‘Islak imza’ soruşturması
Güncelleme Tarihi:
Toygun ATİLLA / İSTANBUL
Oluşturulma Tarihi: Mart 01, 2010 00:00
İrtica ile Mücadele Eylem Planı’nda bulunan ıslak imzanın Deniz Piyade Kurmay Albay Dursun Çiçek’in el ürünü olduğu yönünde ilk raporu veren 3 Adli Tıp Uzmanı hakkında soruşturma başlatıldı.
Soruşturmayı yürüten Bakırköy Cumhuriyet Savcısı Rahmi Tan, 1 Şubat’ta Adli Tıp Uzmanları Hüseyin Bülent Üner, Lokman Başer ve Mehmet Akın’ın ifadelerini aldı. Adli Tıp Kurum Başkanı Haluk İnce’nin de bilgisine başvuruldu. Uzmanlar, akademik ve bilimsel bir okulu olmadığını belirttikleri belge incelemenin usta çırak ilişkisine dayanan bir eğitim süreci olduğunu belirtterek, ifadelerinde, ıslak imza raporu sürecini de şöyle anlattılar:
Hüseyin B. Üner:
“1973’de Ali Tıp Astonomluğu’na atandım. Adli Tıp Kurumu Başkanı Haluk İnce’nin daveti üzerine 28 Ağustos’da Fizik İhtisas Dairesi’nde görev aldım.
‘Grafolog değilim’![/images/100/0x0/55eaeeb5f018fbb8f89ff7e8]()
Doktoramı ateşli silahlar ve atış artıkları üzerine yaptım. Belge inceleme konusunda daire başkanı olunca 1996’dan itibaren kurum bünyesinde çalışma yaptım. Görülmeyen yazı izlerinin elektorstatik iz belirleme cihazı ile görünür hale getirilmesi, Türk alfabesinde yazı hızının el yazısına etkisi, sahte liraların adli incelemesi gibi çalışmalarım bulunmaktadır.
O imzanın ıslak imza makinaları ile atıldığı yönünde şüphemiz olmadı.
Çiçek’in imzası ile ilgili raporum bilimsel bir çalışmaydı. Ülkemizde grafolog sıfatıyla mezun veren bir üniversite yoktur.”
‘Usta - çırak ilişkisi’
Lokman Başer:
“2002 Kasım’ından beri belge inceleme şubesinde çalışıyorum.
Belge inceleme uzmanlığının bir okulu yoktur. Eğitim süreci usta çırak ilişkisine dayalıdır.
Dursun Çiçek’e ait olduğu ileri sürülen belgedeki imzayla ilgili ilk inceleme talebi Genelkurmay Askeri Savcılığı’ndan geldi. Fotokopi belgedeki imzada biçimsel benzerlik vardı. Daha ileri bir tespitin mümkün olamayacağına dair rapor verdik. Daha sonra İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı orijinal belgeyi gönderdi. İmzanın Çiçek’in el ürünü olduğu yönündeki kanaatimi rapor olarak yansıttım.”
Mehmet Akın:
“Ağustos 2009’da Bakanlığın tasarrufu ile İstanbul Adli Tıp Kurum Başkanlığı’nda görevlendirildim. Islak imza konusunda 6-7 senedir bilimsel yayınlardan araştırma yapmaktayım.
Adli Tıp Kurumu’nda belge inceleme şubesinde kadrolu olarak 7 kişi var. Görev dağılımı gereği bu inceleme tesadüfen tarafımızdan gerçekleşmiştir.”
Haluk İnce:
“Adli Tıp Uzmanlığı konusunda diploma verecek şekilde bir akademik bir yapılanma yoktur. Dünyada da uygulama bu yöndedir. Genel kriter 3 yıl veya 600 dosya üzerinde çalışma yapmaktır. Bu şartlarda adli belge inceleme uzmanı olarak kabul görülmektedir. Bunun bir okulu yoktur.
