Güncelleme Tarihi:
Papa II. Jean Paul'ün Katolik Kilisesi'nin günahları için özür dilemesi akla şu soruyu getirdi:
Papa II. Jean Paul, engizisyon işkencelerinden Haçlı Seferleri sırasında dökülen kanlara, tarih içinde Katolik Kilisesi'nin yapmış olduğu bütün hatalar adına özür diledi. Kilise'nin bütün dünyada yankı bulan bu anlamlı tavrı, akla şu soruyu getiriyor: Diğer Müslüman ülkeler bir yana, bizim yakın tarihimizde de Kahramanmaraş olayları, Sivas katliamı ve son olarak Hizbullah cinayetleri gibi özür dilenmesi gereken nice olay var. Peki, İslam adına işlenen günahlar için kim özür dileyecek?
AYNI ŞEY İSLAM ADINA YAPILABİLİR Mİ?
Prof. Mehmet S. AYDIN (İzmir İlahiyat Fakültesi Dekanı)
Sünnilik daha demokratik
Konuyu tarihi perspektifi içinde değrelendirmek lazım. Papalık bir kurum. Bizde ise kimse islamı temsil edemez, herkes kendi adına konuşmuş olur. Osmanlı döneminde hiç değilse gerektiğinde fetva veriliyordu. Şimdi bizde Diyanet İşleri Başkanlığı birçokları gibi bir genel müdürlük statüsünde sadece. Diyanet Başkanı bir devlet memuru olarak kalkıp o ülkenin ait olduğu bir dinin tarihi adına özür dileyemez. Aynı şey protestanlık için de zor. Bu tür bir özür ancak dini hiyerarşisi katoliklik gibi olan ülkede yapılır. Örneğin İran'da din adamlarının Şii teoloji içinde önemli bir yerleri vardır ve onlara ‘‘Fukaha’’ denir. Bu insanlar neyin dine uygun olup olmadığında söz sahibi kişilerdir. Şiiliğin bir otoritesi ve hiyerarşisi var. Sünnilik'te bu yok ama, aslında daha demokratik. Herkes kendi yorumunu yapabilir ama bunun kurumsal özelliği olmaz. Papa'nın metni çok uzun ve önemli bir metin. Buna hafıza arındırması diyorlar. Bir nevi kollektif günahtan arınma, kollektif bilincin günah çıkartması bu. Bu teolojik yanı olan bir tavır. İslam dünyası bunu yapamaz. İslam tarihinde de mutlaka hata vardır. İnsan söz konusuysa hata olur. Bu her din için aynı bu. Hatasız tarih olmaz.
Erdoğan AYDIN (Araştırmacı, yazar)
Bir kurum olması şart değil
Papanın özür dilemesi gerçi hıristiyanlık adına yapılmış tüm günahları bağışlatmaya yetmez. Bununla birlikte yine de bu özür dünyanını gelecek günlerinin daha insani ve olumsuzluklardan arınmış bir dünya olması açısından umutlu bir gelişmedir. Benzer bir özürün hiç kuşkusuz Yahudi dini ve İslam dininin yöneticilerince de yapılması bir zorunluluktur. Anımsanmalıdır ki, Yahudi dininin yöneticileri olarak örneğin Süleyman ve Davut Filistinlilerin kanlarıyla kendilerine tapınak yaptırmış ve daha bir dizi insanlıkdışı suçun failleri olmuşlardır. Aynı realite İslam tarihi için de geçerlidir. Örneğin Emevi ordularının Orta Asya içlerinde Kürt, Acem ve Kıpti topraklarında yüzyıllarca süren ve çok büyük katliamlar ve köleleştirmelerle devam eden büyük işgal harekatları, keza Haçlı seferlerini kınayan bir zihniyetin aynı şekilde Viyana kapılarına kadar insanlarını öle öldüre gitmesinin hesabı mutlaka verilmelidir. Kendi tarihlerini bu bağlamda sorgulamayanlar, karşı tarafın tarihini sorgulayarak olsa olsa iki yüzlü ahlaksızlar olabilirler. Bu özrü kim dileyecek? Öncelikle kendilerine İslam adına konuşma ve örgütlenme, başkalarını kafirlikle suçlama yetkisinde gören tüm din adamları, tarikat önderleri, şeriatçı parti yöneticileri ve belediye başkanları ve köşe yazarları başta olmak üzere şeriatçı düşünceyi savunan herkesin bu özrü dilemesi bir zorunluluktur. Kurum olması şart değildir.
