Güncelleme Tarihi:
Adıyaman 3. Ağır Ceza Mahkemesi’nde davada sanıkların dinlenmesine devam edildi. KKTC Başbakanı Ünal Üstel de beraberinde bakanlarla birlikte duruşma salonunda duruşmayı takip etti.
Otel Sahibi Ahmet Bozkurt’un ardından tutuksuz yargılanan kızı Bilge Açık savunmasında, otelin iş ve işleyişinde söz sahibi olmadığını belirterek, “Otelin yüzde 5 hissesine ortağıyım. Yalnız 2021’de ben hissemi devrettim, otelin iş ve işleyişinden bilgim yoktu. Her konuda babam ilgilenirdi. Bizim hükmümüz olmazdı. Yönetimden babam sorumluydu. İmza yetkim yoktu” şeklinde konuştu.
"OTELİN YETKİLİSİ VE SORUMLUSU BABAMDIR”
Ahmet Bozkurt’un oğlu tutuklu sanık Efe Bozkurt ise otele bir çivi bile çakılsa babasından habersiz olmayacağını savunmasında dile getirerek, "3 Ocak 1992 tarihinde doğdum. 11 yaşlarındayken otel açılmış. 2016 yılında yapılan kat ile ilgili bir bilgim ve ilgim yoktur. Bu konuda karar mercii babamdadır. Babamın talimatı olmadan en ufak adım atılmaz, hareket edilmezdi. Duvardaki çivinin yeri bile babamın talimatıyla olurdu. Otelin yetkisi, sorumluluğu babam Ahmet Bozkurt’tur” diye savunma yaptı.
Ahmet Bozkurt’un diğer oğlu tutuklu sanık Mehmet Fatih Bozkurt, “1993 yılında Kıbrıs’a okumaya gittim, 1999 yılında geri döndüm. Akabinde aileme ait otomotiv şirketinde iş başı yaptım. Daha sonra babam tarafından otel yatırımına hisse vererek ortak yaptı. Bana yüzde 5 hisse verildi. Benim tüm vaktim otomotiv sektöründe geçti. Bundan dolayı yüzde 1’e düşürüldü. Fakat 2016 yılında yüzde 1 iken, babamın tasarrufu ile, bana yetki verildi. Otelle ilgili hiçbir işleyişin içinde olmadım. Fakat 2021 yılının sonuna geldiğinde babam hisseleri almam gerektiğini söyledi. Bende hisseleri üstüme aldım. Yönetim kurulu başkanı olup olmadığımı bilmiyordum. Oranın sorumluluğu babama aittir” şeklinde konuştu.
Ahmet Bozkurt’un kızı Seda Zeren ise, otelle herhangi bir bağlantısının olmadığını, sadece babasının otelle ilgilendiğini belirterek, “Adana’da yaşıyorum, Adıyaman’a çok gelip gitmezdim. Bayramlarda falan gelirdim. O zamanda evde kalırdım. Babam otelle ilgilenirdi. Babam onurlu bir işadamıdır. Otelde kaçak olduğu söylenen katın varlığını basından öğrendim” ifadelerini kullandı.
Ahmet Bozkurt’un kızı Şule Özbek ise, "2011 yılında erkek kardeşim Efe Bozkurt’a yüzde 5 olan hissemi devrettim. 2016 yılında ben ortak değildim. Şahsım ve ailem üzerine atılan suçlamaları kabul etmiyorum. Benim babam ailesinde titiz bir insandır. İş hayatında da aynı titizdir” dedi.
Ahmet Bozkurt’un eşi Ulviye Bozkurt ise savunmasında, “Üzerimize atılanlar iftiradır, bu iftiraları kabul etmiyorum. Savcılıkta verilen ifadelerimi yineliyorum. Kaçak kat denilen yer, teras kattır” diye konuştu.
