Güncelleme Tarihi:
Başbakan Yardımcısı Emrullah İşler, Yüksek Seçim Kurulunun cumhurbaşkanlığı seçimi için yurt dışında oy kullanımıyla ilgili randevu sistemini katı bir şekilde uyguladığını ve bu durumun yurt dışından katılımı azalttığını belirterek, şimdiye kadar yurt dışında 232 bin, gümrük kapılarında da 152 bin vatandaşın oy kullandığını bildirdi. Yurt dışında 2 milyon 722 bin 981 seçmen bulunuyor.
Başbakan Yardımcısı İşler, Anfa Altınpark Belediye Evi'nde düzenlenen AK Parti İl Başkanlığı Değerlendirme Toplantısı'na katıldı.
Toplantı öncesinde gazetecilerin gündeme ilişkin sorularını yanıtlayan İşler, yurt dışında kullanılan oyların yüzde 5 düzeylerinde kaldığına yönelik değerlendirmelerinin sorulması üzerine, kullanılan oy oranının yüzde 5 olmadığını ve bunun düzeltilmesinde fayda gördüğünü söyledi.
İşler, 2012 yılında çıkarılan bir yasayla yurt dışındaki seçmene bulunduğu yerde oy kullanma hakkı getirildiğini hatırlatarak, "Bu doğrultuda tabii ki çıkan kanun gereğince bütün yetki ve sorumluluk Yüksek Seçim Kurulu'na verilmiştir. Yüksek Seçim Kurulu mevcut, mezkur yasada geçen esnek ifadeyi, yani randevu sistemi meselesini, katı bir şekilde maalesef uygulamıştır" diye konuştu.
Yurt dışında sandıklar kurulup oy verme işlemi başladıktan sonra görülen aksaklıkları tespit ettiklerini ve Yurtdışı Türkler Başkanlığının da bu konuda aktif olarak çalıştığını söyleyen İşler, "Bütün aksaklıklar tespit edilerek, Yurtdışı Türkler Başkanlığı bir yazı yazarak Yüksek Seçim Kurulu'na başvurmuştur ve ben de Yüksek Seçim kurulu Başkanımızla bir kaç kez telefonda görüştüm. Bazı esneklikler gösterilmesinin iyi olacağını, vatandaşların demokratik hakkını daha rahat kullanabileceğini söyledik. Bu konuda tavsiyelerimiz oldu ama Yüksek Seçim Kurulu, tabii ki yetki onlarda, almış oldukları karar gereği bu randevu sistemini katı bir şekilde uyguladılar. Bu randevu sisteminin katı bir şekilde uygulanması maalesef yurt dışında katılımı azalttı" diye konuştu.
"BEKLENTİM 500 BİNE YAKIN"
Emrullah İşler, yurt dışında katılımın az olmasında seçimlerin yaz dönemine gelmesinin de etkili olduğunu dile getirerek, şunları söyledi:
"Çoğu vatandaşımız yaz tatilini Türkiye'de geçiriyor veya başka yerlere gidiyorlar. Dolayısıyla beklediğimiz oranı yakalayamadık ama bu yurt dışında kullanılan oy sayısı. Kesin rakamı söylüyorum, 232 bin vatandaşımız yurt dışında oy kullandı. Gümrük kapılarında da oy kullanma işlemi devam ediyor. Malumunuz 26 Temmuz'da başladı, 10 Ağustos'a kadar sürecek. Gümrük kapılarındaki sabah itibarıyla rakam da 152 bine çıktı. Dün akşamki rakam 140 bindi, akşamdan sabaha 12 bin artış olduğunu görüyoruz. Daha önümüzde bir haftaya yakın bir zaman var. Ben bu sayının artacağını düşünüyorum. Benim beklentim genelde 500 bine yakın, 450-500 bin civarında herhalde bir yurt dışı ve gümrük kapılarında oy kullanılmış olacak. Bunu da eski seçimlerle karşılaştırdığımız zaman 2011 seçimlerindeki sayı 122 bin. Yani 122 binden aşağı yukarı eğer 500 bine çıkarsa 3,5 katı bir artış söz konusu olacak ve bu da totalde toplam yurt dışındaki seçmenin yüzde 17-18 civarında."
Önceki seçimlerde sadece gümrük kapılarında oy kullanıldığında oranın yüzde 5'i geçmediğini belirten İşler, bu sayının, ilk defa olmasına rağmen, yüzde 17-18'lere çıkacak olmasının önemli bir adım olduğunu ifade etti.
