Güncelleme Tarihi:
İSMAİL CEM'İN ALBÜMÜNDEN
İsmail Cem, 26 Aralık'ta akciğer kanseri tedavisi için yatırıldığı İstanbul Cerrahi Hastanesi'nde 28 gün sonra hayatını kaybetti. Cem, 15 Ocak'ta enfeksiyon nedeniyle yoğun bakıma alınarak antibiyotik tedavisi görmeye başlamıştı. Cem, antibiyotik tedavisinin 8'inci gününde yaşam savaşını kaybetti.
İSMAİL CEM'İN DOKTORU: DÜN GECEDEN İTİBAREN BİLİNCİ YAVAŞ YAVAŞ KAPANDI
|
CENAZA CUMA GÜNÜ KALDIRILIYOR
İsmail Cem'in kızı İpek Cem Taha, babasının 26 Aralık'ta hastaneye yatırıldığını anımsatarak, ”Cenazesi, cuma günü Teşvikiye Camisi'nde kılınacak cenaze namazının ardından sonra Zincirlikuyu Mezarlığı'nda toprağa verilecek” dedi.
GALATASARAY DEYİNCE DÜNYA DURURDU | ||
|
İSMAİL CEM HAKKINDA NE DEDİLER
İpek Cem Taha (İsmail Cem'in kızı): Değerli bir insandı, ancak her şeyden önce ailemizin reisiydi. Yaşama, insanlara, ilkelere bağlıydı. Bunlar babamın hayat prensibiydi. Son dönemde "şuuru kapalı" dediler, ama değildi. Son ana kadar bilgisayarı, kalemi, kağıdı elindeydi. Elinde hala mürekkep izleri var. Bir kitap üzerinde çalışıyordu. Hepimizin başı sağ olsun.
Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer: Değerli devlet adamı, eski Kültür ve Dışişleri Bakanı İsmail Cem'in vefatından büyük üzüntü duydum. Siyasetçi, gazeteci-yazar ve bürokrat kimliğiyle önemli hizmetlerde bulunan İsmail Cem, çok yönlü kişiliği, uzlaşmacı tavrı ve demokratik duruşuyla ulusumuzun beğenisini ve saygısını kazanmıştır. İsmail Cem'in hizmetleri ve dış politikaya katkıları her zaman takdirle anılacaktır. Kendisine Tanrı'dan rahmet, ailesine ve ulusumuza başsağlığı dilerim.
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan: Değerli siyaset ve devlet adamı İsmail Cem'in vefatından büyük üzüntü duydum. Eski Kültür ve Dışişleri Bakanı olarak ülkesine ve milletine büyük hizmetleri geçen sayın Cem'in vefatı, siyaset dünyası için önemli bir kayıptır. Gazeteci-yazar kimliğiyle de kültür ve düşünce dünyamızın önde gelen isimleri arasında yer alan İsmail Cem'e rahmet, ailesine, tüm sevenlerine ve milletimize başsağlığı dilerim.”
9. Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel: Değerli yazar, devlet ve siyaset adamı Sayın İsmail Cem, ebediyete intikal etmiştir. Milletimiz, değerli bir evladını kaybetmiştir. Ailesine, kendisini sevenlere ve milletimize başsağlığı diliyorum. Allah rahmet eylesin.
Rauf Denktaş (KKTC 1. Cumhurbaşkanı): Büyük kayıptır. Sevecendi. Kıbrıs sorununun dengeler olmadan halledilemeyeceğini ortaya koydu. Federasyon istedi. Bu olmazsa iki ayrı bağımsız devletin olduğu konfederasyon fikrini ortaya attı. Kendisiyle Kıbrıs sorunu konusunda hiç görüş ayrılığına düşmedik. Kıbrıs sorununun halli için milli formülü ortaya attı ve büyük dirayetle savundu. Biz, o zamandan beri başımızı dik tuttuk. Ayrıca çok sevdiğimiz entelektüel biriydi.
