynaklarının üzerindeki iklim değişikliği, kirlilik gibi baskıların gün geçtikçe arttığını da söyleyen Yıldız, şöyle devam etti:

-- Öncelikle su bir canlı hakkıdır ve su temini hizmeti bir kamu hizmeti olarak verilmelidir. Ancak bu ilkeyi uygulamaya geçirmek ve sürekli kılmak gün geçtikçe zorlaşıyor. Su yönetiminde en doğru politika ekonomik, ekolojik ve sosyal hedefler arasında bir dengenin sağlanmasına yönelik politikadır. Ancak bu çoğu zaman mümkün olmaz ve bu hedeflerden ödünler verilmeye başlanır.

Haberin Devamı

-- Sosyo-politik etkiler ve popülist politikalarla uzun vadeli planlamalardan sapılır. Daha sonra ekonomik olmayan ve ekolojik dengeyi bozan çözümlere mecbur kalınır. Çünkü su, talebi sürekli olan ve yaşamsal öneme sahip bir kaynaktır. Yerine başka bir şey ikame edilemeyeceği için her koşulda temiz ve sürekli olarak temin edilmesi gerekir. Bu da planlamadan sapılıp sorunlar başladığında yönetimleri acil tedbirler üretmeye zorlar ve denge bozulur.

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!