İlk olması sebebiyle bir takım eksikliklerin ve katılımda düşüklüklerin olduğunu dile getiren İşler, "Yüksek Seçim Kurulu bu seçimin yetkili organı olarak elbette ki yapılmış olan bu seçimden onlar da dersler çıkaracaklar. 2015 genel seçiminde bu ilk uygulamadan alınan dersler neticesinde daha başarılı ve katılımın daha yüksek olduğu seçimleri gerçekleştirmeyi ümit ediyoruz" şeklinde konuştu.
"SEÇİMLER İKİNCİ TURA KALMAYACAK"
Başbakan Yardımcısı İşler, bir gazetecinin, bu oy oranının seçimin ikinci tura kalmasına neden olup olmayacağını sorması üzerine, "Seçimlerin ikinci tura kalmayacağı zaten hepinizin malumudur. Dünkü İstanbul mitingi zaten bunun en büyük göstergesidir. Herhalde Türk siyasi tarihinin en büyük mitingi yapılmış oldu. 2 milyonun üzerinde insanla orada devasa bir miting yapıldı. Aslında meydanlar her şeyi söylüyor. Dolayısıyla seçimin aşağı yukarı sonucu belli, sadece oy oranını merak ediyoruz. 'Yüzde 50'nin üzerinde kaç olacak, yüzde 60 yakalanacak mı?' bunu bekliyoruz. Dolayısıyla benim şahsı kanaatim, bu seçim 10 Ağustos'ta bitecek, 10 Ağustos'ta milletimiz yeni cumhurbaşkanını akşam öğrenmiş olacak" dedi.
Bir başka gazetecinin, "Randevu sistemi katı derken, tam olarak neden bahsettiniz" sorusuna İşler, "Randevu almayan vatandaşlarımız sandıklara geldiler oy kullanamadılar, bu sıkıntı oldu. Bazı randevu almayan, 248 bin vatandaşımız randevu almıştı, almayan vatandaşlarımıza sistem otomatik verdi, otomatik vermelerde de bazı yanlışlıklar, sıkıntılar oldu. Mesela eşlerden birisi farklı yerde diğeri farklı günde kullanma gibi durumlar söz konusu oldu. Dolayısıyla vatandaş vakit bulunca geldi sandığa 'oyumu kullanayım' dedi. Ama maalesef bu katı uygulama neticesinde orada sıra olmamasına rağmen oy kullandırmama söz konusu oldu. Katı uygulama derken, bu seçimde randevu aldın aldın, almadın oy kullanamadın. Böyle bir durum söz konusu oldu veya randevu günün dışında eğer gelmişsen, diyelim ki randevu günüde sistem size otomatik randevu verdi ve siz oyunuzu kullanamadıysanız, 'boş vakitte, özellikle hafta sonu iş olmadığı günler gideyim oy kullanayım' diyen vatandaşlar oldu. Maalesef oy kullanamadılar. Sıkıntılar buradan kaynaklanıyor" şeklinde yanıt verdi.
İSRAİL'İN GAZZE'YE YÖNELİK SALDIRILARI
Öte yandan, İsrail'in Gazze'ye yönelik saldırılarına ilişkin soruları da yanıtlayan İşler, İsrail saldırılarında Birleşmiş Milletler'e ait bir okulun ve Anadolu Ajansı ofisinin hedef alınmasına ilişkin, şunları kaydetti:
"Gazze'de acımasız bir savaş yürütülüyor. Orantısız güç kullanılıyor. 3-4 haftadır malumunuz olduğu üzere kundaktaki bebekler, top oynayan, sahilde top oynayan çocuklar, insanlar yataklarında, evlerinde sofralarında acımasız şekilde öldürüldü. Sivil-asker ayrımı yapılmaksızın, herhangi bir şey yapılmadan bu saldırılar yapılıyor ve maalesef Gazze'deki görüntüler 2. Dünya Savaşı'ndan sonraki savaş görüntülerini andırıyor. Bu çerçevede İsrail o kadar pervasızca saldırıyor ki işte daha önce Birleşmiş Milletler'e (BM) ait binalar da vuruldu. En son dün yine bir okul vuruldu, bazı ölümler meydana geldi. Sizin de bahsettiğiniz gibi Anadolu Ajansı bürosuna saldırı oldu. Yani İsrail, sivil, basın, okul herhangi bir ayrım gözetmeksizin adeta deliye dönmüşcesine saldırıyor, vuruyor ve öldürüyor. İsrail maalesef kana susamış durumda."
"BM'YE AİT BİNALARDA ÖLENLER CAN DA DİĞER ÖLENLER CAN DEĞİL Mİ?"
