Güncelleme Tarihi:
AZERİ TÜRKİYE İLİŞKİLERİ
Yoğun süreç içinde Ermenistan ile bazı temaslar oldu. Ne yazık ki böyle önemli hassas konu dahi ülkemizde istismar vesilesi yapılmıştır.
Bu çok üzücüdür. AKP iktidarının Azerbaycan’a bakışı bellidir. Bunu istismar etmeye yeltenmek kadar çirkin yakışıksız bir yaklaşım olmaz. Bunu çok açık net söylüyorum. Azerbaycan’dan buraya gelenler de yanlış siyaset yaptılar. Onlar da yanlış yaptılar.
Şimdi ise şu anda, gerek Azerbaycan’ın Ermenistan ile yapmakta olduğu normalleşme sürecin ilişkin yönelik çalışmalar, gerekse bizim Ermenistan ile yaptığımız çalışmalar birbiriyle paraleldir. Bunun dışında bir şey düşünmek AKP iktidarına saygısızlık olur.
Yanlış davulu zurnayı eline alıp koşturanlar yanlış iş yapıyorlar. Bunlar bizim milli davamızdır.
Biz Minsk grubuyla alakalı çalışmaları, ABD’ye de Fransa’ya da hatırlattık. Süratle bitirelim başaralım dedik. Hala bunun takipçisiyiz.
Bölgede güven ve istikrarın sağlanması içinde elimizden geleni ardımıza koymayacağız.
1 Nisan’da ülkemizin öncülüğünde başlatılan Pakistan-Afganistan-Türkiye üçlü zirvesi, üçüncüsü gerçekleşti. Bu görüşmelerimiz gerçekten verimli geçti. Ardından hemen G-20 için Londra’ya hareket ettik. Bu krizi nasıl atlatabiliriz bunları tartıştık. Bu zirvenin hemen ardından NATO zirvesi gerçekleştirildi.
6 ve 7 Nisan tarihlerinde iki gün boyunca Türkiye yoğun bir program gerçekleştirdi. Bir tanesi İstanbul’daki Medeniyetler İttifakı’nın ikinci toplantısına ev sahipliği yaptık ve barış mesajlarını gönderdik. Yine aynı günlerde ABD Başkanı Obama’yı ülkemizde ağırladık.
ERGENEKON
Savcıların talimatlarıyla bazı gözaltılar gerçekleştirildi. Bazı liderler sorumsuzca açıklamalar yaptı ve buna devam ediyor. Savcı ve hakimlerin yürüttükleri adli soruşturmaları, seçimle siyasetle ilişki haline getirenler, AKP’ye ağır eleştiri getirmek suretiyle siyasi rant elde etmeye çalışıyorlar.
Ben bu tahrik edici ifadelere cevap verecek değilim. Ancak burada bir kez daha Türkiye’nin bir hukuk devleti olduğunu hatırlatmak istiyorum. Yasama yürütme ve yargı tamamen bağımsız olarak, çağdaş hukuk devletine yaraşır bir biçimde görevlerini ifa etmeye çalışıyorlar.
38. madde ki bir kez daha hatırlatmakta yarar görüyorum. “Suçluluğu hükmen sabit oluncaya kadar hiç kimse suçlu değildir” der.
Anayasamızda yasalarımızda altına imza attığımız uluslararası hukuk kuralları açıktır.
Siyasiler dahil her kesime düşen biraz önce hatırlattığım temel ilkelere anayasa ve yasalara uygun davranmaktır. Türkiye demokrasisinin bu olgunluğa erişmesi son derece önemli. Hakimlerimiz savcılarımız hiçbir baskı hissetmeden görevlerini yapabiliyorsa, bu bugünümüz için de geleceğimiz içinde güven verici bir gelişmedir.
Bundan kim neden rahatsız olabilir? Ortada son derece ağır vahim iddialar var. Anayasamıza yasalarımıza göre suç teşkil eden iddialar var. Bırakalım yargı işlesin, hukuk işlesin, bırakalım ak ile kara ortaya çıksın.
Yargıçları hakimleri itham ederek, yargıyı tehdit ederek hiç kimse bir yere varamaz. Bu süreç üzerinden siyasi rant elde etme çabasına girmek sorumsuzluk örneğidir.
Yargıya biz ancak yardımcı oluruz, yargının görevini üstlenemeyiz. Üzerimize düşen neyse sadece onu yapıyoruz, yapmakla yükümlüyüz.
Ancak aynı yaklaşımı toplumun bütün kesimlerinden, özellikle de siyasi aktörlerinden bekliyoruz.
SEÇİM SONUÇLARI
Ben birilerinin yaptığı gibi rakamlar üzerinden cambazlık yapacak değilim. Milletimiz gayet net bir şekilde tabloyu çizmiştir. Vermek istediği mesajı da net bir şekilde vermiştir. AKP 29 Mart seçimlerinde, önceki 3 seçimde olduğu gibi bir kez daha birinci parti olmuştur. Herhalde bunun aksini kimse iddia edemez. En yakın rakibine dahi büyük fark atarak seçimi önde bitirmiştir. Bir partinin kurulduğundan itibaren 4 seçime girmesi ve birinci olması, eşine ender rastlanan bir başarıdır.