İsmail Cem, 1995 yılında kaleme aldığı “Veda” adlı şiirinde, kendi ölümüne nasıl baktığını anlatıyor. Cem'in 1995 yılında New York'ta kaleme aldığını ifade ettiği şiiri ise ölümünün ardından belki de söyleyebilecek her şeyi kendi ağzından anlatıyor. Cem'in "Veda" adlı şiiri şöyle:İSMAİL CEM'İN "VEDA" ŞİİRİ Çok üzüldüm. Genç yaşta kaybettik. Çok değerli bir dostu kaybettik. Kendisi sosyal demokrasinin gelişmesi için çok çalıştı. Beraber ilk olarak UNESCO'da Paris'te çalışmıştık. Sonra partide beraber uzun yıllar çalıştık. Türkiye'nin komşuları ile özellikle Yunanistan ile arasındaki anlayış ortamının gelişmesine büyük katkılar yaptı. Dünya sorunlarına felsefeci ve sosyal bilimci bakışıyla yeni persfektifler getirirdi. Fikirlerini cesurca savunan bir politikacıydı. Siyasette uzlaşma arardı. Parti içinde de birlik ve uzlaşmadan yanaydı. Fikirlerini ve kendisini çok arayacağız.
Çok ileri bir tarihte
Çok yaşlı olarak
Sessizce ayrılmalıyım
Kimseye pek gözükmeden
Ve kimseyi rahatsız etmeden.
Masamın üzerinde
Dünden kalan işler
Tamamlanmamış yazılar
Okunmayı bekleyen kitaplar
Ve anılar ve umutlar.
Filleri kuyruğundan çekerek
Tepeleri aşırtmaktı görevim
Günler bitti filler tükenmedi
Ben elimden geleni yaptım
Gerisini siz tamamlayın.
Boşa geçmedi hayatım
Daha fazlası olabilirdi ama
'Buna da şükür' demeliyim
İşte sevgili dostlar
Ben böyle veda etmeliyim.
CHP Genel Başkanı Deniz Baykal: Sevgili kardeşim İsmail Cem İpekçi'yi kaybetmenin derin üzüntüsü içindeyim. İsmail Cem, toplumumuzun tarihsel süreklilik içindeki değişim ve modernleşmesini inceleyen, araştıran bir bilim ve kültür adamı, Türkiye'nin sosyal ve demokratik dönüşümüne katkı veren seçkin bir siyaset adamı ve aydınlık düşünceli fedakar, güvenilir bir dost olarak hem yaşamımda, hem de partimizin yaşamında daima özel bir yere sahip olmuştur ve hep sahip olacaktır. Ülkemiz, çok değerli bir evladını kaybetmiştir. Yaşamı boyunca bağımsızlığın, demokrasinin ve laik Cumhuriyetin kararlı savunucusu olan sevgili kardeşim Cem'e rahmet, ailesine, partimize ve tüm halkımıza başsağlığı diliyorum.
AKP Genel Başkan Yardımcısı Dengir Mir Mehmet Fırat: Türkiye'ye büyük hizmetler gerçekleştirmiş bir kişi olarak tüm Türkiye'ye baş sağlığı diliyorum. İsmail Cem, siyaset hayatı içerisinde bütün katmanlar tarafından, bütün siyasi düşünceler tarafından tasvip gören, yapmış olduğu eylemlerde ve görevlerde Türkiye'yi onurla temsil eden bir siyasetçi olarak Türk siyasal hayatının en büyük kayıplarından birisidir. Yeri zor doldurulacak bir siyaset adamıdır. İsmail Cem, katı olmayan, mantıklı, akılcı yaklaşım içinde olan bir siyasetçiydi. Türk dış politikasına da hakikaten damgasını vurmuş bir insandı. Bugün bir çok gelişmenin temelinde İsmail Cem'in bakanlığı döneminde gerçekleştirdiği programlar, projeler hala devam ediyor.
Yunanistan ile Türkiye arasındaki ilişkilerin geliştirilmesinde, dostluğun iyileştirilmesinde İsmail Cem'in unutulmaz katkıları olmuştur.”
