İsmail Tipi fahri hakim

ALMANYA'nın Offenbach kentine bağlı Heusenstamm kasabası belediye meclis üyesi olan gazeteci İsmail Tipi ve emekli sosyal danışman Osman Atasever, Hessen Eyalet İdari Yargıtayı’nda (Hessische Verwaltungsgerichtshof) fahri hakim olarak görevlendirildi.

Yargıtay Seçim Komisyonu, 19 Aralık 2006’da yaptığı toplantıda kendilerine önerilen 180 aday arasından 90 kişiyi fahri hakim olarak belirleyerek sekizer kişilik gruplar halinde Yargıtay’ın 11 ayrı dairesine dağıttı.

Yaklaşık 23 yıl süreyle Hürriyet Gazetesi’nde çalışan ve halen bir Alman gazetesinde muhabirlik yapan 48 yaşındaki İzmirli İsmail Tipi, Hessen İdari Yargıtayı’nın 3. Dairesi’ne atandı. Offenbach İl Meclisi’nce önerilen Tipi, Hessen Eyaleti’ndeki en yüksek idari yargı organında 1 Ocak 2007 ile 31 Aralık 2011 tarihleri arasında fahri hakim olarak görev yapacak.

Her duruşmada baş yargıç yanında iki mesleki hakim ve iki fahri hakimden oluşan 5 kişilik yargı heyeti, eyaletin en önemli davalarında karar mekanizmasını oluşturuyor. Fahri hakimlerin mesleki hakimler gibi verilecek kararlarda birer oyu bulunuyor.

Tipi’nin görevlendirildiği 3. Daire, Yabancılar Hukuku, Mülteciler Hukuku, İmar-İskan ve Trafik Hukuku, Savaş Sonrası Tazminat ve

Savaş Mağdurları Hukuku ile eyalet düzeyindeki idari yönetimlerin karıştığı adli anlaşmazlıkları kapsayan davalara bakıyor.

Yargıtay’da aynı süreler içinde fahri hakim olarak görevlendirilen ve Rüsselsheim İl Meclisi’nce önerilen Opel Tesisleri İşçi Yurtları’nda sosyal danışmanlık yapan, Uluslararası Sosyal Çalışma Birliği’nden (IB-Jugend Sozialwerk) emekli 62 yaşındaki Ürgüplü Osman Atasever ise 10. Daire’ye atandı. Bu Daire, Radyo ve Televizyon Aidatları Hukuku, Sübvansiyon Hukuku, Mültecilik Hukuku, Arşiv ve Şahsi Bilgileri Koruma Hukuku, Kira ve Sosyal Yardım Hukuku, Eğitim ve Burs Hukuku gibi davalara bakıyor.

SON DERECE ONUR VERİCİ BİR GÖREV

Hessen İdari Yargıtayı’nın 3. Dairesi’ne atanmasının, "Artık Almanya'da bazı önyargıların yıkıldığını" gösterdiğini belirten İsmail Tipi, bir Türk kökenli olarak böyle önemli bir göreve getirlemisinin kendisi ve Türk toplumu adına gurur verici olduğunu ifade ederek, şunları söyledi:

"Bu tabii ki benim için ve diğer seçilmiş arkadaşlar için büyük bir onur. Sonuçta Almanya'da hala entegrasyon sorunu yaşanıyor. Entegrasyon sorunları ve devam eden entegrasyon tartışmalarının ortada. Almanya'da özellikle ikinci, üçüncü kuşak Türkler arasında Almanya'nın günlük hayatına yöne verenlerin sayısı artıyor. Bunu Almanya'daki partilerin bünyesindeki Türk ve diğer yabancıların sayısından da görebiliyrouz. Kültür alanında, iş dünyasında, sporda ve günlük yaşamın hemen hemen her alanında üst yönetimlerde, karar mekanizmalarında Türk ve Türk kökenli insanların büyük bir başarıyla görev yaptığı ortada. Türk kökenli bir kişi olarak Almanya'nın en üst konumundaki bir yargı organında fahri de olsa hakim olarak seçilmek son derece onur verici, büyük bir mutululuk. Bu da şunu gösteriyor artık Almanya'da bazı önyargılar yıkılmıştır. Özellikle Türk kökenliler Almanya'nın birçok önemli görevlerine getiriliyor. Almanlar'ın büyük bir çoğunluğu göçmenleri daha kolay Alman vatandaşı olarak hazmedebildiği görülüyor. Dolayısıyla 40 yıllık entegrasyon mücadelesi, 40 yıllık entegrasyon çabaları meyvesini vermekte. Geçtiğimiz bu kırk yıl içinde yaşadığımız yabancılık sorunları, yabancıların kimlik arayışı olumlu yönde seyrediyor. Almanlar'ın büyük bir çoğunluğunun bir 10-15 senesine oranla çok farklı ve olumlu bakışlar taşıdıklarına tanık oluyoruz."