'Işık kirliliği Boğaz trafiğini aksatıyor'

Devlet Bakanı Ramazan Mirzaoğlu, Türk Boğazları Gemi Trafik Yönetim ve Bilgi Sistemi Projesi'ni tanıtmak, denizcilik sektörünün sorunlarını dile getirmek amacıyla Ceylan Inter-Continental Hotel'de yaptığı basın toplantısında, gazetecilerin sorularını yanıtladı.

''İstanbul Boğazı'nda bulunan eğlence yerlerinin Boğaz'ın güvenliğine etkisi nedir?'' şeklindeki bir soru üzerine Mirzaoğlu, şunları kaydetti:

''Türk Boğazları'nda deniz trafiğini ve güvenliğini aksatan büyük bir ses, ışık ve renk kirliliği var. Boğaz'ın güvenliği, halkın selameti ve çevrenin korunması için devlet her türlü tedbiri alacak. Bunları dün Boğaz İzleme Daimi Komitesi'nin gündemine aldırdım. Kısa zamanda bu konuda düzenleme yapacağız. Bundan 'eğlence yerlerine kısıtlama getirilecek' diye aklınıza bir şey gelmesin.''

Deniz güvenliğini sağlamak için kıyılarda deniz fenerlerinin bulunduğunu, bu fenerlerin ışıklarının sarı olduğunu hatırlatan Mirzaoğlu, bu kadar eğlence merkezinin arasında gece seyreden gemi kaptanlarının trafik ışıklarını göremediğini bildirdi.

İMDAT ÇIĞLIKLARI DUYULMUYOR
   Â
Mirzaoğlu, İstanbul Boğazı'nda yaşanan son kazada ''imdat'' çığlıklarının aşırı ses nedeniyle duyulmadığını da anlatarak, şöyle devam etti:

''Bunlara da bir düzenleme getirmek lazım. Gemiler, karayla ve trafik istasyonlarıyla sadece ışıkla değil, sesle, düdükle ve sirenle de haberleşiyor. Peki gemilerin sirenlerini nasıl duyacağız o kadar ses ve gürültünün arasında? Bunlara deniz trafik seyir ve güvenliğini aksatmayacak şekilde ses ayarlaması yaptırmayı gündeme aldırdım.''

''Türk Boğazları Gemi Trafik Yönetim ve Bilgi sistemi Projesi devrede olsaydı Boğaz'da son meydana gelen kaza önlenebilir miydi?'' şeklindeki bir soru üzerine de Mirzaoğlu, ''Eğer bu proje devrede olsaydı büyük ihtimalle Rus gemisi ile Yeni Beşiktaş-1 adlı teknenin çarpışması önlenirdi. Rus gemisi sesli, görüntülü olarak ikaz edilirdi'' dedi.

Mirzaoğlu, Kızkulesi açıklarındaki kazanın ise önlemesinin ise zorolduğunu belirterek, bu kazada 8 kişilik yata 25 kişinin bulunduğunu hatırlattı.

''8 Kişilik yata 25 kişi doldurur, rastgele Boğaz'a çıkarsanız, o bir yere vurur'' diyen Mirzaoğlu, bu konuda vatandaşların bilinçlendirilmesi gerektiğini söyledi.

Mirzaoğlu, ''Boğaz'da böcek gibi gezen tekneler var. Bunların denetlenmesi için bir yetki kargaşası mı var?'' şeklindeki bir soruya da şu yanıtı verdi:

''Balıkçı tekneleri Tarım ve Köy İşleri Bakanlığı'na, turistik gemiler Turizm Bakanlığı'na, bazı tekneler de Büyükşehir Belediyesi'ne bağlı. Böyle olunca büyük bir yetki kargaşası oluyor.''

VTS ALTIN GÜVENLİK BİLEZİĞİ

Türk Boğazları'ndaki trafik yoğunluğunun her geçen gün arttığını dile getiren Mirzaoğlu, Montrö Sözleşmesi'nin imzalandığı 1936 yılındayılda ortalama 4 bin 500 gemi geçiş yaparken, bu rakamın geçen yıl İstanbul Boğazı'nda 42 bin 637'ye, Çanakkale Boğazı'nda da 39 bin 243'e yükseldiğini bildirdi.

Yüksek tanker trafiğinin Türk Boğazları'nın tarihi ve doğal çevresinde ciddi tehlikelere yol açtığını vurgulayan Mirzaoğlu, bu riski azaltmak için VTS sisteminin devreye sokulduğunu anlattı.

Mirzaoğlu, projenin İstanbul Boğazı ayağında 8 gözetleme istasyonuile bir kontrol merkezinin, Çanakkale Boğazı'nda 5 gözetleme istasyonuile 1 kontrol merkezinin, Marmara Denizi'nde ise 3 gözetleme istasyonunun bulunduğunu hatırlattı.

VTS'yi hayata geçirmek için karşılaştıkları bürokratik engelleri anlatan Mirzaoğlu, sadece kulelerin ruhsatını belediyelerden almak için 3 yıllık bir süreye ihtiyaç duyulduğunu kaydetti.

40 MÄ°LYON DOLARLIK PROJE

Projenin maliyeti hakkında da bilgi veren Mirzaoğlu, şöyle devam etti:

''VTS Projesi, Türkiye'nin en rantabl, en hayati projesidir. Türk Boğazları'na vurulan, altın bir güvenlik bileziğidir. VTS, bu yıl sonunda devreye girecek. Projenin devreye girmesiyle Boğaz geçişlerinden yılda 70 milyon dolar ilave gelir elde edilecek.

Proje geçen yıl tamamlansaydı 29 milyon dolara malolacaktı. Ancak bu sene Bayındırlık ve İskan Bakanlığı'nın tespit ettiği rakamlarla projenin maliyeti arttı. Biz, Marmara Denizi'ni de kapsama aldık. Bütün bu artışlarla proje 40 milyon dolara malolacak.

Proje kendisini 6 ayda amorti edecek. Bugün, orta büyüklükteki bir yük gemisinin değeri 30 milyon dolardan başlayıp 40-50 milyon dolara kadar çıkıyor. Biz, bir yük gemisinin batmasını kurtarırsak bu projeyi amorti etmiş olacağız. Onun için bu proje, Türkiye'nin hayati projesidir.''

Mirzaoğlu, kule inşaatını yapan müteahhitlere de seslenerek, ''Kaybedecek bir günümüz bile yok. Planladığımız gibi paralarınızı hazırladık'' dedi.

Kulelere yerleştirilecek makine aksamlarının yurtdışından getirildiğini de hatırlan Mirzaoğlu, radar ve elektronik sensörlerin kısa bir süre içinde monte edileceğini söyledi.

DENÄ°ZCÄ°LÄ°K BAKANLIÄžI KURULSUN

''Denizciliğin milli politika olarak benimsenmesinin zamanı geldi,geçti'' diyen Mirzaoğlu, denizcilik ile ilgili sorunların çözülmesi için ''Denizcilik Bakanlığı''nın kurulmasının şart olduğunu bildirdi.

Ramazan Mirzaoğlu, bu bakanlığın kurulması için hazırlanan kanun tasarısına, Devlet Bakanı Kemal Derviş'in imza atmadığını ifade ederek, ''Sayın bakanımız da çok kıymetli imzasını bizden esirgemesin.Bu kanun tasarısı, TBMM'nin gündemine gelsin. Kamuoyundan ve siz basınmensuplarından bu konuda destek istiyorum'' diye konuştu.