Güncelleme Tarihi:
İsrail ordusunun Gazze Şeridi’nde aylardır sürdürdüğü saldırılarına son vermek ve Hamas’ın elindeki İsrailli rehinelerin evlerine dönmesini sağlamak için yürütülen ateşkes görüşmeleri çökmek üzere. ABD Başkanı Joe Biden’ın mayıs ayının sonunda açıkladığı ateşkes planını İsrail’e kabul ettirememesi, Washington’un elindeki ‘silah sevkiyatı’ kozunu Tel Aviv’e karşı kullanamaması ve yaklaşan ABD Başkanlık Seçimleri, sonuçsuz kalan müzakerelerin arkasındaki faktörler olarak öne çıkıyor.
SON MÜZAKERE SÜRECİ NASIL BAŞLADI
ABD, Mısır ve Katar’dan oluşan arabulucular, 8 Ağustos’ta yayımladıkları ortak açıklamada, Gazze’de ateşkes ve esir takası için 15 Ağustos’ta Doha’da müzakerelere yeniden başlanması için İsrail ve Hamas’a çağrı yapmıştı. Hamas ise müzakere masasının yeniden kurulmasının gereksiz olduğunu belirterek ABD Başkanı Joe Biden 31 Mayıs’ta İsrail’in önerisi olduğunun altını çizdiği 3 aşamalı ateşkes planını kabul ettiklerini ancak İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu’nun sürekli yeni taleplerde bulunarak süreci tıkadığını açıklamıştı. Doha’daki görüşmelerde ilerleme sağlandığı iddia edilmiş ancak Hamas söz konusu iddiaları yalanlamıştı.
TEKLİFTE DEĞİŞENLER NELERDİ
ABD Başkanı Joe Biden, 31 Mayıs’ta İsrail’in önerisi olduğunun altını çizdiği üç aşamalı ateşkes planını açıklamıştı. Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’nde de kabul edilen plan, kalıcı ateşkesi, İsrail’in Gazze’nin tamamından çekilmesini, rehinelerin ve tutukluların karşılıklı salıverilmesini, yerlerinden edilen Filistinlilerin Gazze’ye geri dönüşünü, insani yardımların kesintisiz ve yeterli düzeyde ulaştırılmasını ve Gazze’nin yeniden imarını içeriyordu. Hamas planı hemen kabul etmiş ancak Netanyahu yeni şartlar öne sürünce Biden’ın önerisi masada kalmıştı. İsrail’in aşırı sağcı Maliye Bakanı Bezalel Smotrich ve Ulusal Güvenlik Bakanı Itamar Ben-Gvir de Netanyahu’nun ateşkes teklifini kabul etmesi durumunda hükümeti devirme tehdidinde bulunmuştu. Netanyahu son olarak İsrail ordusunun Mısır sınırındaki Philadelphia Koridoru’nda kalması ve Filistinlilerin Gazze Şeridi’nin kuzeyine dönüşüyle ilgili ek koşulların anlaşmaya eklenmesini talep etti.
SEÇİM MALZEMESİ Mİ OLDU
ABD Başkanı Joe Biden ve Demokrat Partili yöneticiler savaşın başından bu yana, Beyaz Saray’ın Gazze politikasından memnun olmayan Demokrat seçmenin tepkisinden çekiniyor. Mart ayında Michigan eyaletindeki ön seçimlerde Demokrat partili Müslüman seçmen, Başkan Biden’ın Gazze politikasını protesto amacıyla “kararsız” oy kullanmış ve bu rakam yüzde 13’e ulaşmıştı. Hafta başından bu yana Chicago’da devam eden Demokrat Parti Kurultayı’nın gerçekleştirildiği merkezin dışında Filistin yanlısı gösteriler devam ederken ABD’nin İsrail’e olan ‘kayıtsız şartsız’ desteğinin sona ermesi talep ediliyor. Washington yönetimi iç siyasette elini rahatlatmak için Gazze’de ateşkes konusunda bastırsa da Dışişleri Bakanı Antony Blinken’ın açıklamalarının süreci manipüle ettiği, Biden’ın hesabının da tutmadığı aktarılıyor.
