Güncelleme Tarihi:
“HAREKAT Yıldırım” planında ismi yer alan Genelkurmay Başkanlığı Personel Plan Yönetim Daire Başkanı Tuğgeneral Mehmet Partigöç savcılık ifadesinde, darbe girişiminde bir rolü bulunmadığını öne sürdü. Partigöç, “Darbeciler tarafından yapılan yazışmalarda benim ismimin yer alması rızam dışı olmuştur” dedi. Partigöç, kamera odasında Genelkurmay Başkanı Hulusi Akar’ın, bir general ve 2 koruma ile helikopter pistine gittiğini gördüğünü aktardı.
“Harekat Yıldırım” darbe planın altında “Müsaade edenin imza bloku” kısmında ismi yer alan Partigöç, darbe girişiminde herhangi bir şekilde yer almadığını öne sürdü. Avukatı Erkan İncirlioğlu eşliğinde 3 sayfalık ifade veren Partigöç, özetle şunları söyledi:
TATBİKAT VAR
“Darbeciler tarafından hazırlanan evraklarda benim ismim de yer alıyorsa bu evraklardan benim herhangi bir şekilde haberim yoktur. Bilgim ve rızam bulunmamaktadır. Olay günü odamda oturuyordum. Bir gürültü duydum ve saat 20.00 sıralarında bahçeye çıktım. Koşuşturma vardı. ‘Tatbikat’ diye sesleniyorlardı. Odama geri dönerken binanın girişinde Cemil Turhan isimli şube müdürünün beni aradığın öğrendim.
2.BAŞKANI KIŞLA DIŞINA ÇIKARILDI
Resmi hattan yaptığımız görüşmede Cemil Turhan, bana Genelkurmay 2. Başkanı Yaşar Güler’in emir subayı Binbaşı Mehmet’in birkaç tane mesaj çekilmesi için emir getirdiğini söyledi. Ben de teyit etmek amacıyla 2. Başkanın makamına çıktım, ama yerinde yoktu. Özel Kalem Müdürü Bünyamin Tuncer’e nerede olduğunu sorduğumda, şuan bir belirsizlik durumu olduğunu ve kışla dışına çıkarıldığın söyledi.
EMİRLERİ YERİNE GETİRİN
Ben de Şube Müdürü Cemil Turhan’a, ‘komutanımızın emri ne ise yerine getirin’ dedim. Gürültüler artınca tekrar bahçeye çıktım. Bahçede askeri kıyafetli kamuflaj elbiseli özel kuvvetler personeli vardı. Genelkurmay Başkanı ile 2. Başkanın korumaları da bulunuyordu. ‘Ateş etmeyin’ diye ikaz ettim. Kışlanın emniyetinden sorumlu olan destek kıtaları komutanı Cengiz Albay’ın yanına gittim. Durumun ne olduğunu sordum. Bilmediğini söyledi.
KAMERA ODASINDA GEÇTİM
Dost ateşi olmaması için onu uyardım. İkimiz birlikte kışlanın kamera odasına geçtik ve inceledik. Kameradan Genel Kurmay Başkanımızı gördüm. Yanında 1 general, 2 koruma ile helikopter pistine doğru gidiyorlardı. Daha sonra önce kendi odama, sonra da aynı katta bulunan Genelkurmay Başkanının makamına geçtim. Komutanın odasına girmedim. Genelkurmay Başkanı Özel Kaleme Müdürü Ramazan Göze ve emir subayı Binbaşı Levent ile durumun nasıl olduğunu konuştuk.
AKINCI ÜSSÜNÜ ARADIM
Saat 22.00 gibi Akıncı Üssünün harekat merkezini aradım. Komutanımızın orada olduğunu söylediler. Destek kıtaları ve özel kuvvetler personeline herhangi bir çatışma olmaması hususunda telkinde bulundum. Destek kıtaları komutanı, çevre emniyeti için personel görevlendirdiğini söyledi. Genelkurmay Başkanlığı bölgesinde 3-4 tane zırhlı araç geldi. Halka zarar verilmemesi için zırhlı araçların içeriye alınması talimatını verdim. Bunun üzerine araçları içeri aldılar.
AKAR’IN EMRİNİ İLETTİM
Odama geçtim. Sabaha kadar bekledim. İlhan Talu, beni emir astsubayının telefonundan resmi cep telefonum vasıtasıyla aradı. Durumun farklı bir mecrada geliştiğini ve Genelkurmay karargahındakilerle müzakere yapmak gerektiğini söyledi. Genelkurmay Başkanımızın personelin silahını bırakarak kışladan çıkması yönünde emri olduğunu anlattı. Bu konuya destek kıtaları komutanına söyledim. O da erbaş ve erleri topladığını, düzenli bir şekilde dışarı çıkacaklarını söyledi. Komutan katına gittiğimde saat 10.30 sıralarında özel kuvvetler personelinin mevzilendiğini gördüm. Onların kıdemlilerini çağırdım, Genelkurmay Başkanımızın emrini ilettim. Onlar da kendi aralarında görüşeceklerini söylediler. Bir süre sonra telefon geri dönüp kabul ettiklerini ve dışarı çıkacaklarını söylediler.
PANTOLON VE ÜZERİNİZİ ÇIKARIN
Ben de tekrar amirim Korgeneral İlhan Talu ile görüştüm. Nasıl yapacağımızı sordum. O da bir savcının nizamiye gelerek beni arayacağını söyledi. Genelkurmay nizamiyesinden bir savcı beni aradı. Pantolon ve üzerimizi çıkarak, silahımızı bırakarak çıkmamızı söyledi. Özel kuvvetler personeli önce kabul etmedi. Daha sonra tekrar savcı beyi aradım. Pantolon ve gömlekleri ile çıkmak istediklerini söyledim, ‘tamam’ dedi. Özel kuvvetler ve karargah personeli silahını bırakarak, çıkmaya başladı. Ben de nizamiyeye gittim.
PERSONELİM DARBEYE KATILMADI
Benim darbe girişimi ile hiçbir alakam yoktur. Fetullahçı değilim. Öğrenciliğimde onların dershanesine evlerine gitmedim. Zaman zaman orduda Fetullahçılar hakkında iddia olur. Benim bizzat bildiğim bir husus yoktur. Herhangi bir şeye tanık olmadım. İşim gereği bu iddialar gelir, biz de inceleriz. ‘Şu adam Fetullahçıdır’ dediğimiz hiçbir kimse olmadı. Benim emir komutamdaki personelden darbe girişiminin katılan herhangi bir kimse olduğunu görmedim. Darbe girişim konusunda kimseden talimat almadım ve kimseye talimat vermedim. Darbe hazırlıkları hakkında herhangi bir bilgim yoktur. Darbeciler tarafından yapılan yazışmalarda benim ismim yer alması rızam dışı olmuştur. Herhangi bir evrakta ıslak imzam yoktur. Mesajı çekerken benim adımı yazmışlar. Ben darbe girişimine iştirak etmedim.”