Oluşturulma Tarihi: Haziran 11, 2002 00:00
‘İSTANBUL'a su havzasında iki cezaevi geliyor’ (9.6.2002) başlıklı yazımıza Cezaevi ve Tevkifleri Genel Müdürü, hákim Ali Suat Ertosun şu açıklamayı yaptı:‘‘Türk halkının belleğinden henüz silinmemiş, yakın tarihteki cezaevi olaylarının yeniden yaşanmaması için bakanlığımız nezdinde geniş kapsamlı bir çalışma başlatılmıştır. Bu çerçevede, uluslararası mevzuat dahil gelişmiş ülke uygulamaları ile ülkemize özgü sorunlar masaya yatırılmıştır.Sorunun çözümü ancak, hükümlü ve tutuklulara sosyo-kültürel, sportif faaliyet olanakları ile birlikte çağdaş iyileştirme ve eğitim yöntemleri sunan modern ve güvenli cezaevleri yapılması ile mümkündür.Özellikle metropol kentlerimizde nüfusun yoğunluğu, buna paralel suç oranının yüksekliği bu yerlerde yeni cezaevi yapımlarını öncelikli kılmaktır. Yakın tarihimizde yaşanan cezaevli sorunlarının tekerrür etmemesi ve Avrupa Birliği uyum sürecinin olumsuz etkilenmemesi için ivedilikle bu bölgelerde cezaevi yapımı hayati derecede önem taşımaktadır. Bunların içine de İstanbul ve çevresi birinci sıradadır.Terörün tamamen ortadan kaldırılması ve organize suç örgütlerinin etkinliklerinin kırılması için İstanbul'da cezaevi yapılması ülkemizin yüksek çıkarları karşısında tartışmasız bir zorunluluktur. Yürütülen bu çalışma çerçevesinde Maliye Bakanlığı Milli Emlak Genel Müdürlüğü'nün 8.8.2002 gün ve 42053 sayılı yazılarıyla İstanbul ili, Maltepe ilçesi Büyükbakkalköy Mahallesi, Ortadere Yöresi 4 paftada bulunan 282, 283, 284 No'lu parselde kayıtlı toplam 309.875 metrekare yüzölçümlü Hazine arazisi bakanlığımıza tahsis edilmiştir. Bu yere 1/25.000 ölçekli planda cezaevi yapı ve tesisleri konusunda değişiklik yapılarak, 1/5000 ölçekli plan hazırlanması istemi İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı'na iletilmiş, İSKİ ve Orman Bakanlığı'nın uygun görüşleri alınarak talebimiz kabul edilmiştir.Söz konusu alanda İSKİ yapılaşma standartlarına uyularak L tipi cezaevi yapılacaktır. Yapılan işlemler mevzuat çerçevesinde gerçekleştirilmiştir.’’Gökçek uçuyorANKARA Büyükşehir Belediye Başkanı Melih Gökçek, Demokrat Parti'nin (DP) resmen değil ama fiili genel başkanlığını yürütmeye başladı. Hemen her televizyonda Türkiye'yi 'kurtarma' projelerini anlatıyor.Anlattıkları şeyler, bir okurumuzun dediği gibi 'bilgisayarda devlet yönetiyor...' gibi sanki.Güneydoğu'yu ekonomik yönden hallediyor; İstanbul'u kurtarıyor. Hazine'ye 100 milyar kaynak sağlıyor. Bu arada vergileri de indiriyor.Söyleşilerini izlerken 27 Mart 1994 seçimleri öncesini anımsıyoruz.DSP Genel Başkanı Bülent Ecevit yanında partisinin İstanbul Büyükşehir Belediye Başkan adayı Necdet Özkan'ı (Hüsamettin Özkan'ın ağabeyi, eski Bayrampaşa Belediye Başkanı) tanıtıyor ve İstanbul'la ilgili projelerini anlatıyor.Ecevit, Karadeniz'den, Kilyos'un Fener bölgesinden Haliç'e bir kanal açacaklarını söylüyor. O tarihlerde Haliç'in temizlenmesi konusu çok tartışıldığından bu kanal vasıtasıyla Haliç'te su sirkülasyonu sağlanacağını belirtiyor.Haliç'in kirliliğini gidermek için proje akla biraz yatkın geliyor.Belediye başkanlığını sürdürürken DP'nin 'liderliğine' ısınmaya başlayan Gökçek ise bu projeyi daha da 'geliştirmiş'. Karadeniz'le Haliç arasında büyük bir kanal açarak İstanbul'a ikinci bir 'Boğaziçi' yaratıyor! Bu hat yaklaşık 22-23 kilometreyi buluyor.Birinci Boğaz'ın rezilliğini görmeden bu kanalın iki yanına, müteahhitlere %50 payla verdiği 500 bin konut yaptırıyor; satılan konutlarla da 100 milyar dolar topluyor.Bilindiği gibi böyle bir miktar Türkiye'nin borçlarının yarısını karşılıyor!Gökçek, Ankara'ya kaç konut projesi uygulamış ki, İstanbul için böyle hayali bir proje ortaya atıyor.