Güncelleme Tarihi:
NORVEÇ’in Utoya Adası’nda İşçi Partisi Gençlik Kolları’nın 22 Temmuz’daki kampı sırasında gerçekleşen, 66 gencin öldürüldüğü katliamla ilgili Norveç polisine eleştirileri artıracak bir gerçek daha ortaya çıktı.
VG Gazetesi’nin haberine göre partinin gençlik kolları üyesi olan 17 yaşındaki Çeçen mülteci Anzor Djoukaev, katliamın ardından adada polis tarafından gözaltına alındı. Djoukaev’in katliamdan sağ kurtulan arkadaşları kadar üzgün ve sarsılmış görünmediğini öne süren polis, suç üstü yakalanan Anders Behring Breivik ile birlikte Çeçen genci de gözaltına aldı. Djoukaev, Breivik’in de bulunduğu polis botuyla anakaraya götürülüp 17 saat boyunca “Yüzyılın Canisi”ne yakın bir hücrede tutuldu. 2001 yılında Norveç’e mülteci olarak Çeçen gencin ailesinin, bu 17 saat boyunca oğullarının katliamda öldüğünü düşünerek şok yaşadığı belirtildi. Hönefoss Emniyet Müdürü Kjel Magne Tvenge bir hata yaptıklarını kabul ederken, gözaltına aldıkları gencin ailesine haber vermediklerini de doğruladı.
Katliamın filmini çekti mi?
Öte yandan Norveç medyası, polisin Breivik’in Ütoya adasındaki katliamı filme çekmek için kullanmış olabileceği bir kamerayı aradığını ileri sürdü. Breivik’in, video kamerayı ifadesinde ve manifestosunda anlattığını belirten polis, bu kamerayı henüz ele geçiremediklerini, arama çalışmalarının devam ettiğini kaydetti.
Polisi 10 kez aramış
Breivik’in avukatı Geir Lippestad ise Aftenposten gazetesine verdiği demeçte, müvekkilinin adada katliam yaparken teslim olacağını bildirmek için polisi 10 kez aradığını ancak kimsenin cevap vermediğini ileri sürdü.