DSP Genel Başkanı Zeki Sezer: Sayın İsmail Cem, önemli bir devlet adamı, önemli bir siyasetçi, ama aynı zamanda değerli bir gazeteci, TRT'nin efsanevi genel müdürü, bir yazar ve düşünürdü. Bu yönüyle de çok şey bıraktı. Uzun yıllar çok önemli işler yaptı. Bunu yaparken nazik üslubu çok önemliydi. Diyalog ve uzlaşıdan yana tavrı çok önemliydi. Türk milleti bir sevgili evladını yitirdi, biz çok değerli bir arkadaşımızı, dostumuzu yitirdik.
Eski TBMM Başkanı Hikmet Çetin: Çok üzgünüm. Ailesine başsağlığı diliyorum. Büyük bir dostumuzu, arkadaşımızı kaybettik. Ulus olarak da önemli bir devlet adamı, siyasetçi ve yazarımızı hem de çok verimli bir çağında yitirdik. Bir süreden beri büyük bir mücadeleyle hastalığını yenmeye çalışıyordu, ama başaramadı. Tekrar herkesin başı sağolsun.
Murat Başesgioğlu (Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı): Değerli bir siyaset adamını kaybettik. Ailesine ve milletimize başsağlığı diliyorum. Her şeyden önce çok iyi bir insandı, beyefendiydi. Türk siyasetinde sıra dışı bir insandı. Uzun siyaset yaşamında hakkında herhangi bir şaibe olmayan ender siyasetçilerden biriydi. Yapmış olduğu Dışişleri Bakanlığı çok kritik bir dönemde olmasına rağmen devletimizin hak hukuku açısından çok dirayetli bir bakanlık sergilemiştir. Maalesef uzun süredir yakalanmış olduğu hastalığa yenik düştü. Üzüntülüyüz. Ailesine ve milletimize başsağlığı diliyorum. En son Finlandiya'nın AB dönem başkanlığı sırasında Kıbrıs ile ilgili gelişmelerle ilgili olarak görüşünü almak için telefonla arayıp görüşünü almıştık.
İlter Türkmen (Eski Dışişleri Bakanı): Yunanistan Türkiye arasındaki dostluğun mimarıydı. 1999'dan beri Yunanistan ile Türkiye arasındaki ilişkiler geliştiyse onun sayesinde oldu. Ayrıca yine aynı yıl Helsinki'de Türkiye'ye verilen AB üyeliğine adaylık statüsündeki rolü unutulamaz. Çektiği güzel fotoğraflar da ona hayranlık duyulması için başka bir nedendi.
Ercan Karakaş (Eski Kültür Bakanı): Cem, sosyal demokrat hareket için çok önemli bir insandı. Cem, Türkiye'de siyasetin kalite kazanmasına, sosyal demokrasinin modernleşmesine, etkili bir hale gelmesine çok büyük katkılar yaptı. Siyasetçiliğinin yanı sıra iyi bir yazar ve düşünürdü. Gençlik yıllarında yazdığı “Türkiye'nin Geri Kalmışlığının Tarihi”, bize rehber oldu. Aydın Güven Gürkan'ın daveti üzerine aktif siyasete girdi.
TRT Genel Müdürlüğü var. O da bir büyük atılımdı Türkiye'de televizyon yayıncılığı için. Çok cesur kararlar aldı orada. Cem,Dışişleri Bakanlığı sırasında daima diyaloğu savundu. Dünya barışına katkıda bulunacak çalışmalar yaptı.
Taha Akyol (Milliyet): Fevkalade üzüldüm. Türkiye büyük bir evladını ve parlak bir beynini kaybetti. Eşi nadir görülen yüksek düzeyde bir düşünür ve entelektüeldi. Daha 35 yaşında "Türkiye'de Geri Kalmışlığın Tarihi" adlı eserini yazdı. Sanki profesyonel bir tarihçi gibi Osmanlı ile Türkiye Cumhuriyeti arasında köprü kurdu. Kemal Tahir'in etkisi büyüktür. “Yeni sol” terimini ilk kullanan ilk siyasetçidir. Siyasi felsefe açısından ileri düzeyi temsil eder.
