Nur BATUR
Oluşturulma Tarihi: Nisan 13, 2003 00:00
1920-22’de 1.5 milyon Rum'la 800 bin Türk'ün karşılıklı göçünü anlatan ‘‘Yolculuk’’ belgeseli 17 Nisan'da İstanbul Film Festivali'nde gösterilecek. Filmin Yunanlı yönetmeni Maria Mavrikou'yla İstanbul'a hareketinden önce konuştuk.
Yunanlı
film yönetmeni Mavrikou'nun babası 1919'da İzmir'i işgal eden Yunan ordusundaymış. Mavrikou, büyük göçün hikayeleriyle büyümüş. ‘‘Babam İzmir'in çok güzel bir şehir olduğunu söylerdi. Sonra 'savaş korkunç bir şey' diye ağlamaya başlardı’’ diye konuşuyor. Mavrikou, gençlik yıllarında sadece Rumların Anadolu'dan göçüyle ilgili acıklı hikayeleri duyduğunu anlatıyor:
‘‘Türklerin de doğup büyüdükleri toprakları terk ettiklerini yıllar sonra öğrendim. Bir gün Türkiye gezisine çıktım. Ayvalık'ta bir pazar yerine gittim ve birden kulaklarıma inanamadım. İki kadın Girit diyalektiğiyle Yunanca konuşuyorlardı. Sonra domates satan bir pazarcının yanına gittiler, onunla da Yunanca konuşmaya başladılar. İyice şaşırdım. Yanlarına gittim. Yunanlı olduklarını düşünüp 'Giritli misiniz?' diye sordum. Evet, dediler. Peki neden Girit'ten gelip burada domates satıyorsunuz diye sorunca güldüler. Girit'ten göç eden Türklerin bilmediğim hikayesini anlattılar bana, sonra evlerine davet ettiler. Böylece hem dost olduk hem de filmin ilk temellerini atmaya başladım.’’
Giritli dostları Mavrikou'yu Cunda Adası'na davet etmişler. ‘‘Sanki Yunanistan'da bir köye gelmiş gibiydim’’ diye anlatıyor şaşkınlığını Yunanlı yönetmen.
Bu arada Midilli Adası'nda da Ayvalık'tan göç eden Maki'yle tanışmış. ‘‘Giritli İsmet Nine'yle Maki Amca çocukken terk ettikleri topraklara bir daha geri dönmemiş. İkisi de öyle büyük bir özlemle anlatıyorlardı ki, ben onları yeniden topraklarına götürmeye karar verdim’’ diye anlatıyor.
Filmin çekimi böyle başlıyor işte. Maki'yle kardeşi Antigoni'yi Ayvalık'a götürmüş. Evlerini bulmuşlar ama şimdiki sahipleri eve girmelerine izin vermemiş.
‘‘Çok üzüldüler. Antigoni ağladı, ama sonra herkes öylesine dostça yaklaştı ki, üzüntüleri hafifledi. Sonra İsmet Nine'yi alıp götürdüm Girit'e. Girit'e ilk kez Türk göçmenler dönüyordu. 'Düşmanlarımızı neden getiriyorsun' diye tepki gösterirler diye korktum. Ama aksine çok dostça karşıladılar.’’
Yönetmen geminin Retimno limanına yanaştığı sabahı şöyle anlatıyor:
‘‘Yayya (Nine) İsmet öyle gergindi ki kabininden çıkmıyordu. O sırada Psiloriti dağından gün doğmaya başladı. Yayya İsmet'in gözlerinden yaşlar aktığını gördüm. 70 yıl önce terk ettiği Girit toprağına çıkmaya ikna etmek için iki saat konuştuk.’’
‘‘Yolculuk’’ belgeseli 2001'de Abdi İpekçi Barış Ödülü'nü aldı.