Güncelleme Tarihi:
Başarılı yayınlara çok az rastlanılan bir dönemde, İngiltere'de 280 bin satan işsizlerin dergisi ‘‘The Big Issue’’nün imrendirici bir başarı öyküsü var. Sokaklarda işsizler tarafından satılan dergi şimdi de ABD'de yayınlanmaya başladı. Jack Nicholson ilk sayı için özel röportaj verdi ve kapak oldu. Dergiyi satan işsizler, satış fiyatının yarısını alıyor.
İşsiz ve evsizlere bir yardım olmak üzere gazete ve dergi çıkarma modası 1990'larda başladı. Fransa'da, ABD'de, İngiltere'de bunun çeşitli örnekleri var. Ancak ‘‘The Big Issue’’ (Büyük Sorun) bunlar arasında şaşırtıcı bir başarı kazandı.
1991'de, İngiltere'de ünlü çevreci kozmetik şirketi Body Shop'ın sahiplerinden Gordon Roddick ülkede sayıları gittikçe çoğalan işsizlere yardım etmek için bu projeyi geliştirdi. ‘‘The Big Issue’’ aylık bir dergi olarak planlandı. Deneyimli bir gazeteci olan John Bird, çok az bir ücretle, yarı gönüllü olarak yayın yönetmeni oldu. İşsizler dergiyi sokaklarda satmaya ve satış fiyatının yüzde 50'sini almaya başladılar. Dergiye ülkenin önde gelen sanatçıları destek oldular, röportajlar verdiler, bedava yazılar yazdılar. Çoğu insan başlangıçta bunu yardım olsun diye satın alıyordu. Ama yavaş yavaş dergi öyle bir alışkanlık yaptı ki, The Big Issue önce 15 günde bir, 1993'te de haftada bir yayınlanmaya başladı. Dergiyi sokaklarda satanların yüzde 87'si düz ya da kalifiye işçiyken işsiz kalmıştı. Yüzde 13'ü ise bir zamanlar psikolog, mühendis, öğretmen ya da hemşire olarak çalışmış, sonra işini kaybetmişti. Çoğu aynı zamanda evsizdi.
Şaşırtıcı gelişme
Derginin satışı 280 bine ulaştı. Öyle ki, The Economist (İngiltere satışı 108 bin), The Spectator (56 bin), The New Statesman (20 bin) ve Time Out (106 bin) gibi önemli haftalık yayınları geçti ve İngiltere'nin en çok satan haftalık dergisi haline geldi. Üstelik özellikle müzik endüstrisinden ve eleman arayanlardan yoğun bir biçimde ilan almaya başladı. Öyle karlı hale geldi ki, sonunda yayın yönetmeni John Bird ‘‘The Big Issue Vakfı’’ adlı bir vakıf kurup onun başına geçerken, Becky Gardiner adında başka bir gazeteciyi normal bir gazeteden ‘‘transfer ederek’’ derginin yönetimini ona emanet etti.
Dergi ‘‘sert’’ haberler, hatta etkili kampanyalar yapıyor. Örneğin akıl hastalarına elektrik şoku tedavisi uygulanmaması için yaptığı kampanya bir dönem İngiltere'de gündemi belirledi. Ayrıca modadan güneş gözlüklerine, müzikten romana kadar çok değişik konularda son derece canlı, normal gazetelerden çok daha ilginç yazılar yayınlıyor. İşsizlerle dinamik bir ilişki içinde. Yarım sayfası ‘‘sokak şiirine’’ ayrılmış. ‘‘Kayıplara Yardım’’ köşesi sürekli izleniyor.
İngiltere'de bu başarıya ulaşan dergi, sonunda globalleşti. Avustralya ve 11 Avrupa ülkesinde de yayınlanmaya başladı. Son olarak da ABD'de Los Angeles'te de aylık olarak piyasaya çıktı. Los Angeles'li işsizler derginin satış fiyatının yüzde 60'ını alarak satıyorlar. İlk sayı başarılı bir lansmanla yayınlandı. Ünlü oyuncu Jack Nicholson'ın ilginç bir röportajı çıktı. Bu yeni rakipten ürken Amerikalı işsiz dergi ve gazeteler karşı saldırıya geçtiler. ‘‘Street Spirit’’ (Sokak Ruhu) adlı derginin editörü Terry Messman, ‘‘The Big Issue’’nün evsiz ve işsizler için bir utanç olduğunu söyledi: Ona göre dergi, sokak yayıncılığının kartelleşmesi yolunda atılmış ilk adımdı...
SATICILAR ÇOK NEŞELİ
‘‘The Big Issue’’nün yayıncılık başarısı tartışılmaz. The Independent Gazetesi'nin kurucusu Andreas Whittam Smith şunları söylüyor:
‘‘The Big Issue'nün satıcılarıyla okuyucuları arasındaki ilişki, öyle tren istasyonunda bayiden akşam gazetesi almaya benzemiyor. Duygusal bir ilişki kuruluyor. Satıcılar çok kibar ve neşeli. Genellikle evinizin bulunduğu sokakta hep aynı insandan alıyorsunuz dergiyi. Başlangıçta amacınız sadece bir yardımda bulunmak. Ama sonra dergiyi okumaya, beğenmeye, bir sonraki sayısını beklemeye başlıyor ve şaşırıyorsunuz...’’