Altan Öymen (Milliyet): Büyük kayıp. Siyasetçiliğinin yanı sıra basına hizmetleri de oldu. TRT Genel Müdürü olarak televizyona yeni bir hareket getirdi.. Eserleriyle, yazılarıyla siyasete ve sosyal demokrasiye katkısı oldu. Dışişleri Bakanı olarak Türkiye'yi dışarıda iyi temsil etti. Türkiye için büyük bir kayıptır.
Melih Aşık (Milliyet): 1982'de Güneş Gazetesi'nde birlikte çalıştık. Odalarımız yan yanaydı. Günde bir kaç kez karşılaşır konuşurduk. İyi bir insandı, ağzından kötü laf duymadım. Yazıları için sürekli düşünür, tartışır okurdu. Dengeliydi. Kendisi aleyhine yazanlara karşı da güler yüzlüydü. Aydın, entelektüel biriydi. Nazar değdi. Güzel bir insandı.
Ayşenur Arslan (Kanal D Koordinatörü): Hastaydı, bu sonucu bekliyorduk. Şuuru açıktı. Hrant Dink'in ölümünü duydu diye bir duygu geçti içimden. Her halde bu ona son darbe olmuştu. Dengele bir siyasetçiydi. Son siyasi hamlesi başarılı olamadı, ama bu başka parametrelere bağlıydı. Değerli bir beyindi.
DIŞİŞLERİ BAKANLIĞI: CAMİAMIZ DERİN ÜZÜNTÜ İÇİNDE
Dışişleri Bakanlığı, eski dışişleri bakanlarından İsmail Cem'in vefatının derin üzüntü yarattığını bildirdi. Bakanlıktan yapılan açıklamada şöyle denildi:
"1997-2002 yılları arasında Dışişleri Bakanlığı yapmış olan Sayın İsmail Cem'in bugün vefat etmesi camiamızda derin üzüntü yaratmıştır. Sayın Cem'in dış politikamıza ve Bakanlığımıza yaptığı değerli hizmetler ve katkılar unutulmayacaktır. Kendisine rahmet, kederli ailesine ve ülkemize başsağlığı dileklerimizi sunuyoruz."
DMD'DEN BAŞSAĞLIĞI
Diplomasi Muhabirleri Derneği (DMD), yaptığı yazılı açıklamada, "Eski dışişleri bakanlarından, meslektaşımız İsmail Cem'in hayatını kaybettiğini üzüntüyle öğrenmiş bulunmaktayız" dedi. Açıklamada, Cem'in devlet adamlığına ve Türk dış politikasındaki önemli açılımlarına dikkat çekilerek, "Cem, dışişleri bakanlığı döneminde nezaketi ve alçakgönüllülüğüyle diplomasi muhabirlerinin gönlünde ayrı bir yere sahip olmuştur" denildi. DMD, Cem'in ailesine ve sevenlerine başsağlığı, merhuma da Allah'tan rahmet diledi.
GAZETECİ SİYASETÇİ
1981’de Paris Siyasal Bilgiler Enstitüsü’nde “siyaset sosyolojisi” dalında master yapan Cem, 1963’den itibaren çeşitli gazetelerde yazı işleri müdürlüğü, genel yayın müdürlüğü yaptı. Cem, 1971-1974 yılları arasında Türkiye Gazeteciler Sendikası İstanbul Şubesi Başkanlığı’nı yürüttü.
TRT GENEL MÜDÜRLÜĞÜ MUHALEFETİ RAHATSIZ ETTİ
1974-1975 yıllarında Türkiye Radyo Televizyon Kurumu Genel Müdürlüğü’nde görev yapan Cem'in Türkiye gündeminde geniş şekilde yer alması TRT Genel Müdürlüğü’ne atanması ile oldu. Milliyet Gazetesi'nde köşe yazarlığı yaparken, 14 Şubat 1974'te göreve gelen Cem, TRT'de yeniliklere imza attı.
