Güncelleme Tarihi:
İlk olarak önceki gün akşam saatlerinde ajanslara Mısır ve Almanya'nın arabuluculuğunda Hamas ile İsrail'in 1,027 tutuklu karşılığında İsrailli asker Gilat Şalid'in serbest bırakılması konusunda anlaştığı haberi düştü.
Dahası İsrail Cumhurbaşkanı Şimon Peres, Başbakan Tayyip Erdoğan'a da süreçte takındığı tutumdan dolayı teşekkür ederek, "bir jest" yaptı.
Aynı saatlerde İsrail ile Filistin yönetiminin Ortadoğu barış görüşmelerinin yeniden başlatılması amacıyla bu ay sonunda bir araya gelecekleri açıklandı.
Ve ardından da İsrail’in Mısır'dan altı askerini öldürdüğü için resmen özür dilediği açıklama geldi.
ZAMANLAMA DİKKAT ÇEKİCİ
Bu üç gelişmenin de hem uluslararası arenada hem de ülke içinde zor günler geçiren İsrail hükümetinin diplomatik manevraları olduğunu anlamak zor değil.
İsrail, bir süredir Türkiye ve Mısır gibi bölgesel, ABD gibi geleneksel müttefikleri ile ilişkilerinde zor bir dönemden geçiyor.
İsrail’in giderek yalnız kaldığı ve kendini izole ettiği yorumları yapılıyor.
HER ŞEY TOZ PEMBE DEĞİL
Ancak elbette ki bu üç gelişme Ortadoğu'da tansiyonun düşürülmesi için atılmış olumlu adımlar olsa da henüz işlerin düzelmeye başladığını söylemek için çok erken.
Mesela Şalit anlaşmasında pürüz çıkma olasılığı hala mevcut. Filistinliler, hem Batı Şeria'da hem de Gazze'de saygı duyulan el Fetih lideri Mervan Barguti'nin de serbest bırakılacak tutuklular arasında olduğunu savunuyor. İsrail ise bunu reddediyor.
Daha önce de Barguti'nin durumuyla ilgili krizler yaşanmıştı. Bu kez de benzer bir durumun doğması ve Şalit anlaşmasının suya düşmesi olasılık dahilinde.
Ayrıca bu ay sonuna doğru İsrail ve Filistin yönetimleri masaya oturuyor. Ancak İsrail sürecin en krizli konularından biri olan yerleşimler konusunda henüz geri adım atmış değil.
Ve elbette ki Mısır. Özür meselesi önemli bir sorunun aşıldığına işaret etse de Hüsnü Mübarek sonrası Mısır'da yaşanan kaos nedeniyle diken üstünde oturan İsrail'in ileride de benzer müdahalelerde bulunması şaşırtıcı olmaz.
ATILACAK DAHA ÇOK ADIM VAR
Özetle İsrail, sağ hükümetiyle dünyada giderek daha fazla kişinin kabul ettiği "kavgacı" imajını düzeltme konusunda üç önemli adım birden attı.
Ancak önünde daha kat etmesi gereken bir yol bulunuyor. Bunların başında da Türkiye ile ilişkileri normalleştirmek için bu konudaki tutumunu yumuşatması geliyor.
Ayrıca yerleşim konusunda da geri adım atması Ortadoğu barış sürecinin ilerlemesi açısından kritik önemde. İsrail hükümeti, Avigdor Lieberman gibi sivri sesleri törpülemeye devam etmeli ve Şalit konusunda da taahhütlerini yerine getirmeli.
İsrail'in attığı adımlar Ortadoğu'da tansiyonun yükseldiği bir dönemde olumlu. Ancak henüz başlangıç niteliğinde. Önemli olan bundan sonra ne yapacağı.