SANIK VE MÜŞTEKİ AVUKATLARI ARASINDA USUL SATAŞMASI YAŞANDI
Sanığa müşteki avukatlarının soru sormasıyla ilgili sanık avukatları, usul konusunda yanlışlık yapıldığını dile getirerek sanık ve müşteki avukatları arasında karşılıklı sataşmalar yaşandı. Sanık avukatları, müşteki avukatlarının soru sormak yerine yorum yaparak, sanıkları yönlendirmeye çalıştıklarını öne sürdü. Mahkeme Başkanı yaşanan duruma müdahale ederek, avukatları sakin olmaları konusunda uyardı.
Avukatlar ile ilgili konunun son bulmasının ardından tutuklu sanık Mimar ve Fenni Mesul Erdem Yıldız’ın savunmasına geçildi. Erdem Yıldız savunmasında, “Belediyeye hak sahibi başvurur. Belediye imar durumu ve çapını verir. Mal sahibi, ilgili mühendislere götürür. Bana getirdi mimarisini, ben mimarisini hazırladım. Mimari projeyle birlikte toplam 6 projenin tamamı belediyeye sunulur. Belediye kontrolleri yapar, eksik yoksa onaylar. Aynı noterde olduğu gibi daha sonra huzurda imzaya çağırılır. 1995-2000 yıllarda benim müteahhit olarak o binayı yaptığımı iddia etmişler. O tarihlerde ben bu ülkede bile değildim. Ben bitmiş binada ince işlerle ilgili sorumluluk aldım. İlerleyen zamanda benim yaptığım işlerle ilgili bir şeyde kalmamıştır. Olmayan statik projede ben nasıl statikçi oluyorum, mimarla statikçiyi nasıl yan yana koyuyorlar?” ifadelerini kullandı.
Tutuklu sanık ve iddianamede Statik Proje Müellifi olarak geçen Halil Bağcı ise savunmasında, statik projesini kendisinin hazırlamadığını ve Ahmet Bozkurt’u tanımadığını belirterek, "Ben statik hesabı yapmadım. Sadece eski ile yeninin hesaplarını karşılaştırdım. Ben hayatım boyunca o inşaata gitmedim. Ahmet Beyi tanımam, oğullarını da tanımam. Ben tanımadığım birisine nasıl proje yapabilirim. Hiç tanımadığım birisine nasıl proje yapabilirim? Rapor denilen bilgi notunda sadece durum donatılarının karşılaştırmasını yapmışım” ifadelerini kullandı.
Tutuksuz yargılanan Fenni Mesul Hasan Aslan, dosyaya attığı imzayı hatırlamadığını öne sürerek, “1975 yılında Adıyaman deprem bölgesi tanımlamasında 4. derece deprem bölgesidir. Bina bu değerlere uygun şekilde yapılmasaydı 30 yıl ayakta kalabilir miydi?” dedi.
Tutuksuz yargılanan Statik Proje Müellifi Mehmet Göncüoğlu ise savunmasında, “Biz 1993 yılında projemizi teslim ettikten sonrasında gelişmelerden bilgim ve alakam yok. Biz konut olarak statik projesini yaptık ve teslim ettik. Otel olarak statik projesi çizmedim” şeklinde konuştu.
Mehmet Göncüoğlu’nun ‘konut olarak statik proje yaptık’ sözü üzerine sanık avukatları projede buranın sadece konut değil, konut ve ticari alan olarak imzalandığını dile getirdi.
Müşteki avukatları ve sanık avukatlarının talebi ile, 12 saat süren duruşmanın bitmeyecek olmasından dolayı duruşmanın ertelenmesini istedi. İddia makamı, sanıkların kaçma şüphesi uyandırdığı, dosyada bulunan tutuklama sebeplerinin devam ettiği, dosyada tutuklu bulunan sanıkların tutukluluk hallerinin devamını istedi.
DURUŞMA YARINA ERTELENDİ
Müşteki avukatları tutuklu sanıkların tutukluluk halinin devamını istedi. Sanık avukatları ise, tutuklu sanıkların tutukluluk halinin kaldırılmasını istedi.
Mahkeme Başkanı verdiği ara kararla, tutuklu sanıkların tutukluluk hallerinin devamına, 4 Ocak 2024 Perşembe günü saat 09.00’da duruşmanın yapılmasına karar verdi.