Şeytanın aklına gelmez!Türkiye siyasette 'yeni yüzler'le tanışıyor; bir yandan da hayali projelerle. Atma Gökçek, din kardeşiyiz.Tarsus Emniyet Müdürü'nün fetvası3 Haziran'daki köşe yazımda; özetle İçel Valisi Akif Tığ, Belediye Başkanı Macit Özcan ve Emniyet Müdürü Akın Küçükberek'i ortak çalışmalarından ötürü tebrik ederek aynı çalışmanın Tarsus'ta da gösterilmesini diledim. 'Tarsus'ta son günlerde bir vurdumduymazlık hakim. Birileri çıkmış 'sahte plaka'yla dolaşıyor ve bu araçla anonslar yapıyor. Mersin'de yapılan denetimleri kıskanıyorum' dedim. Yazıdan sonra Tarsus emniyetinden bir polis telefonla, Emniyet Müdürü Fatih N.Öztürk'ün talimatıyla Emniyet Müdürlüğü'ne giremeyeceğimi ihtar etti. Şok oldum, gururum incindi. Ben Müdür Öztürk'e 'sahte plaka' takan aracın MHP Tarsus İlçe Başkanlığı'na ait olduğunu daha önce sözlü olarak iletmiştim. Ancak bana 'bu gibi küçük işlerle uğraşma' demiş; ben de köşe yazımı bu nedenle yazmıştım.Müdür de telefonla arayarak 'Artık ayağınızı denk alın, bundan böyle ensenizdeyim' biçiminde sözler sarf etti. Bu sözleri diafondan dinleyen Tarsus Gazeteciler Cemiyeti Başkanı Mehmet Geçim ve İleri Gazetesi sahibi Mehmet Samancı da tanık oldular. Kaymakam Necmi Kurt'a 'hayati tehlikedeyim' diye dilekçe verdim. Önceki gün ilçemize gelen hemşerimiz İçişleri Bakanı Sayın Yücelen'e durumu aktardık; bize 'konuyla ilgileneceğini' söyledi.Sayın İlçe Emniyet Müdürü 'idari suç' işlemiş olmuyor mu?Cemal DOLAŞMAZ-Tarsus Merhaba GazetesiYazı İşleri MüdürüFlorya çiftliğiBÜYÜKŞEHİR Belediyesi’nden bir memur ‘‘Florya tesislerinde kim oturur, kim kalır?’’ diye soruyor. ‘‘Buraları tatil sitesi midir, lojman mıdır? Memurlar mı, Belediye Meclis üyeleri mi oturur? Söyleyeyim bari 20 yıldır yaz-kış oturanlar var; depremde yerleştirilenler de çıkmıyor. Kiraları ucuz; kimin eniştesi, kimin kayınvaldesi, kimin de kardeşi oturuyor. Acaba Büyükşehir'in bu konuda bir yönetmeliği yok mudur?‘‘Bağkur’a teşekkür ŞİŞLİ'deki Bağkur İl Müdürlüğü'ne işimi halletmek için birçok kez gittim; her defasında atlatıldım. Daha sonra, adını bile bilmediğim il müdürü olan beye çıktım; ilgili şefi çağırdı ‘‘Asım Bey, bu arkadaşın işini niye yapmıyorsun?’’ diye ciddi şekilde tartıştı. Daha sonra işim çözümlendi. Beni tanımayan ama altındaki bir şefle vatandaş için kavga edebilen bu müdürü kutluyorum. Allah kendisinden razı olsun. Tayyap ÖZTOP-İSTANBULGÜNÜN SÖZÜ‘‘Cürüm akar, sorumlu avanaklar bakar.’’(Mehmet Feyyat)MESAJİMAR Kanunu'nun ilgili maddelerine göre hazırlanan Otopark Yönetmeliği'nde (1.7.1993) ‘‘Yapılacak binalara bu yönetmelikte tespit edilen esaslara ve belediye meclislerince alınacak kararlara göre bina otopark yerleri ayrılmadıkça yapı ruhsatı, bu otoparklar inşa edilip hazır hale getirilmedikçe de yapı kullanma izni verilmez.’’ Vergisini veren bir vatandaş otoparkını ve kaldırımını istiyor, kanunlara aykırı inşaat ruhsatı verenlerin de cezalandırılmasını istiyor.Dursun BORAN-İSTANBULTRAFİK Vakfı şoförlerinin tek başına araç çekmeye ve çekici ücreti tahsil etmeye ve eğer ödemmezse aracı rehin tutmakla tehdit etmeye hakları var mı? Eğer varsa,
trafik polislerine ne gerek var? Esra ERAY-KOZYATAĞI
button