Güncelleme Tarihi:
Mavi Marmara olayından dolayı özür dilemeyen İsrail için, “yalnız kalacak” dedi.
Ve dediği de çıktı.
İsrail’in yapmak istediği iyilik bile karşılık görmedi.
Geçen hafta, Ankara’da Asya’da İşbirliği ve Güven Artırıcı Önlemler Konferansı kısa adıyla CICA toplantısı vardı.
CICA’ya üye 22 ülkenin üst düzey bürokratları toplantıya katıldı, gelecekteki işbirliği imkanlarını ele aldı.
CICA enteresan bir örgüt...
Çünkü içinde “düşman ülkeleri” barındırıyor.
Nitekim, Ankara’daki CICA yüksek düzeyli memurlar toplantısında birbirinin can düşmanı İsrail ile İran’ın da, iki kere savaşa tutuşmuş, hala gergin ilişkilere sahip Pakistan ile Hindistan’ın temsilcileri de aynı masaya oturdular.
Konu Asya’da işbirliği olunca gündeme gelen ilk maddelerden biri de sel felaketiyle boğuşan Pakistan’a “nasıl destek olunabileceği” idi.
CICA üyesi ülkelerin temsilcileri toplantıda tek tek söz aldı, ülkelerinin Pakistan için yaptığını, yapabileceğini, yapmak istediğini söyledi.
İSRAİL’İN YARDIM ÖNERİSİ KABUL EDİLMEDİ
İsrail’i temsil etmek için bu ülkeden gelen Büyükelçi de toplantıda söz aldı. Pakistan’a sel felaketinden etkilenen insanlara yardımcı olmak istediklerini, bağış ya da malzeme göndermeye hazır olduklarını söyledi.
İsrailli Büyükelçi’nin bu sözleri adeta “havada kaldı.”
Çünkü Pakistan delegesi, söz sırası kendine geldiğinde herkese teşekkür etti, ancak İsrail’li yetkilinin yardım teklifine hiç değinmedi. “Duymamazlıktan” gelmeyi tercih etti.
Nitekim İsrail’in uluslararası yardım kuruluşları aracılığıyla Pakistan’a yapmak istediği tüm yardımlar da Pakistan hükümeti tarafından reddedildi.
Yine Ankara’da bir başka Pakistan’a yardım toplantısı ise Dışişleri Mensupları Eşleri Dayanışma Derneği (DMEDD) tarafından organize edilen, Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu ve eşi Sare Davutoğlu’nun evsahipliği yaptığı yardım yemeği idi.
Yemek, geçen hafta Pazartesi akşamı yapıldı. Ankara’daki tüm yabancı Büyükelçiler davet edildi. Tek bir kişi hariç...
İsrail’in Ankara Büyükelçisi Gaby Levy’ye bu yemek için de davetiye gitmedi…
TÜRKİYE’DEN OECD REST
İsrail’le ilişkilerde Ankara tarafından bir başka “rest” de Ekonomik İşbirliği ve Kalkınma Örgütü (OECD) toplantısı çerçevesinde yaşandı.
OECD’ye, bir anlamda “Türkiye’nin oluruyla” geçen yıl üye olan İsrail, bu yıl OECD’nin turizm konulu toplantısına evsahipliği yapmak istedi.
Toplantı için 20-22 Ekim tarihleri belirlendi.
Ardından da İsrail Turizm Bakanı Stas Misezhnikov çıkıp bir açıklama yaptı.
İsrailli Bakan, “OECD’nin toplantıyı Kudüs’te yapmayı kabul etmesi, Kudüs’ü İsrail’in başkenti olarak kabul etmesi anlamına geliyor” dedi.
Tabii buna tepki büyük oldu.
İsrail ne kadar “başkentim Kudüs” de dese, Türkiye gibi pekçok ülke İsrail’in başkentini Tel Aviv olarak kabul ediyor.
Bu sözler üzerine, ülkeler tepkilerini göstermeye başladılar.
Türkiye’den OECD turizm toplantısına, Turizm Bakanlığı Müsteşar Yardımcısı başkanlığında bir heyetle katılması planlanıyordu.
Ancak İsrailli Bakan Misezhnikov’un açıklamaları üzerine Türkiye, bu toplantıya katılmama kararı aldı.
Benzer bir karar İngiltere ve İspanya’dan da geldi.
Diğer OECD ülkelerinin de toplantıyı boykot etmeyi değerlendirdikleri öğrenildi.
İSRAİL, OECD'YE TÜRKİYE'NİN SAYESİNDE ÜYE OLDU
OECD'de üyelik, ancak tüm üye ülkelerin mutabakatı ile gerçekleşiyor. Yani tek bir üye bile itiraz etse, aday ülke üye yapılamıyor.
Nitekim İsrail'in üyeliğinin tartışılacağı OECD toplantısı öncesinde Filistin Yönetimi aralarında Türkiye'nin de bulunduğu ülkelere mektup yazdı. Mektuplarda, İsrail'in OECD üyeliğinin veto edilmesi istendi. Filistinmektubunda, İsrail’in Filistin topraklarını işgal ettiği, bu işgal sürecince de “tüm OECD değerlerine aykırı hareket ettiği” vurgulandı. Mektupta, İsrail’in Gazze’ye yönelik ambargosunun ise bu bölgede yaşayan sivillerin “insanlık onurunu ayaklar altına aldığı” mesajı verildi. Mektupta, “İsrail 2008 Aralık-2009 Ocak döneminde tüm Gazze’yi yıkan saldırısının ardından, bir de ambargo uygulayarak, buradaki sivillerin yaşamlarını devam ettirmek için bölgeyi yeniden inşa etmelerine bile izin vermemektedir” denildi.
Ancak bu mektuba rağmen Türkiye, İsrail'in OECD üyeliğine veto uygulamadı.
Dolayısıyla İsrail'in üyeliğinin de önünü açmış oldu.
.