A.A.
Oluşturulma Tarihi: Mart 02, 2006 17:21
Kırklareli'nde Ahmet Fenkli adlı erin 2001 yılında dayak sonucu beyin kanamasından ölümüne neden oldukları iddiasıyla dönemin Tugay Komutanı Tümgeneral Emin Ünal'ın da aralarında bulunduğu 5 kişinin yargılanmasına devam edildi.
Genelkurmay Askeri Mahkemesi'nde görülen davanın bugünkü duruşmasına, dönemin Kırklareli 33. Mekanize Piyade Tugayı'nda bölük komutanı olan Yüzbaşı İsmet Yetkin ile sanıkların avukatları ve Ahmet Fenkli'nin kardeşleri müdahil Fatih Fenkli ve Muzaffer Fenkli katıldı. Müdahiller, avukat Kemal Karabulut'un geçen duruşmada “tehdit edildiği” iddiasıyla çekilmesinin ardından bugünkü duruşmaya avukatsız devam etti.
Duruşmada, er Fenkli'nin ölümüyle ilgili olarak, olay sırasında GATA'da görevli tabiplerden Binbaşı Kıvanç Topuz tanık olarak dinlenildi. Topuz, o dönemde çok fazla hastaları olduğunu belirterek, Fenkli'nin tedavisine ilişkin süreci hatırlamadığını söyledi.
Fenkli'ye ilk müdahaleyi yapan Kırklareli Devlet Hastanesi doktorlarından Hakan Şarzet ise askerin, “bilinç bulanıklığı ve uyku hali” ile kendilerine getirildiğini, tomografisinde beyin kanaması tanısı koyduklarını ve solunum desteği sağlayarak Çorlu Askeri Hastanesi'ne sevk ettiklerini anlattı.
Daha sonra Er Fenkli'nin asker arkadaşları dinlenildi. Cinayet suçundan halen tutuklu bulunan Fenkli'nin asker arkadaşı tanık Hakan Çolak, Fenkli'nin telefon kartlarının üzerini siyah bantla kapatarak ankesörlü telefonlardan konuştuğunun söylendiğini, bunun öğrenilmesinin ardından tabur komutanının Fenkli'yi biraz hırpaladığını duyduğunu ifade etti.
Çolak, olay günü tabur içtimasının ardından eğitim sırasında, Fenkli'nin rahatsızlandığını belirterek Bölük Komutanı Yüzbaşı Yetkin'den izin istemesi üzerine, Yetkin'in eğitimde verilecek araya kadar beklemesi gerektiğini söylediğini, Fenkli'nin ısrarı üzerine Yetkin'in bir tokat attığını savundu. Fenkli'nin bir süre sonra fenalaştığını ve sedyeyle revire kaldırıldığını ifade eden Çolak, Duruşma Hakimi Kıdemli Albay Turgay Çağlar'ın sorusu üzerine, uyuşturucu sorunları nedeniyle kendisinin eğitim faaliyetlerine katılmadığını, eğitimi 50-60 metre uzaktan izlediğini belirtti.
Olayın ardından, tugay içtiması sırasında Tugay Komutanı Ünal'ın Fenkli için “cezasını buldu, ölsün” dediğini iddia eden Çolak, Fenkli'nin ölümünün ardından Tugay Komutanı Ünal'ın tugaya başsağlığı dilediğini kaydetti.
“İFADELERİNİ DEĞİŞTİRDİLER”
Hakim Albay Çağlar'ın tarafların görüşlerini sorması üzerine müdahil Muzaffer Fenkli, sanıkların hazırlık aşamasında olayı anlatan tanıklara ulaşarak, ifadelerini mahkeme aşamasında değiştirmelerini sağladıklarını iddia etti. Fenkli, “Ama bu tanığa tutuklu olduğu için ulaşamadılar. Bu tanık doğru söylüyor” diye konuştu.