BLİNKEN SÜRECİ MANİPÜLE Mİ ETTİ
ABD Dışişleri Bakanı Antony Blinken’ın İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu’nun ‘boşlukları kapatan yeni ateşkes teklifini kabul ettiğini’ söylemesinin ardından ABD’li bakana ilk tepki İsrail medyasından geldi. İsrail’deki Yediot Ahronot gazetesi, adı açıklanmayan İsrailli kaynakların, “Blinken, Netanyahu’nun ABD’nin teklifini kabul ettiğini ve topun artık Hamas’ın kalesinde olduğunu söyleyerek çok ciddi bir hata yaptı” şeklindeki sözlerine yer verdi. Kaynaklar, “Blinken müzakereleri ciddi şekilde sabote etti ve çok ciddi bir hata yaptı” ifadesini kullan dı. Hamas’a da bu teklifi kabul etme çağrısında bulunan Blinken, Doha’daki son ateşkes çabalarını anlaşma için ‘son fırsat’ olarak nitelemişti. Hamas’ın üst düzey yöneticilerinden Usame Hamdan ise Blinken’ın sözünü ettiği teklifin ne Hamas’a sunulan ne de üzerinde anlaşmaya varılan metin ile örtüştüğünü ifade etti.
BİDEN SİLAH KOZUNU DOĞRU KULLANDI MI
Amerikan Wall Street Journal gazetesine konuşan analistler, ABD Başkanı Joe Biden’ın Gazze’de ateşkes anlaşması görüşmelerine etki etmesini umduğu İsrail’e silah sevkiyatı kartını doğru oynayamadığı görüşünü dillendirdi. Dışişleri Bakanı Blinken’ın eli boş döndüğü Ortadoğu turundan kısa süre önce İsrail’e bir süredir bekletilen silah sevkiyatı onayı veren Biden yönetiminin, bu hamleyle Netanyahu’yu olası ateşkes anlaşmasında taviz vermesi için teşvik etmeyi hedeflediği ancak ters teptiği değerlendirmesinde bulunuldu. Netanyahu’nun silahları aldığında kazandığını hissettiği ve ABD yönetimini istediği şekilde yönlendirmeyi başardığı aktarıldı.
İSRAİL BASINI: NETANYAHU’NUN AMACI İŞGAL
İSRAİL gazetesi Haaretz’in editörü Aluf Benn, İsrail lideri Netanyahu’nun hedefinin Gazze’de uzun süreli işgal olduğunu öne sürdü. Benn, “Netanyahu’nun savaş hedefi esirlerin kurtarılması değil Gazze’nin işgali” başlıklı yazısında, “Netanyahu’nun, kalan esirlerin ölümü ve bölgesel bir savaş riski pahasına da olsa uğruna savaştığı hedef işgaldir” ifadesini kullandı. Yazıda dikkat çeken bir diğer önemli detay da, Netanyahu’nun, İsrail kamuoyunun esirler ve onların akıbetlerine odaklanmasını siyasi muhaliflerinin kendisine karşı kullandığı “koçbaşı” hedefinin önündeki engel olarak görmesi. Netanyahu’nun bu hafta kabine toplantısında 1996’da Oslo Anlaşmaları’na karşı dile getirdiği sloganı tekrar hatırlattığını belirten Benn, bunun da işgal edilen toprakların uluslararası baskı altında dahi geri verilmeyeceği anlamına geldiğini belirtti.
GAZZE’NİN ÇOCUKLARI YETİM KALDI
7 Ekim’den bu yana İsrail’in aralıksız saldırıları altında hayatta kalmaya çalışan Gazze’de savaş en çok da çocukları vuruyor. Gazze’deki Sağlık Bakanlığı’nın verilerine göre şu ana kadar 16 bin 500’den fazla çocuk saldırılarda hayatını kaybetti. Birleşmiş Milletler’e göre 19 binden fazla çocuk yetim kaldı. Uzmanlar yetim çocuk sayısının gerçekte çok daha fazla olduğunu değerlendirirken, nisan ayında yapılan bir araştırmaya göre Gazzeli ailelerin yüzde 41’i başkalarının çocukların bakımını üstleniyor. Bazı yetimlerin bakımını ise çocuk kamplarında BM üstleniyor. BM çalışanları fiziksel zorlukların yanı sıra çocukların çok büyük travmalar yaşadığını aktarıyor. Bazı çocukların ailelerini kaybettikleri saldırıların ardından hiç konuşmadığı bazılarının ise yalnızca anne babalarından bahsettiği belirtiliyor. Bölgedeki derin kaos ve yerinden edilmeler nedeniyle anne babaları hayatta olmasına rağmen ailelerinden kopan çocuklar olduğu da belirtiliyor.