Reha Çamuroğlu (Araştırmacı, yazar)
Hangi İslam?
Konuya Attila İlhan'ın soru tarzıyla yaklaşacak olursak, 'hangi İslam' demek gerekiyor önce. Papa da muhtemelen yalnızca katolikler adına özür diledi. Aynı özür protestanlar için geçerli olmadı. Dolayısıyla 'hangi İslam' sorusu bana doğru geliyor. Fakat burada çok özür dilemesi gerekenlerle az özür dilemesi gerekenler diye bir ayrım yapmak abes olur. Benim bildiğim kadarıyla tüm İslam mezhep ve yollarının özür dileyeceği çok konu var. Bütün bu yollar hiçbir şey için özür dilemeyeceklerse bile, kendilerine ters düşen davranışları için özür dilerlerse yeterince uzun bir liste oluşur zaten. Bu Sünni mezhebinden, Şii mezhebinden, tüm yollara ait müslümanlar için geçerli. Kimseyi dışarıda bırakmayan bir özürden bahsediyorum. Ama bu İslamın özür dilemesi olarak değerlendirilebilir mi, sanmıyorum.
TÜRK BASININDA VATİKAN’IN ÖZRÜ
Zeynep Atikkan (Hürriyet)
Papa niye öptü?
‘‘Her dönemde söz sahibi olmanın belli koşulları var. Bunu da en iyi bilen asırlardır dünya politikasında söz sahibi olan Vatikan olmalı! Papalık bugünün yeni dünya düzeninde söz sahibi olma yolunun yeni bir manevi düzenden geçtiğinin farkında. Hoşgörü turlarıyla başlayıp sosyalist Willy Brant tarzı özür dilemelerle devam eden bu arayış kuşkusuz ki geleneksel bir politik becerinin ürünü. Günümüzde söz sahibi olamk için insan hakları dilini kullanmak gerekiyor. Vatikan da o dili kullanıyor.’’
Zülfü Livaneli (Sabah)
İyi değerlendirelim
‘‘Papa II. John Paul, Müslüman ve Yahudi dünyasının önünde diz çöktü ve Katolik kilisesinin geçmişte işlediği suçlardan dolayı özür diledi. (...)
Eksik de olsa Vatikan'ın bugüne kadar din uğruna işledikleri suçları kabul etmesi, dünyanın din fanatizminden kurtulması yolunda küçük bir adım.
Hizbullah vahşetinin yaşandığı 21. yüzyıl Türkiyesi'nde bu oluşumları iyi değerlendirmeliyiz.
Çünkü bu topraklara fanatizm yakışmıyor.’’
İlhan Selçuk (Cumhuriyet)
Ya Cami?
‘‘Hıristiyanlığın 2000'inci yılında, Papa 2. Jean Paul, Katolik kilisesinin tarih boyunca işlediği günahlar için Tanrı'dan af diledi. (...)
Ya cami? Günah çıkartmaya hazır mı? İslam'da ne ‘‘günah çıkartma’’ diye bir kurum var, ne de bir gelenek!
Üstelik kilise Hıristiyanlığın 2000'inci yılında günah çıkartıyor.
Müslümanlığın önünde bu hesaba göre daha altı yüz yıl var, hele biz de 2000'inci yılımıza erişelim, ne günahlar işlediğimizi sayıp dökerek bağışlanmamızı Tanrı'dan dileriz.’’
Süleyman Arif Emre (Milli Gazete)
Allah cezalandırır
‘‘Terör isnadıyla veya bahanesiyle bile, hak ve hukukun böylesine çiğnenmesine gerek beşeri kurallar, gerek ilahi kanunlar izin vermez.
Allah böyle hallerde bu zulümler dolayısıyla herkesten önce bütün din ve bütün devlet büyüklerini cezalandıracaktır.
Mazlumun ahı yerde kalmayacaktır. Allah zulümden münezzehtir.’’