Sanık Yüzbaşı Yetkin de tanık Çolak'ın 50-60 metre uzaktan iki kişinin konuşmasını duymasının mümkün olmadığını ifade ederek, ”Ayrıca takımın başında biri varken, askerin bölük komutanından izin istemesi söz konusu olamaz. Anlatılanlar doğru değil, kabul etmiyorum” dedi.
Sanık avukatları da Çolak'ın ifadelerinin daha önce dinlenilen tanıklarla çeliştiğini, Çolak'ın uyuşturucu kullanması nedeniyle ifadesine güvenilemeyeceğini ve tanıklığını kabul etmediklerini söylediler.
Daha sonra dinlenilen Fenkli'nin asker arkadaşlarından Berkan Tırtırlıoğlu ise, kendisinin tabur kantininde çalıştığını, Merkez Komutanı Yüzbaşı Nahit Balcı'nın telefon kartı sahtekarlığıyla ilgili kendisini sıkıştırdığını, bunun üzerine şüphelendiği 6 kişinin ismini verdiğini söyledi. Tabur karargahına çağrılan Fenkli'nin cüzdanından sahte telefon kartı çıktığını ifade eden Tırtırlıoğlu, bu olayın ardından Fenkli'nin bunalıma girdiğini kaydetti. Tırtırlıoğlu, kantinde dönerci olarak çalışan Fenkli'nin olayın ardından bölüğüne geri döndüğünü, burada bazı uzman çavuşlar tarafından sıkıştırıldığını duyduğunu, dövülmesiyle ilgili herhangi bir şey duymadığını söyledi.
Hakim Albay Çağlar'ın hazırlık soruşturmasındaki ifadesiyle çelişen yerleri anımsatması üzerine ise Tırtırlıoğlu, ilk ifadesinde yer alan “Fenkli'nin dayak yediği” şeklindeki sözlerin kendisine ait olmadığını savundu.
Bir başka asker arkadaşı Ferdi Körol da Tugay Komutanı'nın Fenkli'ye tugay içtima alanında “sahtekar” dediğini, ancak Fenkli'nin dayak yediğini görmediğini, sadece duyduğunu kaydetti. Eğitim alanında Yüzbaşı Yetkin'in Fenkli'ye tokat attığını görmediğini de ifade eden Körol, Fenkli'nin rahatsızlanmasının ardından revire sedyeyle değil, bölüğün eğitim cipiyle götürüldüğünü anlattı. Körol, Albay Çağlar'ın tugaydaki idari tahkikat soruşturmasındaki ifadelerini sorması üzerine, önce böyle bir ifade vermediğini, daha sonra da ifadenin kendisine ait olduğunu söyledi.
Tanık Hakan Çolak'ın, “Bu tanıkları tehdit etmişler. Ben doğru söylüyorum. Bölük Komutanı, Fenkli'ye eğitim alanında tokat attı” sözleri üzerine ise Körol, tehdit edilmediğini söyledi. Daha sonra tanık olarak dinlenilen Mehmet Türk, Necati Şenoğlu ile Dursun Kartal da Fenkli'nin dövüldüğünü görmediklerini, ancak böyle bir şeyin konuşulduğunu söylediler.
Duruşma, eksikliklerin giderilmesi için 28 Mart 2006 tarihine ertelendi. İddianamede, dönemin Tugay Komutanı Tümgeneral Ünal'ın “kastı aşan müessir fiil” suçundan Askeri Ceza Kanunu'nun (ACK) 117. maddesi uyarınca 2 yıla kadar hapsi isteniyor.
Kurmay Albay Recai Elmas, Merkez Komutanı Yüzbaşı Nahit Balcı ve Uzman Çavuş İlhan Önal için de ACK'nın 117. maddesine göre 2'şer yıla kadar, Bölük Komutanı Yüzbaşı Yetkin içinse suçu kasten işlediği iddiasıyla 10 yıla kadar hapis cezası talep ediliyor.