Başbakan Yardımcısı İşler, bu saldırıları Türkiye Cumhuriyeti olarak lanetlediklerini belirterek, "BM'nin sesi de ancak kendi bürosu vurulduğu zaman, kendine bağlı okul vurulduğu zaman çıkıyor. Bunu da bir çifte standart olarak değerlendiriyorum. Aynı şekilde Amerika'dan da bir kınama geldi. Doğrusu BM'ye ait binalarda ölenler can da diğer ölenler can değil mi?" diye sordu.
Dünyanın bir İsrail sorunu olduğunu ifade eden İşler, "Dünya, bu İsrail sorununu çözmedikçe ne Ortadoğu coğrafyasına ne de dünyaya barış gelmeyeceği açık ve aşikar durumda gözüküyor" dedi.
İşler, BM'nin, daa önce İsrail aleyhinde almış olduğu pek çok karar bulunduğuna ve bunların hiçbirinin hayata geçirilmediğine dikkati çekerek, "Maalesef bu durum, aynı zamanda İsrail söz konusu olduğu zaman BM sistemini, uluslar arası sistemin de çöktüğünün bir göstergesi. Aslında BM'nin de yeniden yapılandırılması gerektiğini biz yüksek sesle ifade ediyoruz ve inşallah bu saldırıların bir an önce durması için aklı selimin galip gelmesini temenni ediyoruz" şeklinde konuştu.
"MEYDANLARDAKİ O KALABALIKLAR, DERGİYE YENİ KAPAK DA YAPTIRABİLİR"
Emrullah İşler, bir gazetecinin, "Der Spiegel dergisi, 'Erdoğan devleti, yeni padişah' kapağıyla çıktı. Bunu nasıl değerlendiriyorsunuz?" sorusuna şu cevabı verdi:
"Doğrusu bazı Alman medyasında, özellikle Türkiye ile ilgili enteresan haberler yapılıyor veya dergilerde kapaklar söz konusu. Sayın Başbakanımızın Türkiye'de yapmış olduğu icraatlar ve Türkiye'yi nereden alıp nereye getirdiği herkesin malumu. Bu başarılı icraatlar, birilerini çok ciddi şekilde rahatsız ediyor ve zaman zaman da işte kapakla veya yapmış oldukları haberlerle bu rahatsızlıklarını üstü kapalı bir şekilde ifade ediyorlar. Aslında Der Spiegel'in atmış olduğu kapak ve manşet diyelim, doğrusu Sayın Başbakanımızın ne kadar doğru icraatlar yaptığının bir göstergesi olduğunu ben düşünüyorum. Sayın Başbakanımız, gayet demokratik seçimlerle bugüne kadar geldi ve sandıktan çıkamadığı gün de görevi bırakmaya hazırdır kendisi."
"Şimdi dün İstanbul meydanlarını gördünüz, elbetteki o meydanlardaki o kalabalıklar belki söz konusu dergiye yeni kapak da yaptırabilir" diyen İşler, sözlerine şöyle devam etti:
"Sayın Başbakanımız, bugüne kadar hiçbir zaman diktatör olmadı, her zaman seçimlerle geldi ve halka da hesap vermektedir. Kendisi de her zaman söylüyor, biz bir faniyiz bugün varız, yarın yokuz. Türkiye'deki basın özgürlüğü de hepinizin malumu, Türkiye'de günlük çıkan gazetelere bakın, üçte birinden fazlası Sayın Başbakanımıza her zaman manşetlerden, sürmanşetlerden hakaret eder, eleştiri demiyorum, eleştiri zaten yapılıyor, bizdeki kadar hakarete varan eleştiri hiçbir dünya basınında bulunmamaktadır. Eğer diktatörlüğe veya 'Erdoğan devleti' vesaire eleştirileri, malum dergi aslında eğer onları gündeme getirecekse benim tavsiyem o kendi ülkesindeki cinayetleri biraz kapağa taşısın, kendi ülkesinde göçmenlere özellikle Türk vatandaşlarımıza uygulanan o öldürme olayları, onun peşine düşsün diye ben tavsiyede bulunuyorum."
İşler, Türkiye'nin demokratik bir ülke olduğunu, demokrasinin çıtasını yükselttiklerini kaydederek, Türkiye'yi 2023 hedefleri doğrultusunda Avrupa ülkelerinin daha ilerisine götürmeye azimli ve kararlı olduklarını sözlerine ekledi.
Basına kapalı düzenlenen AK Parti Ankara İl Başkanlığı Değerlendirme Toplantısı'na, İşler'in yanı sıra AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Süleyman Soylu ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın Siyasi Başdanışmanı Yalçın Akdoğan da katıldı.