Güncelleme Tarihi:
Geçtiğimiz hafta Washington’ı ziyaret eden İsrail Başbakanı Benjamin Netanyahu burada yaptığı açıklamalarda, İran’ın nükleer programını “insanlığın bugüne kadar karşılaşmadığı bir tehdit” olarak tanımladı.
Tahran’ı Almanya’nın 1938 yılındaki haline benzeten Netanyahu’nun sözleri yaptırımlar için zaman kazanmaya çalışan ABD Başkanı Barack Obama’yı hedef alıyordu. Netanyahu, Obama’ya İsrail’in konuşmayı bırakıp kendi çıkarlarına göre hareket etmeye hazır olduğunu hatırlatmaya çalışıyordu.
Finans piyasaları bu açıklamadan etkilenmedi ancak istihbarat kaynakları İsrail ordusu, hava kuvvetleri ve donanmasının İran üzerine düzenlenecek olası bir operasyon için hazırlıklara başladığını bildirdi.
Ortadoğu’da yaşayan halklar İsrail’in şüpheli nükleer tesisler üzerine yaptığı saldırılarla ilgili geçmişini çok iyi biliyor. Pek çok insan böyle bir saldırının bölgede bir uzun menzilli füze savaşı başlatmasından ya da İran’ın gerilla müttefiklerini harekete geçirmesinden endişe ediyor.
Özellikle petrol sektöründeki yatırımcılar şu soruları soruyor: İsrail İran’ı vuracak mı? Operasyonu yalnız başına mı yapacak? Ne zaman? Sonra ne olacak? Bu sorulara verilecek en akıllıca yanıtlar da şunlar: Çok muhtemel. Bir hayli muhtemel. Belki bir yıl içinde. Eh, Allah bilir. Gerçekten de Netanyahu bile cevapları tam olarak bilmiyor.
Ancak daha kısa vadede sorulması gereken bazı sorular da var: Birincisi, İran Batılı güçleri ve İsrail’i nükleer silah kapasitesi geliştirmediğine ikna edebiliyor mu? Elbette Tahran nükleer silah peşinde olmadığını defalarca söyledi ancak önümüzdeki aylarda İsrail’in ve Batılıların algıları değişebilir.
İkinci soru, İsrail’in iki rakip partisinin lideri olan Netanyahu ve Savunma Bakanı Ehud Barak’ın kendilerini eğer yaptırımlar başarısız olursa askeri çözüm seçeneğine ne kadar yakınlar? Son soru ise İsrail ve Washington’ın bu konuda ne kadar aynı fikirde olduğu ve Obama’nın İsrail’i engellemeye ne derece hevesli ve muktedir olduğu?
Amerikan kaynaklarına göre Başkan Yardımcısı Joe Biden’ın İsrail’e yaptığı rahatsız ziyaretten bu yana Tel Aviv, İran üzerine operasyon düzenlemeden önce ABD’nin yaptırımları gündeme getirmesine izin vermeye eğilimli bir hale geldi. Ancak İsrail kaynakları, güvenlik söz konusu olduğu zaman hiçbir yaptırım teklifinin kabul edilemeyeceği görüşünde.
Diğer yandan Netanyahu ve Barak’a yakın analistler, İsrail’in hazır olduğunu ve iki eski komando olan Başbakan ve Savunma Bakanı’nın uygun gördükleri anda düzenleyecekleri operasyonun hem zamanlamasının hem de doğasının uluslararası kamuoyunu şaşırtacağını söylüyor.
Netanyahu’nun selefi Ehud Olmert’in başbakanlığı sırasında İsrailli yetkililer bir savunma politikası belgesi hazırlamış ve devletin nükleer silah sahibi İran’la karşılıklı caydırıcılık üzerine kurulu bir rejimi kabul edebileceği ifade edilmişti. Bir zamanlar İsrail’in en şahin görüşlü siyasetçilerinden biri olan Olmert istifa etmeye hazırlandığı dönemde, İran saldırısı fikrinin “megalomanlık” olduğunu söylemişti.
Ancak açık açık İsrail’in yok olmasını istediklerini söyleyen İranlı liderlerle karşı karşıya kalan Netanyahu’nun geri adım attığı düşünülürse kariyeri tehlikeye girebilir. Netanyahu ve Barak gerçekten zamanın daraldığını söylüyor. İran’ın birkaç ay içinde nükleer savaş başlığı üretebilecek düzeyde olduğu ifade ediliyor. İsrail de bu durumu varlığına bir tehdit olarak algılıyor.
Amerikalı generaller ve yetkililer, İran’ı vurmanın “hesaplanmamış sonuçları”nın Ortadoğu’da istikrarsızlık yaratabileceği konusunda İsrail’i uyardı. Ancak Barak, Washington’a eğer İran’ın nükleer silahları Amerikalıların kabul edebileceği bir şey olsa da İsrail için böyle bir durum olmadığını söyledi.
İsrail, Obama’nın İran’a uygulanacak yaptırımları koordine etmesi fikrine sıcak bakıyor. Ancak birebir konuşmalarda çok az kişi bu yaptırımların İran’ı durdurma konusunda gerçekten verimli olabileceğine inanıyor. Ancak bu durum “Yaptırımlar yeterli olmazsa arkasından ne gelecek?” sorusunu sorduruyor.
Bazı analistler Washington’ın sert tepkilerinin İsrail’i tek taraflı hareket etmeye zorladığı görüşünde. Ancak Netanyahu’nun tek başına İran üzerine operasyon düzenleyip İsrail’i öfkelendirmekten kaçınacağını söyleyenler de var.