AKP bu seçimde de kendi hedefleriyle, kendiyle yarışmıştır. Kesin olmayan sonuçlarına göre, il genel meclisi sonuçlarında AKP yüzde
AKP 16 Büyükşehir belediyesinden 10 tanesinde, 65 ilimizden 35 tanesinden milletimizden yetki almıştır.
892 ilçe belediyesinden 447’sinde de milletimiz AKP’li adaylara yetki vermiştir. 973 belediyenin 492’sini AKP’li adaylar kazanmıştır.
AKP hem Büyükşehir hem il hemde ilçe belediyeleri bazında milletimizin iradesiyle her alanda yüzde 50 civarında bir idare yetkisine mazhar olmuştur.
İl genel meclisi sonuçlarına göre AKP, 81 vilayetin 63’ünde birinci parti olmuştur. AKP’nin en yakın takipçisi ise 9 ilde birinciliği elde edebilmiştir DTP. CHP yalnızca 6 ilde, MHP ise sadece 2 ilde, BBP 1 ilde birinci olmuştur.
23 NİSAN
Bu yüce meclis demokratik laik sosyal bir hukuk devleti olan cumhuriyet’imizin kalbidir. Bağımsızlık için bizler çok ağır bedeller ödedik.
20. yüzyılın başında Balkanlar’da Kafkasya’da Hicaz’da yüz binlerce yavrusunu, Mehmedini feda eden bu millet, yılmamış bıkmamış yorulmamış ve tükendi denilen bir anda Kurtuluş Savaşı’mızla şanlı bir zafer yaşanmıştır.
Onun için 23 Nisan tarihi çok önemlidir. Yaşadığımız acı tecrübelere rağmen, milli egemenliği hala kabul edemeyen, yaklaşımların zaman zaman sahneye çıktığını görüyoruz.
Laiklik gibi demokrasi gibi ortak değerlerimizin tartışmaya açıldığına şahit oluyoruz.
Ne var ki bu millet, ali cenaplığıyla, sağduyusuyla bu tür çarpık fikirlere prim vermiyor ve inanıyorum ki bundan sonra da vermeyecektir.
TBMM, bu aziz Meclis, 89 yıl boyunca olduğu gibi bundan sonra da milletin karar mercii olmaya devam edecek, milli iradeyi demokrasisini güçlendirerek yoluna devam edecektir.
Vatandaşlarımızın huzur ve güven içinde demokratik tercihlerini ortaya koymuş olmalarından büyük bir memnuniyet duyduğumu söylemek istiyorum.
Hiçbir vilayetimizin bizim nazarımızda farkı yoktur. Biz Türkiye’yi bir bütün olarak görüyor, 71.5 milyon insanı bir bütün olarak kucaklıyoruz.
Bugüne kadar Türkiye’nin dört bir yanına adaletle sahip çıktık. Bundan sonrada aynı şekilde hizmet üretmeye devam edeceğiz.
Milletimiz tercihini yapmış ve yetki vermiştir. Milletimizin kararına her zaman saygı duyduk.
Bu kadarı ve mesajı tüm boyutlarıyla anlamaya, istikametimizi bu karar yönünde belirlemeye devam ediyoruz. Seçim sonrasında örneğin Başbakan filanca vilayete küstü. 28 kere gittiği yere artık bir daha gitmeyecek şekilde yapılan bazı değerlendirmeleri, yakışıksız çirkin değerlendirmeler olarak görüyorum.
Biz hizmet ve eser siyasetini benimsemiş bir partisiyiz. Milletimizin yerel yönetim yetkisi vermediği birimlerde elbette belediye başkanlığı ölçeğinde hizmet vermemiz mümkün olmayacak. Ama her ilde meclis üyelerindeki AKP’li arkadaşlarım hizmetlerini yansıtacaklardır.
Hükümet olarak ister AKP’ye, ister başka siyasi partiyi tercih etmiş olsun hiçbir vilayetimizin bizim nazarımızda farkı yoktur.
Bazı partiler kimlik siyaseti neticesinde, kimlik siyasetiyle siyaset yapılmaz diye bir şey yok tabi yapılır, ama öyle yaparsanız sınırlı kalırsınız. Diğer bazı partiler Ege Akdeniz Marmara’da kısmi varlık göstermiş, geriye kalan bölgelerde ciddi oy kayıplarına uğramıştır.
Elbette AKP bu seçimden birinci çıkmıştır. Elbette AKP bir kez daha Türkiye partisi olduğunu göstermiştir. Ancak ortaya çıkan sonuçların beklentilerimizin de altında kaldığı da bir gerçektir.
Muhalefet partileri AKP’nin bir önceki yerel seçime göre oylarındaki düşüşü kendi hanelerine bir başarıymış gibi yazma gayreti içerisindeler.
Hiçbir siyasi parti seçime girerken ben ikinci üçüncü parti olacağım diye girmez. Her parti ben bu seçimin birincisi olacağım diye girmesi lazım. Demokrasi mücadelesinde birinci olmaktır asıl hedef.
Bizde nerelerde eksikliklerimiz olduğunu etüd ederek, taze bir nefesle heyecanla durmak yok yola devam diyoruz.