O belge ile ilgili 3 inceleme yapıldı. İlki Genelkurmay Askeri Savcılığı tarafından astsubay bir kurye ile, 2’nci ve 3’üncüsü İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’ndan gönderilmiştir.
Konuyla ilgili sadece askeri savcımızla telefonla konuştum. Kendisi konunun önemini bildirerek, belgenin kısa bir sürede ve nitelikli personele eliyle incelenmesini istedi.
İnceleme yapılacak belgede görev alacak diğer uzmanları, Hüseyin Bülent Üner tayin etmiştir.
İnceleme sırasında kurum içinden veya dışından herhangi bir telkin veya baskı görmedik.”
Hüseyin B. Üner:
“1973’de Ali Tıp Astonomluğu’na atandım. Adli Tıp Kurumu Başkanı Haluk İnce’nin daveti üzerine 28 Ağustos’da Fizik İhtisas Dairesi’nde görev aldım.
‘Grafolog değilim’
Doktoramı ateşli silahlar ve atış artıkları üzerine yaptım. Belge inceleme konusunda daire başkanı olunca 1996’dan itibaren kurum bünyesinde çalışma yaptım. Görülmeyen yazı izlerinin elektorstatik iz belirleme cihazı ile görünür hale getirilmesi, Türk alfabesinde yazı hızının el yazısına etkisi, sahte liraların adli incelemesi gibi çalışmalarım bulunmaktadır.
O imzanın ıslak imza makinaları ile atıldığı yönünde şüphemiz olmadı.
Çiçek’in imzası ile ilgili raporum bilimsel bir çalışmaydı. Ülkemizde grafolog sıfatıyla mezun veren bir üniversite yoktur.”
‘Usta - çırak ilişkisi’
Lokman Başer:
“2002 Kasım’ından beri belge inceleme şubesinde çalışıyorum.
Belge inceleme uzmanlığının bir okulu yoktur. Eğitim süreci usta çırak ilişkisine dayalıdır.
Dursun Çiçek’e ait olduğu ileri sürülen belgedeki imzayla ilgili ilk inceleme talebi Genelkurmay Askeri Savcılığı’ndan geldi. Fotokopi belgedeki imzada biçimsel benzerlik vardı. Daha ileri bir tespitin mümkün olamayacağına dair rapor verdik. Daha sonra İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı orijinal belgeyi gönderdi. İmzanın Çiçek’in el ürünü olduğu yönündeki kanaatimi rapor olarak yansıttım.”
Mehmet Akın:
“Ağustos 2009’da Bakanlığın tasarrufu ile İstanbul Adli Tıp Kurum Başkanlığı’nda görevlendirildim. Islak imza konusunda 6-7 senedir bilimsel yayınlardan araştırma yapmaktayım.
Adli Tıp Kurumu’nda belge inceleme şubesinde kadrolu olarak 7 kişi var. Görev dağılımı gereği bu inceleme tesadüfen tarafımızdan gerçekleşmiştir.”
Haluk İnce:
“Adli Tıp Uzmanlığı konusunda diploma verecek şekilde bir akademik bir yapılanma yoktur. Dünyada da uygulama bu yöndedir. Genel kriter 3 yıl veya 600 dosya üzerinde çalışma yapmaktır. Bu şartlarda adli belge inceleme uzmanı olarak kabul görülmektedir. Bunun bir okulu yoktur.
O belge ile ilgili 3 inceleme yapıldı. İlki Genelkurmay Askeri Savcılığı tarafından astsubay bir kurye ile, 2’nci ve 3’üncüsü İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’ndan gönderilmiştir.
Konuyla ilgili sadece askeri savcımızla telefonla konuştum. Kendisi konunun önemini bildirerek, belgenin kısa bir sürede ve nitelikli personele eliyle incelenmesini istedi.
İnceleme yapılacak belgede görev alacak diğer uzmanları, Hüseyin Bülent Üner tayin etmiştir.
İnceleme sırasında kurum içinden veya dışından herhangi bir telkin veya baskı görmedik.”