Cem, genel müdürlüğe geldiğinde yaptığı ilk konuşmada, "Yeni çalışma döneminin kültür anlayışında öncelik Türkiye kültürüdür, halkın kültürdür; bunun çağımızda aldığı ve alacağı biçimdir" dedi. Cem'in uygulamaları ve yaptığı atamalar dönemin muhalefeti tarafından tepkiyle karşılandı.
Adalet Partisi (AP) Genel Başkanı Süleyman Demirel, “TRT'nin Ulus gazetesinin durumuna getirilmek istediğini” iddia etti. 12 Nisan 1975 seçimlerinde güvenoyu alan Demirel başkanlığındaki "Milliyetçi Cephe" hükümetinin ilk uygulamalarından birisi 16 Mayıs 1975'te Cem'i görevden uzaklaştırmak oldu. Yargıya giden Cem, Danıştay tarafından göreve iade edildi ancak kendisi gazeteciliğe dönmeyi tercih etti.
YILDIZI DIŞİŞLERİ’NDE PARLADI
Cem, 1987 ve 1991 seçimlerinde İstanbul'dan, 1995 seçimlerinde Kayseri'den milletvekili seçildi.
1987-1996’da Avrupa Konseyi Parlamenter Meclisi (AKPM) ve Batı Avrupa Birliği (BAB) Asamblesi üyeliklerine seçilen Cem, 1989-1991 ve 1993-1995 tarihleri arasında AKPM Sosyalist Grubu Başkan Vekilliği’ne seçildi. 1996’da ise, AKPM ve BAB Asamblesi Türk Parlamenter Grubu Başkanlığı’na görevine geldi.
1995’de 50. Hükümet döneminde Kültür Bakanlığı yapan Cem, 30 Haziran 1997’de kurulan 55. Hükümet’te Dışişleri Bakanlığı görevine atandı.
TÜRK-YUNAN DOSTLUĞUNU SAĞLADI
Cem, özellikle Yunanistan Dışişleri eski Bakanı Yorgo Papandreu'yla kurduğu samimi diaologla Türk-Yunan yakınlaşmasında etkin rol oynadı. Cem, AB’ye üyelik sürecindeki başarılı politikası ile de dikkat çekti.
BAYKAL’IN BAŞDANIŞMANIYDI
Cem, 5 yıl kadar sürdürdüğü bu görevden Temmuz 2002’de istifa edip Yeni Türkiye Partisi’ne (YTP) katıldı ve bu partinin genel başkanlığına getirildi. Ancak YTP kuruluşunda yakın temas halinde bulunduğu ve Ecevit hükümetinden istifa etmesinde etkin olan Devlet eski Bakanı Kemal Derviş’in YTP’ye katılmaması Cem’de hayal kırıklığı yarattı.
YTP’nin 2004’te CHP’ye katılması üzerine Cem’in genel başkanlık görevi sona erdi. Cem, CHP’ye geçtikten sonra Baykal’ın başdanışmanı olarak görev aldı ve Parti Meclisi (PM) üyeliğine seçildi.
FANATİK GALATASARAYLI’YDI
İnternette zaman geçirmekten hoşlanan Cem, koyu Galatasaray taraftarlığı ile tanınıyordu.
"Akvaryum balıkçılığı" ile de ilgilenen Cem’in İstanbul’daki cüce ağaçlarla da ilgileniyordu. Klasik Türk ve Batı müziği dinleyen Cem, Doğu-Batı Enstitüsü tarafından, Türk-Yunan dostluğuna katkılarından dolayı 3 Mayıs 2000'de Yunanistan Dışişleri Bakanı Yorgo Papandreu'yla birlikte "Yılın Devlet Adamı Ödülü", Türkiye'ye yaptığı başarılı hizmetlerden ötürü de Türk Kalp Vakfı tarafından "Sakıp Sabancı İyi Kalp Ödülü" ne layık görüldü.
Cumhuriyet tarihinin en uzun görev yapan 4. dışişleri bakanı olan Cem, tedavisi sırasında eşi Elçin Cem çocukları İpek ve Kerim ile torunlarından destek aldığını her fırsatta dile getiriyordu.