OluÅŸturulma Tarihi: Ocak 18, 2004 00:00
Suudi Arabistan'da Arap sermayesinin buluştuğu "Cidde Ekonomik Forumu"na katılan Başbakan Erdoğan,önemli mesajlar verdi. Birlikteliklerin etnik, dini köken ve de coğrafyaya bağlı olmaması gerektiğini belirten Erdoğan, "İslam Ortak Pazarı anlayışını doğru bulmuyorum. Böyle bir oluşum kamplaşmaları başlatır" dedi.Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Cidde'de sürdürdüğü temasları çerçevesinde TOBB-DEİK İş Konseyi yemeğine katılarak, Türk ve Suud işadamlarına hitaben bir konuşma yaptı. Türkiye ile Suudi Arabistan arasındaki ekonomik ve ticari münasebetlerin gelişmesinde Türk-Suud İş Konseyi'nin çok faydalı olacağını ifade eden Erdoğan, iş konseylerinin kurulmasının iyi olduğunu ancak bunlara katılımın sağlanması suretiyle münasebetlerin geliştirilmesinin şart olduğunu söyledi. Bu konuda Acemlerin, ''Oturdular, konuştar ve dağıldılar'' sözünü anımsatan Başbakan Erdoğan, konuşmasını şöyle sürdürdü: ''Biz de yemekleri böyle güzel sofralarda yiyip dağılmamalıyız. Netice almazsak hiçbir faydası yok. Netice almamız şart. Onun için hertoplantı mutlaka netice vermelidir. Kaldı ki bizim değerlerimizde yatan önemli bir ilke var: Bir günü bir güne eşit olan zarardadır. Bizim bunu daha da ilerletmemiz lazım: Bir anı bir ana eşit olan zarardadır. Daima ileri gitmeliyiz. Ama şu anda çok gerilerdeyiz. Doktor Mahathır Muhammed'in bugün forumdaki bir sözü çok yerindeydi; 'Eğer İslam dünyası bugün geriyse bunun sebebi biziz' Yani Müslümanların kendisidir. Bu bizim kişisel ve toplumlar olarak sorunumuzdur. Bugün benim de ifade ettiğim gibi bizim birbirimize güvenimiz yok, dayanışmamız yok. Birbirimize güvenimiz olmadıktan sonra birbirimizle dayanışma içinde olmadıktan sonra bunu nasıl geliştireceğiz? Bizim çok daha farklı bir atımı gerçekleştirmemiz gerekir. Altını çizerek bir şey söylemek istiyorum. Yalnız, yanlış anlaşılırım endişesini de taşıyorum. Ben İslam Ortak Pazarı anlayışını doğru bulmuyorum. Çünkü, ne olursa olsun bu birliktelikleri ne etnik, ne dini kökene ne de coğrafyaya bağlı olarak düşüneceğiz. Artık dünyada bunların hiçbirisi kaldı mı? Ekonomi ilişkilerde böyle bir şey var mı? Kuruluşları böyle oluşturmaya kalktığımız anda kamplaşmalar başlar, münasebetler kesilebilir. Biz, şöyle bir şey koyabiliriz; 'ekonomik ve ticari alanda ortak kalkınan ülkeler birliği' diye bir şey oluşabilir. Burada ortak payda dayanışma olabilir. Dünyadaki küreselleşmeyle doğru orantılı veya paralel olmalıdır.''     KALKINMANIN GEREĞİ DAYANIŞMA    Başbakan Erdoğan, dünyanın bir ucundan bir malı diğer bir ucundan başka bir malı almaya mahkum olunduğunu ifade ederek, ''O zaman elimizi kolumuzu bağlamaya gerek yok. Ama kalkınmanın bir gereği olarak dayanışmaya gerek var'' dedi. 21. asrın adının paylaşım asrı olduğunu kaydeden Erdoğan, paylaşımanlayışını kavramayanların bunun dışında kalacağını söyledi. Erdoğan, konuşmasını şöyle sürdürdü: ''Bu zaten bize de uyan ve yakışan bir anlayıştır. Biz, çalışanla,emeğini koyanla her zaman her şeyi paylaşan bir milletiz. Zihniyet olarak da böyle bir zihniyetin hep birlikte temsilcileriyiz. Türk-Suudİş Konseyi bence bunun örneğini verebilir. 200'e yakın işadamıyla bugün buradayız. Ben, Suudi Arabistan Sanayi ve Ticaret Odası Başkanı Abdurrahman El Cerasi'den bekliyorum ki; en kısa zamanda Suud işadamlarını alsın Türkiye'ye getirsin. Aramızdaki ticaret hacmi 1 milyar 300 milyon dolar. Bu bize yakışmıyor, çok komik bir rakam. Her yıl sadece hac ve umre için buraya 200-250 bin vatandaşımız geliyor. Bizim aramızdaki hacmi turizm kanallarını genişletmemiz lazım. Kapılarımız size açık. Geçmişte şu veya bu olabilir. Biz yasaları da çıkardık. Mülk edinmeniz de mümkün.''     VİZEDE KOLAYLIK    Suudiler'in sağlık hizmetlerinde Türkiye'yi rahatlıkla tercih edebileceklerini ifade eden Erdoğan, Türkiye'nin buna yönelik güçlü bir beyin altyapısına, bilgi birikimine, dünya standartlarıyla yarışacak güce sahip olduğunu anlattı. Bu konuda teknolojiyi Türkiye'ye transfer etmiş özel sektörün bulunduğunu belirten Erdoğan, eğitimde de bu tür adımların atılması gerektiğini dile getirdi. Erdoğan, şunları kaydetti: ''Özellikle komşularımızla olan bu münasebetlerimizde çok hassasız. Bunu başarmalıyız. Savunma sanayi sektöründe kesinlikle Türkiye ile Suudi Arabistan önemli adımlar atmalıdır. Gıda ve tekstil tartışmasız konularımızdır. Sanayinin değişik kollarında birlikte yapacağımız çok şeyler var. Şunu açıkça söylüyorum; vize konusunda oturup bu konuları tekrar incelememiz lazım. Zorlaştırmayacağız, kolaylaştıracağız. Ama istiyoruz ki aynı şekilde Suudi Arabistan'da zorlaştırmasın, kolaylaştırsın. Bunu çok rahat hale getirmemiz lazım. Türkiye'ye döner dönmez ilk olarak kapılarda vize vermeyi, gerek Dışişleri Bakanıma ve arkadaşlarıma iletip gerekli hazırlıkları yapın diyeceğim. İnşallah bugünkü
yemek soframız bir muhabbet sofrasının da ilerisine geçer aynı zamanda bir bereket sofrası olur.''Â
button